Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Vildan Demirel

Vildan Demirel
@Vildannnnnn
Eğer dış görünüş önemli olmasaydı uğur böceğini sevdiğin gibi hamam böceğini de severdin. Stefan Zweig hayranı Jules Verne hayranı Sabahattin Ali hayranı Agatha Christie hayranı Yaşar Kemal hayranı
Zaten bircok Türk evinde böyle bir suskunluk vardı, geçmiş konusulmazdi. Sanki o korkunç olaylardan söz etmek,her şeyi yeniden baslatacakmis gibi.... Türkiye'de hemen her konuda , her kurumda sorunların çözülmesinden çok üstünün örtülmesi ne öncelik verilmesi, acaba bu alışkanlığın sonucu ortaya çıkan bir durum muydu? Bu memlekette, Kürt sorunundan yoksulluğa, hemen her meselede bir görmezden gelme, yok sayma alışkanlığı vardı. Bir muhalif kişi bunlardan söz ederse, sanki sorunları o yaratmış gibi ona öfke duyulurdu. Farklı düşünmek, çok zaman düşman kabul edilmenin nedeni olurdu. Toplum olarak, sessiz bir sözleşmeyle susma kararı alınmış, yaşananlar genç kuşaklara aktarilmamisti. Bu iyi miydi, kötü müydü bilemiyorum. Hiç kimseye düşman olmadan yetistirilmistik. Bu işin iyi tarafiydi ama bir de geçmişimiz konusundaki korkunç cehaletimiz vardı.
Sayfa 181Kitabı okudu
Reklam
Dualarının, gözyaşlarının boşa gitmesi mümkün mü? Oh! Hayır! Bir mezarda gömülü olan kalp ne kadar ihtiraslı, ne kadar günahkar ve ne kadar isyankar olursa olsun, üstünde biten çiçekler, bize, masum gözleriyle sakin sakin bakarlar; bu çiçekler bize yalnız edebi bir ihtirastan, "kayıtsız" tabiatın o muazzam sükundan bahsetmezler; onlar bize, aynı zamanda, edebi bir uzlaşmayı ve sonu gelmeyen bir hayatı da anlatırlar. Ağustos, 1861.
Gerçekten bu ülkenin en önemli zenginliği insan unsurudur. Bunu iyi değerlendirmek lazım. Ne yazık ki tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde en iyi okullarda zengin çocukları okuyor. Sonra Avrupa'ya gidiyor,tahsiline devam ediyor. Fakir çocuklarının ilk hedefi kısa bir yoldan mektep bitirip işe girmek ailesinin geçimine yardımcı olmak. Bunlar arasında ne cevherler var. Ama gelir farkı, bunun doğurduğu adaletsizlik çocukların harcanıp gitmesine sebep oluyor. Dramatik bir durum. Bunun önüne nasıl geçilir? Gelir farkını azaltmak. Ülkenin her yanına iyi okullar açmak

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bütün uyuyanları uyandırmaya tek bir uyanık yeter.
İçimizde şeytan yok...İçimizde aciz var...Tembellik var...İradesizlik,bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var...
Reklam
Sana kızgın değilim...Sana kızmayacak kadar seni iyi tanıyorum...Sonra seni seviyorum...Neden sevdiğimi bilmeden seviyorum...Bu sevgiyi her gittiğim yere beraber götüreceğim...
Hiçbir şey istemiyorum. Hiçbir şey bana cazip görünmüyor. Günden güne miskinleştiğimi hissediyorum ve bundan memnunum. Belki bir müddet sonracan sıkıntısı bile hissedemeyecek kadar büyük bir gevşekliğe düşeceğim. İnsan bir şey yapmalı, öyle bir şey ki... Yoksa hiçbir şey yapmamalı. Düşünüyorum: Elimizden ne yapmak gelir? Hiç...
Hayat, biribirinden ayırdıklarını, kısa bir müddet için tekrar yaklaştırır gibi olsa bile, uzun zaman yan yana bırakmıyordu.Geçen günleri bir daha geri getirmek mümkün değildi ve sadece hatıralar, iki insanı birbirine bağlayacak kadar kuvvetli değildi.
Hayattan fazla şeyler bekleme.Dünyada her felaketin içinden en az zararla sıyrılmanın yolu hayata uymak,muhite uymak,hiç sivrilmemektir.
En işe yaramaz ama hayatta olan bir baba, en ünlü an ölmüş bir babadan bin kere daha iyidir...
Reklam
Saatler sessiz, hareketsiz akıp gidiyordu. İhtiyar bir insanın ömrü de böyle geçip giderdi. Artık ağlamak, üzülmek neye yarar...
-Bak Adilbay, demişti, bu işi nasıl yaptığımı öğren, ölüm kalım dünyası bu, bir gün gerekebilir.Çünkü her doğan insan bir gün gelir, ölür. -Tabii ,anlıyorum, diye kekeledi Adilbay. -Diyelim ki yarın ben de öldüm, hangi Tanrı kişi beni adetlere göre temizleyip kefenleyecek? Yoksa, hiçbir şey yapmadan önünüze çıkan bir çukura öylece gömecek misiniz?