***
"Bizi düşmanın attığı taş değil,
Dostun attığı Gül yaralar..."
***
Acı alışkını olduğumuz bir şey, nereden bakarsan bak İstanbul’dur acının adı. Yaşarken de yaralar, uzaktayken de…
Yaralar ikiye ayrılır. Kaynağı belli olanlar ve olmayanlar. Bir yarayı kimin ya da neyin açtığı belli değilse... Acı piyasasındaki değeri daha da artar.
Sayfa 12 - Flaneur KitapKitabı okudu
“En acı gerçek, en tatlı yalandan daha az yaralar.”
Sayfa 80
"Diyarbakır; harcı, acı ve hüzünle karılmış ama umudu her zaman diri tutmuş, ebedi kent... Diyarbakır; bedeninde derin yaralar açılmış yaralı kent... Diyarbakır; ahir zamanlardan bu yana, zamanın ve insanın sayılamayacak kadar çok musibet ve felaketine karşı durabilmiş, dayanabilmiş bir kent. Bir erdemli yürek. Diyarbakır; acısı, hüznü ve umudu henüz yeterince seslendirilmemiş kent..."
Ahmet Telli
İçinde hâlâ acıyan bir yer vardı, ama iyi şeyler vaat eden bir acıydı bu, tamamen kapanmadan önce kabuk tutarken yanan yaralar gibi sıcak, ama yumuşak bir acı.
Sayfa 70Kitabı okudu
... acı, merhamet, umutsuzluk, kaybolan bir varlığın açtığı onulmaz yaralar, bütün o ölüm kabusları, hepsi ama hepsi, kuvvetli insanlarda bu yaşama sevincini kamçılamaktan başka bir şey yapmaz.
Sayfa 305 - Yky
Ölsem unutmam yapılanı da, söylenen sözleri de..
~
❝
Bana acı veren şeyler de olsa unutmuyorum. Kafamda sürekli milyonlarca şey dolaşıyor. Hepsi ile tek tek konuşuyorum, kavga ediyorum, bazılarına saldırıyorum, kiminden kaçıyorum. Ama hepsi ile bir şekilde karşı karşıya geliyorum. Bazıları üzeri kabuk bağlamış yaralar gibi. Üzerinden uzun zaman geçmiş ve iyileşmeye yüz tutmuş yaralar gibi.
❞
~
Sayfa 24 - Doğan KitapKitabı okudu
“Yaşamını ve şimdi mutluluğunu da oluşturan bütün bu şeylerin tadına daha derinden varmak için gözleri kapalı yatmaya devam etti. İçinde hala acıyan bir yer vardı ama iyi şeyler vaat eden bir acıydı bu, tamamen kapanmadan önce kabuk tutarken yanan yaralar gibi sıcak ama yumuşak bir acı.”
Sayfa 92 - Ren KitapKitabı okudu
