Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
DUVAK O maral, kölesi uygarlığımın O maral nihândır, dokunur bana Orda, bir ummanın dudaklarında O muhibbi gemilerden yayılan Segâh bir yalnızlık fırtınasıdır Kaptanların ölümüne son ağıt Son deniz feneri aydınlığında Kapanıp kalmışım, göçemiyorum Kendi hayalimden geçtim de artık Onun hayalinden geçemiyorum
YAKLAŞ Yaklaş; suda bir tohum çatlatıyor gölgeni O mecnun pervaneler görmüş rüyada seni Ve ben, yasak meyvenin çürüdüğü daldayım Okyanuslara kırgın deli bir kumsaldayım Yaklaş; mağrur savaşçı sadağında ölmeden Elif lam ülkesini kaf ikiye bölmeden Yaklaş ki; nağmeleri kan tutuyor şarkının Yine viran olmasın minnet burcu korkunun O gün siyah köprüye ağıt yakan kediler Seninle göğe giden yolları görmediler Yürü ıssız köşenin en vefalı yerine Yürü henüz gelmeyen bir günün mahşerine Kararmayan gündüzün kalbinde sûra yaklaş Kır bütün zincirleri ey hayal, nûra yaklaş
Reklam
RÜVEYDA’YA AĞIT Ben bir aziz değilim, hele gündüz değilim Attığı her adımda siyah bir iz bırakan Bir yanında ürküten bir baldıran gövdesi Bir yanında kederi özümleyen bir lâle Merhamet sahrasının uyuyan gecesiyim Bırak da, böyle bitsin bu günahkâr serüven
Sessiz bir keder heykeliydi ilkin; ama sonra, denizkabuğunun gürültüsünü andıran sürekli bir ağıt yükseldi.
Anadolu’da, ölüm haberi gelen eve, yüzyılların biriktirdiği, herkesin işitir işitmez yüreğini burkan ortak bir ezgi çöker: Ağıttır bu, işitildiğinde insanı yürekten yaralayan bir ağıt...
Sayfa 185 - YKY 6. Baskı Istanbul Şubat 2020Kitabı okuyor
Başörtülü kadının ağır yükü
"Onlara Müslümanların yaptığı gayri ahlaki eylemlerin hesabını soran da yok. Çünkü çok kolay kamufle oluyor bizim erkekler hocam. Bir mütedeyyin erkek bir kadınla her yerde oturur, her yerde bulunur, ama ona dönüp bakan olmaz. Ama bir başörtülü kadının nereye oturacağı, nereye gireceği hala ciddi bir sorundur bu memlekette. Basına medya- ya, sosyal medyaya düşersiniz hemen. Niye, başörtünüz var çünkü. Ya erkeğin iffeti, imanı yok mu hocam?" Gözleri buğulanmıştı, sadece öfkeli değildi, çağın çelişkilerinin üstüne üstüne gelen dertlerin- den de yorulmuştu. Din yorgunu diye tanımlamışlardı ya, aslında din yormamıştı onu, dinin temsili yormuştu belli ki. Ne yalan şöyle- yeyim, o kadar haklıydı ki hocalık olmasaydı onunla oturup başör- tülü kadının bu ağır yükü için ağıt yakıp ağlamak isterdim.
Reklam
Beni asıl sinir eden, yani asıl öfkeden kudurtan şey polisler. Tipik faşist domuzlar işte!..
Sayfa 197 - AYRINTI YAYINLARI
İnsan nasıl olur da kendini bu kadar alçaltabilir ulan ya? Onun yarısı kadar kötü olsam, kendimi öldürürüm resmen be!
Sayfa 196 - AYRINTI YAYINLARI
Ham, kelek ..
O kadar iğrençler ki! Şu hayatta gösteriş budalası bir kültür barbarından daha kötü bir şey olamaz..
Sayfa 147 - AYRINTI YAYINLARI
Riyanın altın çağını yaşadığı bu dünya artık bir çirkef çukurudur. Siz hala bu dünyaya inanıyor musunuz? Göz yaşlarımın zalimlerin mahvettiği dünyaya yakılmış bir ağıt olduğunu söyledi.
Sayfa 430Kitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.