Merdüm-i dideme bilmem ne füsûn etti felek
Giryemi kıldı füzûn eşkimi hûn etti felek
Şîrler pençe-i kahrımda olurken lerzân
Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek"
SELİMÎ
(Gözümün bebeğine acaba şu felek nasıl bir tılsım yerleştirdi,nasıl bir büyü yaptı ki,sonunda gözlerimi ağladıkça ağlayan, gözyaşlarımı da kanlandıkça kanlanan bir hâle çevirdi. Aslanlar bile benim kahır ve öfkemin pençesi altında inim inim inlerken, eyvah ki şu felek,beni bir ceylan gözlüye esir edip bıraktı.)
Sayfa 335 - Yavuz Sultan Selimin ŞiiriKitabı okudu
Ey yüzü taze bahârım, nicesin hoşça mısın
Gül yanaklıca nigârım, nicesin hoşça misin
Gam değil derd ile ben hasta ölürsem hele sen
Ey benim sevgili yârim, nicesin hoşça mısın
Andelib oldu gülistânına Cefer demedin
Bir kez ey bülbül-i zârum, nicesin, hoşça mısın
((Ey ilkbahar yüzlüm nicesin hoşça mısın? Ey gül yüzlü sevgili nicesin hoşça mısın?
Ben senin ayrılık derdin ile hasta olursam gam değil; ama sen nicesin,ey benim sevgili yarim hoşça mısın?
Cafer kulun senin gülistanına bülbül kesildi de bir kerecik olsun demedin ki; "A inleyip duran bülbül,(nedir bunca feryat) nicesin hoşça mısın?))
"Hamiş : Mektubunla birlikte bize bir tas içinde at pisliği göndermişsin. Buna karşılık sana bir kavanoz bal gönderdim. Ne de olsa herkes karşısındakine kendi yediğinden ikram eder.!"
Sayfa 190 - Sultan Selim' den Şah İsmaile verilen ibretlik ayarKitabı okudu
Din ile siyaset aynı arabada gittiğinde , sürücüler karşılarında hiçbir şeyin duramayacağını sanır. Dümdüz gider, hızlandıkça hızlanırlar. Engelleri tamamen göz ardı eder, körlemesine gidenlerin uçurumu çok geç fark edeceğini unuturlar.
Sayfa 514 - ithaki , Bene Gesserit atasözüKitabı okudu
Korku katilidir aklın. Korku, mutlak yıkım getiren küçük ölümdür. Korkumla yüzleşeceğim. Onun etrafımdan ve içimden geçip gitmesine izin vereceğim. Ve geçip gittiğinde, onun izlediği yolu görmek için iç gözümü kullanacağım. Korkunun geçtiği yerde hiçbir şey olmayacak. Yalnızca ben kalacağım.
Beklemek gerekir , zamana zaman tanımak gerekir, zaman hükmeder, zaman, kumar masasında karşımızda oturan oyuncudur ve oyunun bütün kartları onun elindedir, bizler ancak hayatımızı verirsek bir şey elde edebiliriz......
Anası onu gezmeye götürürken bir saat saçlarını düzeltmeye uğraştığı halde,ne anasının ne babasının aklına bu kafanın içiyle de bir parça meşgul olmak düşüncesi gelmemişti. Onlar işportaya konan bir elma gibi onu süsleyip temizlemişler, parlatmışlar , sonra yağlı bir müşteriye okutmuşlardı. Kız yetiştirmekte de amaç bu değil miydi ?