Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Ama aşık ile heves sahibi arasında fark var Heves sahipleri çıkarcıdır, aşıklar ise fedakar…
Sultan 1. Ahmed o günlerde devasa boyutlarda bir cami inşaatına girişmişti. Bu cami büyük dedeleri Fatih ve Kanuni'nin camileri gibi olmalıydı. Bir Süleymaniye Camii haşmetinde olup Ayasofya Camii'nin tam karşısına kondurulmalıydı. Gerçi bir tepenin başı olsun istemiş ancak o günlerde İstanbul 'un yüksek tepelerinin başı hep doldurulmuş olduğu için Sultanahmed Meydanı dediğimiz Hipodrom 'un düzlüğünü tercih etmek zorunda kalmıştı. O zamanlar, İstanbul silüetinde çok fark edilmese de ileride İstanbul 'un en çok ziyaret edilen camisi burası olacaktı.
Reklam
DİP NOT Duvarda ki resim kara kalem, Dip notu fark ettim... Duvar kerpiçten, kireç badanalı, Şömine, tek odanın merkezinde isli ocak... Ocakta üçlü sac ayağı, kızgın... Şişe dizilen kuşbaşı, kuyruktan... Yufkaya damlayan da kuyruk yağı vesselam... Kuru soğanın cücüğü ateşte kavrulan... Ayık olan muallimin şirini; haa bir de hayranı, Köyün yayık ayranı da var, uyutan... Ayık olmayanı köyün bekçisi... Selam uzaktaki köye, şadırvanların deli Ahmed'ine... Kirazca Ana'ya, Sarı Gelin'e... Kırık, hayali, üşenbaz çoban, zapt edile... Kuzular kaçtı, keçiler tırlattı... .... "Düşünüyorum öyleyse varım" Çok yaşasaydın sen, Descartes... Eee hadi ama, Köy(l)üm ses ver ses! Ses versene... N.K.(Feryad-ı naz)
Evlatlarına karşı sorumluluklarını yerine getirmekten kaçınan bir anne ve bir baba... Ebveynin boşluğunu dedesinin yanında doldurmaya çalışan bir çocuk... Çocukları ile bağlarının gittikçe zayıfladığını fark eden anne baba, bu durumdan, haksız yere dedeyi sorumlu tutar ve dede ile torunu acımasızca ayırmaya çalışırlar. Ancak araya mesafelerin girmesi, dede ile torunu birbirine daha çok bağlayacak, gönüllerini daha da yakınlaştıracaktır. Yetişme çağında, bağlı olduğu tek kişiden de uzak düşen Haluk, kendisine örnek alacak kimseyi bulamayınca müthiş bir boşluğun içinde bocalamaya başlar. Efkarlı ve düşünceli günler biribirini kovalarken, tehlikeli hadiselerle burun buruna gelen Haluk, bu zorlukları aşabilecek mi? Düştüğü karanlıklardan tek başına aydınlığa çıkabilecek mi? İnancının ilkelerini dedesinin hayat anlayışıyla ören Haluk, "Kelebekler Gamsız Uçar" sözü misali her şeyi kapıp koyverip değerlerinden vaz mı geçecek, yoksa onlara sıkıya sarılıp erdemli bir hayatı mı seçecek?..
Ahmed Arif
Gözlerinden, burnunun üst dudağına düşen fark edilmez incecik gölgesinden öperim canım. Öperim ömrüm. Yaşşa!
"Tuhaf! Varla yok hiç bir olur mu? Örneğin ben şimdi varım, yarın yok olacağım. Bu ikisi arasında fark yok mu?" dedim. Deli, başını çevirdi, kahkahayı bastı: "Vay! Sen varsın ha?! Acaba var mısın?"
Reklam
Bir şeyin önemli olmadığını söylememiz gerekiyorsa bu genelde onun aslında önemli olduğunu ima eder. Karşımızdaki kişinin, önemli olan farkı önemli olmayan bir fark yapmayı garantilemesi şartıyla bir şeyi kabul etmeyi önerebiliriz.
Sayfa 131
Halk
Zehra onun kimi zaman “millet” kimi zaman “halk” dedi­ğini fark etmişti. Ciddileşip de Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal ya da adını taşımaktan büyük gurur duyduğu Yunus Emre gibi büyükleri andığı zaman “halk” derdi, “büyük bir halk.” Hatta işin içine Ahmed-i Hani’yi, Ciğerhun’u, Feqiye Teyran’ı, Gomidas’ı da katarak “halkların büyüklüğünden” söz ederdi. Alay edeceği zaman da “millet böyle istiyor” derdi. Ona gö­re baştakiler halka, millet demeye başladığı zaman hapı yutmuştuk zaten. Cumhuriyet Halk Fırkası adının çok bilinçli seçildiğini söylüyor ama sonra hemen bu kadar ciddiyetin yettiğine inanarak başlıyordu komikliklerini sıralamaya. Bölünmez vatanımızın her bir köşesi cennet, milletimizin her bireyi kahramandı. Zaten kahraman, şerefli, gazi vesaire adını taşıyan birçok şehir de bunu ispatlamıyor muydu? Niye elin oğlu “Manchester the hero” demiyordu da, biz “Kahramanmaraş” diyorduk bakalım? Paris niye Gazi değildi? Milano’ya niçin “Şerefli Milano” demiyorlar ya da Madrid’e “Şanlı Madrid” adını koymuyorlardı? Çünkü Türklerin şehirleri dışında hiçbir şehir gazi, kahraman, şanlı, şerefli olamazdı da ondan.
Ahmed de (s.a.s.) puta tapılan yere gitti, Ebu Cehil de; fakat bunun gitmesiyle onun gitmesi arasında pek büyük bir fark var.
Sayfa 118Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.