“Söyleme,” demişti ya bana, “söylenmez.” demişti. “Sevgilinin adı söylenmez, sen de söyleme.” demişti ya, anlamamıştım ilkin ama şimdi anlıyordum işte.
Aklını kaybetmemişti o, sevdasını akima tercih etmişti. Yoksa bu ayrılığa dayanamazdı ki. Akılla bulunmazdı bu yol. Ve anladım ki beklemek de sevda gibi tek kişilikti. însan bir kez sevdaya düşünce kavuşursa “mutlu” derlerdi adına ama kavuşamazsa “deli” diyorlardı. Ben anlamıştım ama o söylememişti, bana da söyleme demişti.