İnsan neden okur ? Bir dizeye yahut bir cümleye tesadüf edersiniz ve dersiniz ki “ İşte bu tam da benim yaşadığım ama adını koyamadığım o duyguyu anlatıyor!” Yalnızlığımız bir anlığına uçar gider. Başka ruhlarla aranızda bir akrabalık bulursunuz. Çoğalır ve iyileşirsiniz.
Sonra oradan savaş geçti. Hiçbir ev, hiçbir hatıra hasarsız kalamadı. Herşey çürüdü: Arkadaşlık, aşk, adanmışlık, akrabalık, inanç, sadakat. Hatta ölüm. Evet, bugün ölüm bile bana kirlenmiş, bozulmuş gibi geliyor.
İnsan neden okur? Bir dizeye yahut bir cümleye tesadüf edersiniz, dersiniz ki 'işte bu tam da benim yaşadığım ama adını koyamadığım o duyguyu anlatıyor'. Yalnızlığınız bir anlığına uçar gider. Başka ruhlarla aranızda bir akrabalık bulursunuz.
Çoğalır ve iyileşirsiniz.
Aynı anda erkek ya da kadın birkaç kişiye birden aşık oluyordu; hemen hemen insanların hepsine, özellikle de seçkin kişilere aşık oluyordu. Çar ailesiyle akrabalık kuran bütün yeni prenseslere ve prenslere aşıktı, bir metropolite, bir piskopos yardımcısına ve bir papaza aşıktı. Bir gazeteciye, üç Slav'a, Komissarov'a aşıktı; bir bakana, bir doktora, bir İngiliz misyonerine ve Karenin'e aşıktı.
Sayfa 668 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
sonra oradan savaş geçti. Hiçbir ev, hiçbir hatıra hasarsız kalamadı. Her şey çürüdü: Arkadaşlık, aşk, adanmışlık, akrabalık, inanç, sadakat. Hatta ölüm. Evet, bugün ölüm bile kirlenmiş, bozulmuş gibi geliyor.
Ancak Tanrı’nın sonsuz lütfuyla var olabilen saçma bir icattı evlilik. Birbirini yeni tanıyan, aralarında hiçbir akrabalık olmayan, yapıları başka, kültürleri başka, hatta cinsleri bile başka iki insanın birden bire kendilerini birlikte yaşamaya,aynı yatakta yatmaya,belki de her biri başka başka yönlere gitmek üzere çizilmiş iki yazgıyı bölüşmeye mahkum bulmaları her türlü bilimsel düşünceye aykırıydı.