Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Abdullah'ın şaşkınlığı görülmeye değerdi. O, içeri girdiğinde onlarca kişinin yan yana oturduğunu görmüştü. Ammar'ın anlattığı gibi zengin ile fakirler, soylu ile köleler yan yanaydı.
DAHA DÜNYADA İKEN ALLAH, BİRE ON VERİYOR
Bir gün Abdullah bin Mübarek'in evine on kişi kadar âlim , misafir olarak gelir. Abdullah bin Mübarek Hazretleri'nin elinde, üzerine bindiği atından başka bir dünyalık yoktur. O atı kesip misafirlerine ikram eder. (At eti yemek "haram değildir. Tenzîhen yani helale yakın mekruhtur) Bu meseleden dolayı karısıyla aralarında
Sayfa 116
Reklam
Eser, bölümlerinin içeriğinden de anlaşılacağı üzere, tasavvuf tarihi için önemli bir kaynaktır. Özellikle 7./13. yüzyılda yaşamış Kalenderî, Haydâri, Rifâî ve Vefâî dervişleri için ilk elden kaynak durumundadır. Bu dervişlerden bahsederken onlara dair çok sayıda keramet nakletmektedir. Bu kerametlerin, devrin sosyokültürel yapısını aydınlatma
Sayfa 25 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Giriş
Şimdi size hakîkî bir müslimânın nasıl hareket etmesi îcâb etdiğini göstermek için, Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” bir mektûbunu aynen aşağıda nakl ediyoruz: Peygamber efendimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” bütün müslimânlara hitâben yazdırdığı mektûb şöyledir: [Aslı Feridun beğin (Mecmû’a-i Münşeât-üs-selâtîn) kitâbı, birinci
Sayfa 393 - Hakikat KitabeviKitabı okudu
Kur'ân kıssaları, insanlığın tarihsel deneyimlerinin hülasasıdır. Daha da genelleştirirsek; tarih, bize oldukça zengin bir "tecrübe birikimi" sunar.
Sayfa 34 - Pınar Yayınları, 5. Basım: Eylül 2019Kitabı okudu
4.cilt
804. Amr İbni Şuayb babası yoluyla dedesi Abdullah İbni Amr radıyallâhu anh’den rivayet ettiğine göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:  “Şüphesiz ki Allah, verdiği nimetinin eserini kulunun üzerinde görmekten hoşlanır.”  Tirmizî, Edeb 54. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Libâs 14 ... Dinimizin her konuda önem verdiği orta yolu tutmak suretiyle, temiz, düzenli ve başkalarına örnek olacak tarzda giyinmekten Cenâb-ı Hak hoşnut olur.  Çünkü güzelce giyinmeye gücü yeten zengin bir insanın, fakir gibi giyinmesi ve onu görenlerde kendisine zekât ve sadaka verme hissi uyandıracak bir intiba bırakması câiz olmaz. Bunun aksine, fakir bir insanın haddini fazlaca aşarak giydikleriyle insanlar üzerinde zengin hissi uyandırması ve görenlerin o kişiden zekât ve sadaka beklentisi içine girecekleri  tarzda bir görüntü sergilemesi de câiz değildir.
Reklam
3.cilt
575. İbni Ömer radıyallâhu anhümâ şöyle dedi: Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem omuzumu tutarak şöyle buyurdu: “Dünyada tıpkı bir garip hatta bir yolcu gibi davran!” ... Vatanından, aile ocağından ayrı düşmüş bir garibin aklı fikri hep öz yurdunda ve sevdiklerinde olur. Sen de bu dünyada kendini bir garip say ve asıl yurdun olan âhireti
İmam Ahmed hazretlerinin Yahya b. Saîd-Malik b. Miğvel-Abdullah b. Büreyde yoluyla Büreyde radıyallâhu anhdan naklettiği bir hadiste su ifadeler geçmektedir: "Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem, 'Allah'ım, şüphesiz ki ben senin kendisinden başka ilah olmayan, Ahad ve Samed, doğurmamış ve doğmamış olan ve hiç kimse kendisine denk olmayan Allah olduğuna şahitlik etmem karşılığında senden istiyorum' diye dua eden bir adamı işitince şöyle buyurdu: Bu adam Allah'ın en büyük ismiyle istekte bulundu ki o isimle kendisinden bir şey istendiğinde verir ve o isimle kendisine dua edildiğinde kabul eder." Berā b. Azib radıyallâhu anhın naklettiğine göre Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Allah bir kuluna hayır vermeyi dilediği zaman ona şu kelimeleri öğretir, sonra onları bir daha unutmaz: Allah'ım, şüphesiz ki ben zayıfım, zayıflığımı rızan yolunda kuvvetlendir, beni hayra yönlendir ve rızamın son noktasını İslam eyle. Allah'ım, şüphesiz ki ben zayıfım, beni kuvvetlendir; ben zelilim, beni aziz eyle; ben fakirim, beni zengin eyle." Enes b. Malik radıyallahu anh şöyle anlatıyor: "Ümmü Süleym bir keresinde Resûlullah sallallâhu aleyhi ve selleme geldi ve şöyle dedi: Ey Allah'ın elçisi, bana dua edebileceğim bazı kelimeler öğret. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: On kere sü bhanallah, on kere elhamdülillah ve on kere Allahu ekber de, sonra ihtiyacını iste. O zaman Allah der ki yaptım, yaptım!"
Sayfa 324Kitabı okudu
İngiltere'de ilk zamanlar şeker zenginlerin tükettiği bir lüks olarak ortaya çıkmıştı. Bu nedenle de zenginlerin dişleri çürük olurdu. Öyle ki, zengin görünmek isteyenler dişlerini boyardı.
Sehl b. Abdullah şöyle der: Beş huy sahibi insanlık cevherine sahiptir; 1- Fakir olduğu halde kendilerini zengin gibi göstermeye çalışanlar, 2- Aç olduğu halde tokmuş gibi görünenler, 3- Mahzun ve kederli olduğu halde sevinç ve mutluluk gösterenler, 4- Aralarında adavet ve düşmanlık olduğu halde dostluk gösterenler, 5- Geceleri kâim, gündüzleri sâim oldukları halde zafiyet göstermeyenler ve hallerini saklayanlardır.
Sayfa 79 - Server yayınları (1.cilt)Kitabı okuyor
Reklam
Büyük şehirlerde büyük adam, zengin adam olacaklarını zannediyorlar. Ah bu insanlar, yükselmeğe doymuyorlar! ..
Bazıları şöyle diyebilirler: "Kardeşim, bunlar için tekniğe ve taktiğe ihtiyaç var. Önce güzelce silahlanmalıyız. Düşmanlarımızın sahip olduğu gibi bizler de tanklara, uçaklara, teknolojik imkân ve sanatlara sahip olmalıyız! İyi bilinsin ki, Rum'u ve Fars'ı yenenler tuzla kâfur otunu birbirinden ayırt edemeyen kimselerdi. Kisra'nın sarayına girdiklerinde beyaz kâfur buldular. Onu tutup bu ne yumuşak bir tuzmuş diyerek yemeklerine koyduklarında tuz tadı gelmeyince onun tuz olmadığını anlamışlardı. Oranın en zengin eşrafından Abdu'l-Mesih isimli birinin kızı esir alınmıştı. Yaşlı olan bu kız, kendisini esir alan askere, "Ey evladım! Benim yaşım oldukça ilerlemiş, gençliğim kaybolup gitmiştir. Sana istediğin kadar para vereyim ve beni bırak!" der. Asker de "Bin dirhem isterim." der. Kadın çıkarıp bin dirhemi verdikten sonra, "Neden daha fazla istemedin?" diye sorar. O da "Binden sonra sayı mı var?" der. O, en büyük sayının bin olduğunu sanıyor. İşte o zamanın süper devletlerini Rum'u ve Fars'ı bunlar fethetmiştir. Teknik, taktik ve teknolojisi olmayan insanlar!
Sayfa 102 - 2023 yeni baskı
Ey Türk Aydınları!
Kimlik bunalımı yaşayan, heva ve isteklerinin kölesi haline gelen, toplumdan uzak, sanal bir dünyada yaşamayı tercih eden, oyun, eğlence ve kısa yoldan zengin olma hayalleri ile ömrünün en verimli dönemlerini tüketen gençlik ise her geçen gün elimizden yitip gidiyor.
Sayfa 14 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
... bir cemaatle hacca gitmiştim. Onlar, "Bize hadis anlatacak bir sahabiyle görüşmeden gitmeyelim" dediler. Bizler bir sahabi soruştururken, Abdullah b. Amr b. el-As'ın o sırada Mekke'nin bir vadisinde konakladığı haber verildi. Onunla görüşmek üzere yola çıktık. Giderken iki yüzü yüklü, yüz adedi ise binek olan üç yüz deveden oluşan bir kervana rastladık. Bu kervanın kime ait olduğunu sorduk. Abdullah b. Amr'a ait olduğunu söylediler. "Bunun hepsi ona mı ait?" dedik. Çünkü, biz onu mütevazi kişiliğiyle tanırdık. Dediler ki: "Bu yüz deve, Abdullah b. Amr'ın kardeşlerine gidiyor. Diğer iki yüz deve ise onun misafirleri içindir." Buna gerçekten şaşırmıştık. "Şaşırmanıza gerek yoktur, Abdullah b. Amr zengin biridir. Misafirlerine ikramda bulunmanın bir vecibe olduğuna inanır." dediler. "Peki, o halde bizi ona götürün." dedik. "O mescid-i Haram'dadır." dediler. Onu aradık ve Kâbe'nin arkasında oturur vaziyette bulduk. Boyu kısa, gözleri çapaklı, üzerinde iki hırka ve bir de sarık bulunan bir adamdı. Gömlek giymemişti. Terliklerini sol omzuna asmıştı.
226 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.