Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Ben Âdem evladı olmak istemem. Derdi çok. Belim ağrır yedi yıldır. Ağzımda diş yok, karı çiğner verir ağzıma ekmeği. Adem değil Cibriloğlu olaydım, göklerde dolanaydım. Âdemoğlu hak ister, akrabalık diler, gelinsin gidilsin ister, elin erdiği yer var ise oradan gedik diler. Aziz Tanrı güçsüz beden ilen bizden kulluk diler, elçileri buyruğa itaat diler, papazı-imamı itaate devam diler, kral ile sultan Tanrı'nın gölgesiyim der, yazıcısı gelir kızıl ilen beyaz sikke diler. Ana baba ebeveyn hakkını diler, kardaş mirasın yarısına konmak diler, oğlan atası tezelden gebermekle evinin taşını söküp kendine gayrı konak etmek, terekeyi savurup saçmak, ata ocağını hela edip ortasına delik açıp içine bir güzel sıçmak diler.”
Seyit kutup şöyle diyor: İslam toplumunun temeli kan bağı değildir. Toprak bağı da değildir. Irk, tarih, dil ve ekonomi bağı da değildir. Akrabalık duygusu, yurtseverlik, milliyetçilik veya ekonomi çıkar da değildir. Bu toplumun temeli inanç bağıdır. Önderlik ve pratik uygulama bağıdır
Reklam
Ebubekir, çok sevilen, başarılı ve oldukça saygı gören bir şecere uzmanıydı, yaptığı iş soy sopa çok ehemmiyet veren bir kültürde önemli bir uzmanlık alanıydı. Bu da kendisini çok önem atfedilen soy ve akrabalık bağlarını belirleyen kişi olarak Mekke'nin en önde gelen tarihçisi yapmıştı.
Hz.Hamza
Peygamberimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, Hazreti Hamzanin cesedinin başına dikilerek; "Hiçbir zaman, senin kadar musîbete ugramamış ve uğranmayacaktır. Ben, bunun kadar beni gazaplandı yerde de durmamışımdır, Ey Rasûlüllah'ın amcası! Ey Allah'ın ve Rasûlüllâh'ın aslanı Hamza! Ey hayırlar işleyen Hamza! Ey üzüntüleri gideren Hamza! Ey Rasûlüllah'ı koruyucu olan Hamza! Allah sana rahmet etsin! İyi bilirim ki; sen, hısım ve akrabalık haklarini gözetir, dâima hayırlı işler işlerdin. Eğer senden sonra yas tutma gerekseydi, sevinmeyi bırakıp sana yas tutardım...
Aralarında kandan fazla akrabalık vardır; acının ve korkunun birleştirdiği müşterek bir manevi aileye mensup olduklarını hissederler, emindirler ki insanlar arasında sabretmesini, onlar kadar bilen yoktur.
Sayfa 8 - ÖtükenKitabı okuyor
Antik YakınDoğu
Devlet, sosyo-politik oluşumların en karmaşık biçimidir. Merkezi bir sistemdir ve akrabalık bağları olmayan "kadrolu" kralları temel alır.
Reklam
#kitapvecayy_
" Nitekim ilim, ehli arasında akrabalık bağı gibidir. Kişi yalnız başına az , kardeşleri ile çoktur. Ve her ilim bize yaratıcımızın şu buyruğunu hatırlatmaktadır: " Size pek az ilim verilmiştir." ( İsrâ ,85 ) "
Sayfa 155
Sümer atasözleri
-Gümüşü olan mutlu olabilir, Arpası olan mutlu olabilir, Hiç bir şeyi olmayan rahat uyur -Mal, konacak yer bulamayan uçan kuşlara benzer. "Malına güvenme." -Kalpteki düşmanlık getirmez, dildir düşman eden. -Bulduğunu söyleme, kaybettiğini söyle. -El ele adamın evi yapılır, Mide mideye adamın evi yıkılır -Çiftleşmeden gebe kalınmaz,
İnsan ırkının kaderini yönlendirmiş ve yönlendirmekte olan güçlerden hiçbiri, kuşku yok ki, din adını verdiğimiz olgu kadar kudretli olmamıştır. Tüm toplumsal örgütlenmelerin arkasında bu garip gücün izleri vardır ve insan toplulukları arasında görülmüş en büyük uyum dürtüsü bu güçten destek almıştır. Din bağının ırk, iklim hatta akrabalık bağından daha güçlü olduğuna hepimiz tanık olmuşuzdur. Aynı Tanrıya tapan, aynı dine inanan insanların yalnızca akraba, hatta yalnızca kardeş olanlardan daha büyük bir bağlılıkla birbirlerine tutunduklarını hepimiz iyi biliriz.
Kast Sisteminin Ortaya Çıkışı
Büyük kanun koyucusu Manu'nun formüle etmiş olduğu kast sisteminin temeli, hayranlık uyandırıcıydı. Manu, insanların, doğal evrim çerçevesinde dört büyük sınıfa ayrıldığını açıkça görmüş: Bedensel emekleriyle topluma hizmet sunabilecekler (Sudralar); zekâ, yetenek, tarım, alışveriş, ticaret yani genel olarak iş hayatıyla hizmet verebilecekler (Vaisyalar); yönetimle ilgili, idareci, ve koruyucu yeteneklere sahip olanlar yanı yöneticiler ve savaşçılar (Kşatriyalar); doğası düşünceye yatkın, ruhsal sezgilere açık ve ilham verici olanlar (Brahminler). "Bir insanın iki defa doğmuş olduğuna (yani Brahmin olduğuna), ne doğum, ne kutsal ayinler, ne çalışma, ne de ecdat karar verebilir," diye bildirir Mahabharata, "bunu sadece karakter ve davranış belirler." Manu, topluma, kendi bireylerine karşı, bilgelik, erdem, yaş, akrabalık veya son olarak servetlerine göre saygı göstermeyi öğretmiştir. Vedalar'ın Hindistan'ında, sadece istiflemek için saklanan veya hayır işlerinde kullanılmayan maddî zenginlikler daima hor görülmüştür. Büyük servetlere sahip cimri insanlar, toplumda düşük bir sınıf olarak değerlendirilmiştir.
Sayfa 392Kitabı okudu
Reklam
Bu figürlerde görülen akrabalık, insanın sahip olduğu en alt edilmez şeye, herhangi başka bir insanla tıpatıp eşdeğer olma yalnızlığına itildiği o değerli nokta, bana kalırsa. -Giacometti'nin figürleri, bozulmaz birer bütün olduklarına göre- kaza olasılığı ortadan kalksa, geriye ne kalır acaba?
"Akrabalık sadece kan bağlarıyla değil , yürek ve akıl bağlarıyla da kurulur."
Asıl akrabalık, ruh arkadaşlığıdır. İnsan kendi manasını bulduğu kimseye doğru yönelir, yakini olur.
Ölmekle beraber hısımlık, akrabalık bitmiş oluyor. Ondan sonra hısımlık, akrabalık, tarikat, şeriat, hakikatle oluyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.