Ölümü vaaz edenler vardır: ve yeryüzü doludur bunlarla, yaşamayı bırakmaları vaaz edilmesi gerekenlerle.
Yeryüzü dolup taşıyor lüzumsuzlarla, yaşam berbat oldu fazlalıklarla. “Bengi yaşamla” kandırıp, uzaklaştırmalı onları bu yaşamdan!
Her bir erdem bir diğerini kıskanır ve kıskançlık korkunç bir şeydir. Erdemler de mahvolabilir kıskançlık yüzünden.
Kıskançlık ateşinin ortasında kalan, sonunda kendine yöneltir zehirli iğnesini, tıpkı bir akrep gibi.
“Ne önemi var ki benim aklımın? Bir aslanın yiyeceğini araması gibi arıyor mu ki bilgiyi? Yoksulluktan, pislikten, sefil bir huzurdan başka bir şey değildir o!”
Maviyim gökyüzü gibi dingin, duygulu. Yeşilim bahar gibi, aşık, umutlu. Griyim ben taş gibi, gamlı, boynu bükük. Kırmızıyım toprak gibi, kırık, yaralı…
Her insanın anılarında ancak dostlarına söyleyebileceği herkese açamayacağı konular vardır hatta dostlara bile söylenmeyecek olan insanın yanlızca kendisine itiraf edebileceği sırlarıda olabilir ama birde öyleleri vardır ki kendi kendimize bile açmaktan korkarız