Umudun ete kemiğe bürünmüş haliydi ismail abi. İnsan umutlarına nasıl veda edebilir ki? İçimden "İsmail Abiiiii!" diye seslendim. Dönüp baktı, sanki beni duymuş gibiydi.
Böğür böğür ağlamak istiyorum.
Nereye gideyim?
Benim yerim neresidir?
Kimlere doğru varayım?
Beni kimler anlar? Kimler derdime deva bulur? Beni bu illetten, beni bu gurbetten kim kurtarabilir? Hangi kardeş? Hangi hemşire? Hangi can yoldaşı? Hey, ana toprak, ne kadar merhametsiz, ne kadar katısın? Benim ıstırabıma ne kadar yabancısın? Ben senin üvey evlâdın mıyım? Yoksa sen mi benim üvey anamsın? Eğer, ben senin üvey evlâdın isem bu kolu kimin yolunda feda ettim?