Son zamanlarda okuduğum en güzel romanlardan biriydi.
Türklerin eski yaşantısını, göreneklerini, töresini açık, yalın sürükleyici bir dille anlatıyor. Kağanından, at uşağına kadar toplumdaki herkesi o kadar etkileyici, destansı bir dille anlatıyor ki... İster istemez olayların içinde kayboluyorsunuz.
Kitabın asıl konusu Kür Şad ve 39 arkadaşının korkusuzca Çin sarayını basmaları ve Göktürk Devleti'ni tekrardan kurmak istemeleri. Bunu başaramasalar da Türkleri esirlikten kurtarıyorlar ve bize harika bir tarih bırakıyorlar..
Eski Türk toplumunda kadının toplumsal hayattaki yeri mükemmel. Erkek kadar o da söz sahibi ve güçlü! İşbara Han'ın at uşağı Çalık eve av götüremediğinde evde karısının avladığı geyiği bulur. Ki bu da kadının erkek kadar güçlü olduğuna en güzel örnek!
Kitapta aynı zamanda Türklerin destansı kahramanlığı, gözüpekliği, cesurluğunun yanında Çinlilerin korkaklığı, düzenbazlığıyla karşılaşıyorsunuz. İster istemez onlara karşı bir iğrenme oluşuyor.
Yani uzun lafın kısası, siyaseti bir yana bırakıp bu muhteşem eseri kesinlikle okumalısınız!