Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Seher Bozdemir

Seher Bozdemir
@SeherBozdemir
Buraya Bakarlar
Ankara Üniversitesi | İF
32 okur puanı
Ocak 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Görüngü olmayan pek çok şey vardır." "Ne diyeceksen, açık konuş," dedi kurbağa köşeye sıkışmıştı. "İnsanlığın sahip olduğu büyük kavramlar, duyu organlanıyla elde edilemeyen şeylerdir. Adalet, sevgi, özgürlük ve mutluluk gibi kavramlardan bahsediyorum." "Bu kavranların doğru olduğundan emin misiniz?" diye sordu kurbağa, anlaşılamayacak kadar hızlı konuşuyordu. "Bunu söylemedim," diye yanıtladı Platonicus-Kanticus. "Emin değilim, ama umut olmadan yaşayamam. Bu kavramlar düşünülmüş şeylerdir. Biz insanlar bu tür kavramları araştırırız. Bunun için aklımız vardır. Duyular bize izlenimler sunarlar, akıl da elde edilen malzemeyi düzenler. Akıl düşünceyle birlikte hareket eder. Biz neden düşüncesi olan bir şeyi bilemeyelim ki?" "Bunlar kesin şeyler değil," dedi kurbağa patlak gözlerini Platonicus-Kanticus'ya çevirerek. "Tabi kesin değil," dedi Platonicus-Kanticus, "ama bu bir umutsuzluk nedeni değildir."
Sayfa 82 - GüncelKitabı okudu
Reklam
Şöyle ki, tüm duyular, zaman içinde algılanır, ancak sesin zamanla ilişkisi apayrı olup, kaydedilen diğer insan duyularının zamanla ilişkisine benzemez. Ses, ancak varlığını yitirirken işitilir. Yalnız yok olabilir değil, özünde geçicidir ve geçici niteliğiyle duyulur. Kalıcılık kelimesini söylerken -lık hecesine gelindiğinde ka- lıcı- heceleri çoktan yok olmuştur. Sesi durdurup sese hakim olmak mümkün değildir. Nitekim sesin akışı durdurulursa, sessizlikten başka bir şey kalmaz. Bütün duyular zaman içinde yer alsa da durdurulmaya, sabitleştirilmeye işitme kadar meydan okuyan ikinci bir duyu yoktur. Görme duyusu, hareketi olduğu kadar hareketsizliği de kaydeder. Hatta hareketsizliği daha iyi kaydeder, çünkü bir görüntüyü yakından incelemek için yavaşlamış olmasını yeğleriz. Bir hareketin aşamalarını görüp anlamak için, onu bir dizi dural fotoğrafa böleriz. Ses kaydınınsa dural çekimi yoktur. Osilogram sessizdir ve ses dünyasının dışında yer alır.
Sayfa 123 - FecrKitabı okudu
Görünümlerin, fikirleri "doğurmaları" nasıl mümkün olmaktadır? Belli bir andaki özgül tutarlılıkları yoluyla görünümler, bir dizi denklik eklemlerler; bu denklikler de bakanda geçmişteki bir deneyimin farkındalığını doğurur. Bu farkındalık bellekle örtük bir anlaşma düzeyinde kalabilir, ya da bilinçli hale gelir. Bilinçli hale geldiğinde bir fikir olarak formüle edilir. Anlatım kazanan bir fotoğraf böylece diyalektik olarak çalışır: kaydedilen olayın tikelliğini saklayıp korur ve bu tikel görünümlerin denkliklerinin genel bir fikir eklemlediği bir an'ı seçer.
Sayfa 110 - MetisKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İçini titreten trampeti duyuyor musun? Ona kulak ver - sana bir şey söylüyor: Eğer hiçbir kımıltı yoksa, anla ki yaprak kıpırdamıyor demektir. İçselleştirme modası var her yanda; insan kendini dinliyor ve kavrıyor. Ama gel gör ki kendi içlerine incelikle bakanlar dışarıya bakarken taşlaşıveriyorlar. Ama sen daha işin başındasın ve henüz nereye gideceğini bilmi- yorsun - Yön bulmana yardım edecek bir şey var. Trampeti duymuyor musun...
Sayfa 123 - Arıon yayıneviKitabı okudu
Şair Gertrude Stein ölüm döşeğindeyken sevgilisi Alice B. Toklas kulağına eğilir ve fısıldar: "Yanıt ne, Gertrude?" Stein yanıtlar: "Soru ne?"
Sayfa 123 - Aylak kitapKitabı okudu
Reklam
Çünkü tek başına hükmeden akıl, kısıtlayıcı bir güçtür; başıboş bırakılmış tutku ise, kendisini yok edene kadar yanan alevdir. Onun için, bırakın ruhunuz aklınızı tutkunun doruklarına yüceltsin şarkı söyleyebilmesi için. Bırakın ruhunuz tutkunuzu akılla yönlendirsin, tutkunuzun her gün yeniden dirilip Anka kuşu gibi kendi küllerinden doğabilmesi için.
-Makbul adamsın Gül Baba, hoşlaştum senden. Bu ıssız ormanda vaktün neye göre ayarlarsun? Namazun neye göre kılarsun? -Gökyüzüne bakarum, anlarum ben zamanı... Kasvet bulut günlerde belli olmaz vakit, öyle günler namaz kılmam, saz çalarum. -Bir camii istemez mü yani bu yerlere? -İsterdü amma, camiiden önce başka şeyler gereklü. -Bre camiiden önde gelen ne ola? -Camii insana Allah'ı öğretmez, insanı bilen bilür Allah'ı bunu öğretmek gerek insanoğluna.
Sayfa 54 - Ortaoyuncular YayınlarıKitabı okudu
Tanrı'nın açıklanamamış adaleti inanç zayıflamasına neden oluyor.
Sayfa 221Kitabı okudu
Hz. Peygamber'in mesajının içerdiği değerler sistemi evrensel nitelige sahiptir. Bir başka deyişle mesaj, evrensel değerlerin mesajıdır. Vahiy surecinde bireysel ve toplumsal düzeyde uygulama alanına konulan adalet hosgörü...gibi değerler, bütün insanları kuşatan, çağdan çağa, ülkeden ülkeye değişmeyen, her coğrafyada, her toplumda ve her zaman geçerli olabilen, her ortamda davranış ve uygulamalara yansıtılabilen niteliktedir. Onun mesajının evrensel oluşu, bizzat Kur'an-ı Kerim'de ifade edilmiştir. Aynı zamanda Hz. Peygamber'in İslam'ı yayma ve genişletme faaliyetleri bir bütün olarak dikkate alındığında, mesajı evrensel kabul ettiği ve uygulamayı da bu yönde gerçekleştirdiği görülmektedir. Onun getirdiği mesaj, kaynağı ve niteliği bakımından evrenseldir. Her seyden önce mesajın kaynağı, birleştirici, kuşatıcı bir kaynak olan ve evreni yaratan Yüce Allah'tır.
Sayfa 492 - Diyanet işleri başkanlığıKitabı okudu
Reklam
Mahkemeye karşı o; Tanrılara herkesten daha çok inandığını, ortada onun tesiriyle yoldan çıkmış bir tek kişinin bulunmadığını söyler. Esasen o, ilahi bir misyonla yüklü; insanları fazilete yöneltmek, ruhun yüceltilmesine sevketmek göreviyle Tanrı tarafından gönderilmiştir. O kendini, yalnızca Tanrıya karşı sorumlu görmekte ve yalnızca ona boyun eğmektedir. Bu uğurda bir değil, bin kere ölmeye razıdır. Aslında değerli insan ölecek miyim, yoksa yaşayacak mıyım diye düşünmemeli, bir iş görürken yalnızca doğru mu, eğri mi hareket ettiğini, cesaretli bir adam gibi mi, yoksa tabansızca mı davrandığını düşünmelidir. Ölüm korkusu yüzünden haksızlığa hiçbir vakit boyun eğmemelidir. Aslında imtihansız bir hayat, yaşanmağa değer bir hayat değildir. Asıl mesele ölümden sakınmak değil, haksızlıktan kaçınmaktır. Ölüm, korkulacak bir şey değildir.
Ey ölümlülerin şuursuz tasası, aşağıda sana kanat çırptıran kıyaslar ne kadar da hatalı!
Sayfa 73 - Altın kitaplarKitabı okudu
Gökyüzüne uçmak için yaratılmış insanoğlu! Böyle en ufak rüzgar esintisiyle yere yuvarlanmana sebep olan ne?
Sayfa 88 - Altın kitaplarKitabı okudu
"Ölüm, nerelerde kaldın, imdadıma yetişsene!"
Sayfa 155 - Altın kitaplarKitabı okudu
Ve kadın ağacın meyvelerinin yenmeye değer olduğunu gördü, göze hoş göründüğünü gördü ve bilgilenmek için bu ağacın arzulanması gerektiğini anladı ve meyveyi kopardı ve yedi; kendisi ile birlikte kocasına da verdi ve o da yedi. İkisinin de gözleri açıldı ve çıplak olduklarını gördüler ve incir yapraklarını birbirine ekleyip önlerine örtü yaptılar... Ve yüce tanrı erkeği çağırdı ve ona şöyle dedi:"Nerdesin?" Ve erkek dedi ki: "Sesini bahçeden duydum ve korktum; çünkü çıplaktım ve saklandım."... De kadına da şöyle dedi Tanrı: "Senin acılarını ve doğurganlığını arttıracağım; çocuklarını acı içinde dünyaya getireceksin, arzuların kocana yönelecek ve seni o yönetecek." Bu öyküde çarpıcı olan nedir? Çıplak olduklarını fark ettiler, çünkü elmayı yediklerinden birbirlerini değişik görmeye başladılar. Çıplaklık, bakanın zihninde doğmuş oldu.
Sayfa 48 - MetisKitabı okudu
66 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.