Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Layık olmadıklarına talip olmak, ait olduklarından uzaklaştırıyor insanı.
Özgürlüğe Dair
"Ve özgür olmak için söküp attıklarınız da sizin kendi özünüze ait parçalardan ibaret değil midir?"
Reklam
Ruhun Gemisi
Kaptanın Seyir Defteri -05- 10/05/2024 Ruhunun beden ile bedenin ruh ile etkileşimi. Ontolojik açısında bakıldığı zaman; doğmuş bir canlı kendisini doğuran canlının varlıksal açıdan tamamlandığının ispatıdır. Buna biyolojik açıdanda da hücrenin bir şekilde hayatına devam etmesi için verilmiş bir yetenek olarak bakmak gerekir. Tüm genetik
Bu şehirde muayyen bir çağa ait olmak keyfiyeti o kadar kuvvetlidir ki insan, "Bursa'da ikinci bir zaman daha vardır." diye düşünebilir.
Sayfa 96 - Dergâh YayınlarıKitabı okuyor
İnsan doğası gereği ait olmak ister, biyolojimizin bir parçası bu. Fakat toplumumuz hiçbir zaman kendimizi ait olacak kadar yeterli hissedemememize sebep oluyor...... Çünkü kendimizi cinsiyet, ırk, din, siyaset, okullar gibi işe yaramaz ölçütler üzerinden değerlendiriyoruz. Hatta boy ve kilo bile...
Sayfa 295 - Altın Kitaplar Yayınevi
Bu hayatta senin için en acımasız olan şey nedir diye sorsalar.!? Sahip olmadığın bir şeye ait olmak derim..!!
Reklam
"Elimden tutmayın ama orada durun bana bakın. Ben hem bağımsız hem de ait olmak istiyorum."
174 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bugün öyle muhteşem bir eser okudum ki, sizede kesinlikle tavsiye ediyorum. Mutlaka okuyun okutturun derim. Yazarın kalemini çok beğendim, okudukça okuyasım geldi, akıcı bir dille yazılan eser hemencecik okunup biten tarz da.Benim çoğunlukla gözlerim dolu dolu okudum. Hüzün dolu Aziz'in hikayesi. Etkilenmemek üzülmemek elde değil açıkçası. Eser de Aziz'in çocukluğundan itibaren yaşadığı zorlukları, acıları, duygularını bizde okurken iliklerimize kadar hissediyoruz. Aziz ne yaşarsa yaşasın hiç hayattan vazgeçmiyor. Nazlı, köyde yaşayan annesi , babası ve sağlık sorunları olan kardeşi için, oğlu Aziz'i yanlarına bırakır. Onlara yoldaş olsun onlara yardımcı olsun diye. Bu düşünce Aziz'e sorulmuyor bile, ister mi , o ne düşünür diye. Koca yürekli Aziz hiç sesini çıkarmaz kabul eder. Ailesi İzmir'e göç ederler daha sonra. Uzun bir süre ailesini göremez, arada annesinin gönderdiği sepette ya bir fotoğraf yada bir mektup olurdu. Dayısıyla birlikte birşeyler satar ve tüccarlığın nasıl yapıldığını öğrenir. Okul hayatını da köyde geçirir. Sınav kağıdına bir kendi öz babasından olan soyadı yazar , ikinci kağıda ise dedesinin soyadını yazar. Nereye ait olduğunu bile bilemiyor Aziz. Okumayı pek sevmeyen Aziz hep tüccar olmak ister. Aziz'in hikayesi bu kadarla sınırlı değil tabi, sünneti , askerliği, onun da İzmir'e göç etme hikayesi, aşkı, evliliği dopdolu bir kitap. Hadi Aziz'in hikayesine sizde eşlik edip okuyun hemen. Ben hüzün içerisinde büyük bir keyifle okudum. Sevgili yazarım yüreğine emeğine sağlık, kaleminiz daim olsun inşallah ve bol bol okuyucuları olsun
İki Köy Bir Şehir
İki Köy Bir ŞehirBerna Nalbantlar · Dorlion Yayınları · 202416 okunma
Filipin toplumunun yarı-feodal karakteri, esas olarak eski feodal üretim tarzının tabi kılındığı ABD tekelci kapitalizmi tarafından belirlenmiştir. Yabancı tekelci kapitalizm ile iç feodalizmin iç içe geçmesinin somut sonucu, kendi kendine yeten doğal ekonominin erozyona uğraması ve bir meta ekonomisi lehine dağılmasıdır. Yabancı tekelci
“Emekli olmak üzere olan marangoz ustasının hikayesini duydun mu?” diye devam etti Julian. “Hiç sanmıyorum.” “Tamam, adam uzun yıllar kendine ev inşa etmeye adadıktan sonra emekli olmak üzeredir. Ama hatırı sayılır müteahhitlerden biriyle şöhretli sözleşmelerinden birinin başlangıcındayken kendisinden çok özel bir söz vermesini istenir.” “Neymiş
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
“Ölmek nihai “olmayış” hâlinde “oluş” diyebilir miyiz? Oluş ve olmayış kelimeleri de kavram değil mi ? Hakikat bu ikisinin dışında, ikisinin de kaynağı olmalı. Yine başladım… “Olmak” fiilini kullanmadan, yaşamı ve yaşama ait kavramları ifade edebilmenin veya edememenin mümkün “olmadığını” görüyor musunuz? Dedemin şimdi anlıyorum. Dedem, “Sessizlik öğretmenlerin en bilgisidir,” der durur lakin Tamburu asla susmaz. Bir gün o çalarken konuşabilme cesaretini toplayıp “ Hiç bıkmadınız mı dedeciğim?”diye sorma gafletinde bulunmuştum. İlkleri anlatıyordum ya size, işte bu da bir ilk. Üzerime titreyen dedem bana ilk kez, “ Öl mü diyorsun bana Adoş?” diye bağırmış, salonu inletmişti.”
Sayfa 131Kitabı okudu
daha önemli işlerimiz vardı bizim
"her şeyi yaptım, her şeyi verdim, kabul ettim her şeyi ama o bir gün bırakıp gitti beni." biz kadınlar çoğunlukla buna yatkınız, neye? sunmaya, vermeye, iyileştirmeye, fedakarlık etmeye. neden? yeterki o mutlu olsun, ne olursa olsun, diye. oysa, dedi;
Tülay Kök
Tülay Kök
sen kendine ait parçaları tek tek terk edip feda ettiğinde ortada sen diye
İki Keşiş Issız bir dağda, Tanrı’ya tapan ve birbirini seven iki keşiş yaşıyordu. Bu iki keşişin pişmiş topraktan bir kasesi vardı; sahip oldukları tek şey de bu kaseydi. Bir gün, daha yaşlı olan keşişin kalbini kötü bir ruh ele geçirdi ve daha genç olan keşişin yanına gidip şöyle dedi: “Uzun zamandır birlikte yaşıyoruz, ayrılmak zamanıdır. Neyimiz varsa bölüşelim.” Bunun üzerine, daha genç olan keşiş hüzünlendi ve arkadaşına dedi ki: “Kardeş, beni bırakmak zorunda kalman kahreder beni. Ama mutlaka gitmem gerekiyorsa, öyle olsun.” Sonra toprak kaseyi getirdi ve “Bunu bölüşemeyiz, Kardeş, senin olsun, dedi. O zaman, daha yaşlı olan keşiş şu karşılığı verdi: “Sadaka istemem, sadece bana ait olanı isterim. Kase bölüşülmeli.” Daha genç olan keşiş cevap verdi: “Kase kırılırsa ne işimize yarayacak? Hediyemi gerçekten kabul edemiyorsan kura çekelim.” Yaşlı keşiş yineledi: “İstediğim yalnızca adalet, bana ait olan şeye sahip olmak isterim ben, kurayı göze alamam. Kase bölüşülmeli.” Genç keşişin öne sürebileceği başka bir sav kalmamıştı artık. “Gerçekten de istediğin bu ise, kasenin bölüşülmesini istiyorsan, kıralım bitsin bu iş “ dedi. Bunun üzerine, yaşlı keşişin yüzü karardı ve bağırdı: “Ey korkak melun, kavgadan kaçıyorsun ha!”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.