Kitabı Singer, Biff, Blount, Mick, Dr. Coupland ve kızı Portia çerçevesinde anlatılan yalnızlıklar bütünü şeklinde özetlemeye çalışmam “Yalnız Bir Avcıdır Yürek” adına ne kadar uygunsa bir o kadar da eksik kalmış olur. Çünkü sadece yalnızlık yok bu kitapta. Fakirlik, adaletsiz gelir dağılımı, beyaz-zenci ayrımcılığı, hep anlaşılmayı beklerken artık anlatmaktan vazgeçme ümitsizliği…
İki sağır arkadaş Singer ve Anton’un birlikte on yıl yaşadıktan sonra Anton’un akıl hastanesine gönderilmesiyle ilk yalnız kahramanımız Singer oluyor. Bu ilk bölümden sonra ise diğer kahramanların sanki tüm hayatları boyunca konuşmak, kendilerini fikirlerini hayallarini anlatmak için olması gereken tek kişinin Singer olduğunu düşündükleri bölümler başlıyor. Yazar, bütün kitap boyunca Portia ve Anton dışında yazının başında adı geçen karakterlerin iç dünyalarındaki kavga ve yalnızlıkları ile Singer’a verdikleri değeri mutlaka bir yerlerden gelen müzik sesine katarak sade bir dille okuyucuya anlatıyor.
Kahramanların hepsinin ayrı ayrı kendilerine has özellikleri bulunurken arka kapaktaki ifadede kitabın otobiyografik ögeler taşıması, yazarın fotoğrafı ile ön kapaktaki resim, Mick’i de tanıdıktan sonra bize yazarın kim olabileceği konusunda oldukça önemli ipuçları veriyor.
