Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünyada aralarında alacak-verecek meselesi bulunan mü’minler, âhirette birbiriyle mutlaka hesaplaşacaklardır. Borcuna karşılık sevâbını vermemek için, alacak-verecek meselesini âhirete bırakmamalıdır.
Cehennemin üzerine kurulan sırat köprüsünden, alacak-verecek meselesi olmayan mü’minler kolayca geçip cennete gireceklerdir. Diğer Müslümanlar ise, cennetle cehennem arasındaki ikinci bir köprüde durdurulacak, hesaplaşmaları sağlanacaktır. Orada insanların bir kısmı diğerine sevâbını verecek, onun günahını alacaktır. Mü’minlere, kabirde, akşam sabah cennetteki makamları gösterildiği için, köşklerini kolayca bulacaklardır.
Reklam
_Evrenin sırlarını bulmak istiyorsanız; enerji, frekans ve titreşim cinsinden düşünmelisiniz. _3, 6 ve 9 sayılarının azametini bilseydiniz evrenin anahtarını elde edebilirdiniz. _Nefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi, bütün dünyayı aydınlatmaya yeterdi. _Evren enerjiyle doludur. Nesiller sonra makinelerimiz, evrendeki herhangi bir noktadan
Cehennemin üzerine kurulan sırat köprüsünden, alacak-verecek meselesi olmayan mü'minler kolayca geçip cennete gireceklerdir. Diğer Müslümanlar ise, cennetle cehennem arasındaki ikinci bir köprüde durdurulacak, hesaplaşmaları sağlanacaktır. Orada insanların bir kısmı diğerine sevabını verecek, onun günahını alacaktır. Mü'minlere, kabirde, akşam sabah cennetteki makamları gösterildiği için, köşklerini kolayca bulacaklardır.
Sayfa 554Kitabı okudu
Birliğe ulaşmanın bir yolu da ister sanatçı ister sanatçı olsun yaratıcı faaliyette bulunmaktan geçer herhangi bir yaratıcı çalışma içinde bulunan kişi kendi dışındaki dünyayı temsil eden nesnesi ile kendini bütünleştirir ister masa yapan bir marangoz ya da Elmas işleyen bir kuyumcu olsun ister ürününü yetiştiren Çiftçi ya da resmini boyayan
Aram Amca'nın kılık kıyafetine bakarsanız sadaka verirdiniz. -Hoş geldin Aram Amca, buyurun oturun, ter içinde kalmışsı- Tam bir varyemez amcaydı. nız, nereden böyle? - Evlat, hiç sorma! Sultanahmet Adliyesi'nden geliyorum - Alacak verecek meselesi mi? - Çatlak bir çan almıştım kiliseden çıkma - Çatlak çanı ne yapacaktın ki? - Her çanın içinde bir miktar altın vardır. Onu erittirip içindeki altını ayıracaktım. Hergeleler çanı kiliseden çalmışlar. Ben nereden bileyim? Yakalanınca da bana sattıklarını söylemişler. Ben de iade etmiştim. İşte o meselenin devam eden mahkemesi vardı. - Beraat ettin inşallah. -Hâkim doğru söyleyeceğine namusun şerefin üzerine yemin eder misin, dedi. Hayır edemem, deyince hâkim kızdı. Muhterem yargıç bey, iki gün önce prostat muayenesi oldum. Doktor beni parmakladı. Bende ne namus kaldı ne şeref, dedim. Hâkim gülmemek için kendini zor tuttu, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi, diyen Aram Amca; muzip muzip tebessüm ederken o çakır gözlerinin içi parlıyordu. Toprağı bol olsun, 1983 yılında vefat etti.
Sayfa 199Kitabı okudu
Reklam
Hiç bu kadar güldüğümü hatırlamadım:))
Komiser, - Ulan bu ne hal? Dedi. Bizde ses yok. -Neden kavga ettiniz? -Hiçç... -Karı meselesi mj -Değil -Sarhoş muydunuz , içtiniz mi? -Yokk.. -Para işi mi alacak, verecek? - Yok Komiser Bey. -Köyde ev, tarla anlaşmazlığı mı? -Degil.. -Nedir öyleyse, birbirinizi yemişsiniz. Kan davası mı var aranızda? O zebun oğlan ağlayarak, -Ben bunu tanımam, bilmem...dedi Ben de.. -Adını bile bilmem.. dedim. Komiser ikimize iki tokat çekip bizi dışarı attı. O öte yana ben bu yana gittin.
Ölümü anlamak yaşama iradesinin aynı zamanda bir koruma, bir gözetme iradesi olduğunu bilmekle başlar. Çünkü ölüm bize hayatın ödünç verildiğini hatırlatır. Borcu kabul etmeyen için dünya kayıtsız bir etkinlik alanı, keyfî tasarruf yeridir. Kendini borçlu saymayan, bilâkis alacak iddiasında bulunan için yaşayanların ve yaşama alanlarının yağmalanması ve tahrip edilmesi bir ahlâk meselesi değildir. Dünyada bulunuş ister rasyonel, isterse irrasyonel bir açıklama taşısın bir borcu ifade etmiyorsa yıkmayı ve bozmayı kaçınılmaz kılan eylemlere kaynaklık edecektir. Ne zaman ki ölümü rehinin sona erdiği, borçlu kalmanın son bulduğu bir sınır olarak anlayabiliriz, işte o zaman yaratılmışlar içinde bize istediğimizi verecek hiçbir şeyin, hiçbir kimsenin bulunmadığını; çünkü bunların hiçbirinin canımız üzerindeki rehini çözemeyeceğini anlarız. Artık yaşama iradesi "verilecek hesap" iradesine dönüşür.
Sayfa 79 - Tiyo Yayınları
Varlıkların gelişimi tek tek gözükmekle beraber esasında belli bir gelişim alanı içerisinde bulunan varlıklar beraberce ortaklaşa gelişirler. Mesela hiçbir zaman dünya tekamülü için dünya üzerinde Fransız Jan, Rus İvan, Türk Ahmet diye düşünülmez. Dünya insanının tekamülü olarak düşünülür. Kozmik olarak düşünülen konu budur. Dünya insanının
Ölümü anlamak yaşama iradesinin aynı zamanda bir koruma, bir gözetme iradesi olduğunu bilmekle başlar. Çünkü ölüm bize hayatın ödünç verildiğini hatırlatır. Borcu kabul etmeyen için dünya kayıtsız bir etkinlik alanı, keyfî tasarruf yeridir. Kendini borçlu saymayan, bilâkis alacak iddiasında bulunan için yaşayanların ve yaşama alanlarının yağmalanması ve tahrip edilmesi bir ahlâk meselesi değildir. Dünyada bulunuş ister rasyonel, isterse irrasyonel bir açıklama taşısın bir borcu ifade etmiyorsa yıkmayı ve bozmayı kaçınılmaz kılan eylemlere kaynaklık edecektir. Dünya hayatına sevgiyle bağlanmak ve dünyadan nefret etmek, bu içinde bulunan ortamın olunabilecek yegâne ortam kabul edildiğine işarettir. İçinde ölüm korkusunu şiddetle duyanlar, hayattan nefreti de aynı şiddetle içlerinde taşırlar. Ne zaman ki ölümü rehinin sona erdiği, borçlu kalmanın son bulduğu bir sınır olarak anlayabiliriz, işte o zaman yaratılmışlar içinde bize istediğimizi verecek hiç bir şeyin, hiç bir kimsenin bulunmadığını; çünkü bunların hiçbirinin Canımız üzerindeki rehini çözemeyeceğini anlarız. Artık yaşama iradesi "verilecek hesap" iradesine dönüşür.
ÇIDAM YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
TÜRKLERİN CİNAYET İŞLEME SEBEPLERİ 1- Namus meselesi 2- Kin gütme 3- Kan davası 4- Alacak-verecek meselesi 5- Ani kızgınlık 6- Alkol etkisi 7- Ailevi geçimsizlik 8- Gönül ilişkisi 9- Aileler arası husumet 10- Şahıslar arası husumet
İnsanlık tarihi, kadını baskı altına almak isteyenlerin hikayeleriyle dolu. Bin yılların önyargısını kimlerin köpürttüğünü, nasıl tetiklediklerini ve bunu neden bir ölüm kalım meselesi haline getirdiklerini biliyoruz. Onlar değil yedi, yedi bin yıl geçse de değişmeyecek. Ama kadınlar değişiyor. Bir gün, bir kadın katili indirimsiz müebbet alacak. Sonra bir diğeri. En nihayet hepsi. Kadınlar çalışacak, eğitim alacak, sokaklarda özgürce dolaşacak, kahkaha atacak, bedeni hakkında karar verecek, evine, kocasına, akrabalarına, konu komşuya değil, sadece kendine ait olacak. O gün gelene kadar direnmeye, yazmaya, çizmeye, söylemeye, mahkeme önlerinde beklemeye, birbirimize omuz vermeye, ellerimizi sıkı sıkı tutmaya devam...
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.