“Güzellik nedir?” diye sordu yanındaki biri.
“Her gün gördüğün bir şeyin seni her defasında ilk kez görüyormuşsun gibi büyülemesi” dedi beyaz saçlı adam.
Gökhan Özcan
Bu sevinçli,akıllı uslu insan sesleri arasında yalnızım.Bütün bu adamlar,vakitlerini dertleşmekle,aynı fikirde olduklarını anlayıp mutluluk duymakla geçiriyorlar.Aynı şeyleri hep birlikte düşünmeye ne kadar önem veriyorlar.
Her insan aşkı tarif etmiştir az çok. Bazısı yaklaşmış. Onları da hoş göreceğiz. Aşk bir duygudur. Yürekten bir duygu. Aşk göze de hitap eder, gönüle de hitap eder. Bazıları, ilâhi aşka gideceksin derler. Beşeri aşkı tatmadan nereden gideceksin? Hangi köprüden geçeceksin? Beşeri aşkın güzeli güzeldir. Ama duyacaksın o duyguyu. Tabii edep ölçüleri içinde bu. Günümüzde, filan filana âşık oldu, onu terk etti filana âşık oldu, diyorlar. Olmaz, diyorum ben; bir insana iki defa düşmez yıldırım. Aşk da budur. Bir defa düşer, ondan sonrası yok. Ha sever, hoşlanır, hal duyar ama aşk değildir. Aşk bir defa gelir ama pir gelir. Benim aşktan anladığım budur. Aşk maddi bir şey olmadığı için de anlatmakta belki acizlik çekerim. Zaten "Mihriban" şiirinin bir adı da aşk, parantez içinde. Aşka hudut çizilmiyor. Aşk kâğıda yazılmıyor. Yazılmıyor. Yazdığımız zahiri şeydir. Hududunu nereye kadar çizeceksin aşkın?" Onu da çizemiyoruz. Bir kördüğüm baştan sona tamamı. Çözemedim, çözülmüyor Mihriban. Bu düğüm çözülmemiştir henüz. Ama insanlarda mevcuttur bu. Aşk, dünya yaratılalıdan beri var. Kıyamet kopuncaya kadar da var olacaktır. Ama temizi var, kirlisi var.