Kitap, felsefe'nin zayıflıklarını anlatarak ilerliyor. Hakiki hikmetin Kuran'ın hikmeti olduğunu, aklın kifayetsiz olduğunu ve tek ölçü alınmaması gerektiğini anlatıyor. Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin eserlerinden alıntılarla başlayan kitap, kısaca: Asıl hidayet, hicabın kaldırılmasıyla hakkı hak batılı batıl göstermektir vecizesinin üstüne temellenmiş. İmam Gazali'nin Aristo ve takipçilerinin 3'ü küfrü mucib olan 20 meselede ehl-i sünnet inancıyla ayrı düştüklerini izah ettiği Tehafet-ül Felasife adlı eserinden bahsettiği kısım oldukça ilgi çekici. Kitabın sonunda ilahiyat fakültelerindeki felsefe yanlışına da değiniyor. Buna göre, fakültelerde siyer-i nebi dersleri Resulullah'ın siretini de hakkıyla anlatıp öğretmekle birlikte diğer nebilerin hayatlarına da değinmeli. Zira Resulullah'ın Kur'an tefsiri mahiyetindeki sünneti ve dahi yaşamı tam idrak edilmezse, tefsir kelam gibi diğer İslamî ilimler de tam anlaşılmaz diyor yazar. Kitabın başında ve sonunda Bediüzzaman hazretlerinden alıntılar vermiş yazar. Bunun için 17. Lema- Notalar adlı eserden kısımların okunmasını da burada sizlere tavsiye ederim, tamamlayıcı niteliktedir. İlahiyat fakültesi öğrencileri birer Gazzali değildir diyor yazar, ki çok haklı. Hak, hakkıyla öğrenilip kabul edildikten sonra batıl idrak edilir diyor kısaca. Felsefe'nin mahiyeti ve nazariyesi konusunda öz bilgiler vermekle birlikte sonunda tasavvuf yolunun nasıl bir deva sunduğunu anlatmakla misyonunu tamamlıyor. Kemmiyeti küçük ancak keyfiyet cihetiyle muazzam bir eser. Ezberlense mahzuru olmaz, öyle mühim olduğu kanaatindeyim.