Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ünlülerin AIDS yorumları:) ah güzel yurdum ah
“duyduğum kadarıyla kadınlar pek AIDS olmuyormuş o yüz­den bir korkum yok" Oya Aydoğan "Rakı içen adam AIDS falan olmaz, o yüzden artık viskiyi bıraktım sa­dece rakı içiyorum" İbrahim Tatlıses "Ben AIDS'e değil, Al­lah'a inanırım. Kaderde AIDS varsa üzül­mek neye yarar.AIDS var diye erkeksiz yaşayamam.” Ahu Tuğba “Ama vatandaşlarımız kork­masın AIDS asla Türkiye'de yaygınlaşamaz, çünkü bizde tabiatın kanunu olan her cinsel ilişkiden son­ra boy abdesti almak adettendir" Zeki Müren
Bir kitabevinde ilk karşılaşma, hediye edilen rabıtalı bir kitap, basmakalıp konuşmalar. Her şey alelâde. Doğrusu anlatacak bir şey yok. Bu sıradan sahneleri biraz parlatabilsem. Mesela tezgâha bırakılmış kasımpatı demetini kapıp iki kadın önünde dans ederek bir reverans ile Feride'ye yeniden takdim etsem. O sırada guguklu saatin kumrusu bu eşsiz ânı ebedileştirmek üzere yuvasından fırlayıp ötüverse. Kapının önünde beyaz atlı bir araba dursa. Ben kızı öpüp, Sevim'in faltaşı gibi açılmış gözleri karşısında bir prens olsam. Edebiyat bu mu? Evet ''Edebiyat yapmak'' bir yapaylığı tarif için kullanılıyor. Bense Feride ile ilişkimizde (bakın "ilişki" kelimesi de nasıl deforme olmuş, Ahu Tuğba'nın mı bu isimde bir filmi vardı) bir yapaylık olsun istemiyordum."
Sayfa 94 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Böyle samimi yazarlara bayılıyorum...
Edebiyat bu mu? Evet, "edebiyat yapmak" bir yapaylığı tarif için kullanılıyor. Bense Feride ile ilişkimizde (bakın "ilişki" kelimesi de nasıl deforme olmuş, Ahu Tuğba'nın mı bu isimde bir filmi vardı) bir yapaylık olsun istemiyordum. Lakin olaylar beni aştı.
Yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden Behçet Cantürk'le ilişki-si olduğu gerekçesiyle 18 Haziran 1984 tarihinde İstanbul'dan gözaltına alınarak Ankara'ya getirilen Ahu Tuğba ve Oya Aydoğan'ı Kaçakçılık İstihbarat Daire Başkanlığı'nın Karanfil Sokak'taki merkezinde Atilla Aytek sorguladı... İfadeleri alınan "sanatçılar" serbest bırakıldı. Ama olayın de-dikodusu kolay kolay unutulmadı. Atilla Aytek, Ahu Tuğba ve Oya Aydoğan ile ilişki kurmuştu!.. Önceleri basit bir dedikodudan ibaret olan bu olay, daha sonra Atilla Aytek hakkında soruşturma açılmasına neden oldu...
Ben kızı öpüp, Sevim'in faltaşı gibi açılmış gözleri karşısında bir prens olsam. Edebiyat bu mu? Evet, "edebiyat yapmak" bir yapaylığı tarif etmek için kullanılıyor. Bense Feride ile ilişkimizde (bakın "ilişki" kelimesi de nasıl deforme olmuş, Ahu Tuğba'nın mı bu isimde bir filmi vardı) bir yapaylık olsun istemiyordum.
Sayfa 94 - Dergâh Yayınları
SELAMSIZ,AT PAZARI VE "DEVRİM"
Erotizm demişken ,hayli kısır bir dönem bu... Her şey ,Ahu Tuğba ,Oya Aydoğan ,Banu Alkan,Serpil Çakmaklı ile sınırlı.
Sayfa 317Kitabı okudu
Reklam
"... "edebiyat yapmak" bir yapaylığı tarif için kullanılıyor. Bense Feride ile ilişkimizde (bakın "ilişki" kelimesi de nasıl deforme olmuş, Ahu Tuğba'nın mı bu isimde bir filmi vardı) bir yapaylık olsun istemiyordum."
Sayfa 94 - Dergâh Yayınları
Bu bahsi uzatıyorum galiba. Altı üstü bir tanışma faslı. Ama her ilişkinin mayası bu ilk anlarda, ilk saniyelerde gizli değil midir? Gizli olsa da ilgi çekici bir yönü yok. Bir kitabevinde ilk karşılaşma, hediye edilen rabıtalı bir kitap, basmakalıp konuşmalar. Her şey alelâde. Doğrusu anlatacak bir şey yok. Bu sıradan sahneleri biraz parlatabilsem. Mesela tezgaha bırakılmış kasımpatı demetini kapıp iki kadın önünde dans ederek bir reverans ile Feride'ye yeniden takdim etsem. O sırada guguklu saatin kumrusu bu eşsiz ânı ebedileştirmek üzere yuvasından fırlayıp ötüverse. Kapının önünde beyaz atlı bir araba dursa. Ben kızı öpüp, Sevim'in faltaşı gibi açılmış gözleri karşısında bir prens olsam. Edebiyat bu mu? Evet, "edebiyat yapmak" bir yapaylığı tarif için kullanılıyor. Bense Feride ile ilişkimizde (bakın "ilişki" kelimesi de nasıl deforme olmuş, Ahu Tuğba'nın mı bu isimde bir filmi vardı) bir yapaylık olsun istemiyordum. Lakin olaylar beni aştı.
İlk Karşılaşma
Gizli olsa da ilgi çekici bir yönü yok. Bir kitabevinde ilk karşılaşma, hediye edilen rabıtalı bir kitap, basmakalıp konuşmalar. Herşey alelade. Doğrusu anlatacak bir şey yok. Bu sıradan sahneleri biraz parlatabilsem. Mesela tezgaha bırakılmış kasımpatı demetini kapıp iki kadın önünde dansederek bir reverans ile Feride'ye yeniden takdim etsem. O sırada guguklu saatin kumrusu bu eşsiz anı ebedileştirmek üzere yuvasından fırlayıp ötüverse. Kapının önünde beyaz atlı bir araba dursa. Ben kızı öpüp, Sevim'in faltaşı gibi açılmış gözleri karşısında bir prens olsam. Edebiyat bu mu? Evet "edebiyat yapmak" bir yapaylığı tarif için kullanılıyor. Bense Feride ile ilişkimizde (Bakın "ilişki" kelimesi de nasıl deforme olmuş. Ahu Tuğba'nın mı bu isimde bir filmi vardı) bir yapaylık olsun istemiyordum.
Sayfa 94 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Aslan Yelesi Saçlar O dönemin kadınları arasında son derece revaçta olan bir stildi. Aslan başı da denirdi. Serpil Çakmaklı'dan Ahu Tuğba'ya kadar tüm aktrisler ve yurdum kadınları, ortalıkta birer dişi aslan kıvamında dolaşıyorlardı.
Sayfa 137 - Birharf YayıncılıkKitabı okudu