Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

..izm

..izm
@_izm
39 okur puanı
Nisan 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
"Fettanlık, fettanlık... Fettanlık: " ... gönül alıcı ve çekiciliği ile insanın gönlünde karışıklık yaratmak."
Reklam
Melankoli ve kolonya şişesi Kalbim ile İzmir aynı şey mi?
"annemle ilgili şeyler"
Sevgili Anneciğim, Binlerce kez açıldım, binlerce kez kapandım, yokluğunda Kocaman bir dağ lalesi gibi .... Hatırlar mısın? "MAVİ SAÇLI" bir tanrı gibi Severdim Burdur Gölü'nü O göl şimdi içimde kocaman bir anne ölüsü .... Bazen ölmek istiyorum Beni yeniden doğurman için İri, ekşi bir vişne tanesi gibi ... Gri kediler sarmıştı etrafımızı, gri dağlar... ... Zaman bir salyangozun vücudunda yaşıyor burada Ve çok ağır ilerliyor Yüzümdeki çillerden başka İsyan eden biri yok hayatımda. Artık bütün üzgün oluşlarımın adı: ANNE!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"elveda"
Dönüşü olmayan ya da uzun süreli ayrılıklar öncesinde söylenen vedalaşma sözü. Dilimize Arapça'dan geçmiştir. Ayrılık mânâsına gelen veda kelimesinden türetilmiştir. "O mavi gözlü bir devdi. Minnacık bir kadın sevdi. Mini minnacık bir kadın. Rahata acıktı kadın yoruldu devin büyük yolunda. Ve Elveda! deyip mavi gözlü deve girdi zengin bir cücenin kolunda bahçesinde ebruliiii hanımeli açan eve. (Nazım Hikmet/"Mavi Gözlü Dev, Minnacık Kadın ve Hanımelleri", Benerci Kendini Niçin Öldürdü?)
Sayfa 281Kitabı okudu
"müteşekkir"
Teşekkür eden. Minnettar. Dilimize Arapça'dan geçmiştir. Şükür kelimesinden türetilen, memnuniyet ve minnet gösterme manasındaki teşekkür kelimesinden türetilmiştir. "Anlattığım her hikaye için bana bir saat süre verdiğin için sana müteşekkirim. Fakat şunu iyi bil: Ben bu süreyi yaşamak yerine, hikaye anlatmak için kullanıyorum. " (İhsan Oktay Anar/Efrasiyab'ın Hikayeleri)
Sayfa 269Kitabı okudu
Reklam
"payidar"
Sonsuza dek yaşayacak olan. Devamlı. Kalıcı. Dilimize Farsça'dan geçmiştir. Ayak mânâsına gelen pay kelimesinin, tutan manasındaki -dar ekiyle türetilmesi sonucu oluşmuştur. "Zulüm hiçbir zaman payidar olamamıştır." Yaşar Kemal/İnce Memed
Sayfa 257Kitabı okudu
"ah"
Acı, ızdırap, esef, özlem, üzüntü, öfke, keder, feryat, figan... Dilimize Farsça'dan geçmiş olan kelime ayrıca beddua manasında da kullanılmaktadır. "Ah'lar ağacı/Didem Madak" (Burada kitaptaki alıntıyı değilde ilk aklıma geleni yazdım)...Ahh ah.
Sayfa 190Kitabı okudu
"minnettar"
Yapılan bir iyilik karşısında kendini borçlu sayan, gönül borcu olduğunu düşünen kişi. Arapça, iyilik karşısında borçlu hissetmek mânâsına gelen minnet kelimesinin, Farsça sahip olan manasındaki -dar ekiyle türetilmesi sonucu oluşmuştur. "Sen oyun diye seyrediyorsun, ben ateşin içindeyim. Yanımdayken minnettarım sana mestim. Sonra, sonra kör bir kuyuya yuvarlanıyorum. Kainat ve hayat bitiyor. Bazen tek kelime, sesinde hafif bir titreyiş önümde öyle bir uçurum açıyor ki!" (Cemil Meriç/ Jurnal 1)
Sayfa 175Kitabı okudu
"hasret"
Bir şeyin veya bir kişinin yokluğundan dolayı duyulan acı ve özlem duygusu. Dilimize Arapça'dan geçmiştir. Eksik ve yoksun olma manasındaki husr kelimesinden türetilmiştir. "Ben ki 29 yaşındayım ama binlerce yıldır seni arıyor hasretini çekiyorum" (Ahmet Arif/Leylim Leylim)
Sayfa 171Kitabı okudu
"tebessüm"
Nazikçe ve sessizce gülme, gülümseme. Dilimize Arapça'dan geçmiştir. Gülümsemek manasında gelen besm kelimesinden türetilmiştir. "Dünyadaki insanların acaba kaç binde biri şu anda başını aya çevirmiştir? Halbuki o her şeyi, herkesi görüyor ve gafletimizin üstüne o tatlı, o iyi tebessümünü serpiyor." Sabahattin Ali/İçimizdeki Şeytan
Sayfa 157Kitabı okudu
Reklam
"baba"
Kızan, karışan, sinirlendiren. Koruyan, sarılan, özlenen; manası yokluğunda daha iyi anlaşılan kişi. Birçok dilde benzerlik gösteren kelime, ba çocuk sesinden türetilmiştir. "Hayatta ben en çok babamı sevdim. Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk. Çarpık bacaklarıyla- ha düştü, ha düşecek... Nasıl koşarsa ardından bir devin, O çapkın babamı ben öyle sevdim. (Can Yücel "Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim"/ Bir Siyasinin Şiirleri)
Sayfa 143Kitabı okudu
"istiklal"
Buyruk altında bulunmama. Kimseye hesap vermeme. Ben. Dilimize Arapça'dan geçmiştir. Az olma manasındaki kıllet kelimesinden türetilmiştir. "Mısırlı kardeşim, biliyorum, biliyorum, İstiklal otobüs değil ki birini kaçırdın mı, öbürüne binesin... İstiklal sevgilimiz gibidir aldattığımı bir kere zor döner bir daha. Nazım Hikmet /"İstiklal"/Yeni Şiirler
Sayfa 115Kitabı okudu
"anne"
Dünyaya can getirmiş insan; yaşam kaynağı. Türkçe kökenli olan kelime, na-na çocuk sözünden türetilmiş olan ana kelimesinden evrilmiştir. "Anneler, her yerdeler. Bütün topraklarda aynı acımasız düzenin sürüp gittiğinin en gerçek kanıtı gibi sokaklardalar. (Ece Temelkuran/Oğlum Kızım Devletim)
Sayfa 113Kitabı okudu
"mahçup"
Sıkılgan. Utangaç. Hicap eden. Dilimize Arapça'dan geçmiştir. Utanma ve aynı zamanda örtü manalarına gelen hicap kelimesinden türetilmiştir. "Mağlup mu desem, mahçup mu? Ama ikisi de değil, Ben garip, sen güzel, dünya mutlu... Öyle tuhafım bu akşamüstü, Sevgilim, Canavar götürür gibi İki yanım, iki süngü... (Ahmet Arif "Tutuklu"/Hasretinden Prangalar Eskittim)
69 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.