Kitabın adı ve konusu zihinlerimize ister ishemez Kafka'yı getirdiğinden yazar Dönüşüm'ü anarak başlıyor kitaba. Kitapta da Jim Sams isimli kişi sabah uyandığında kendini hamamböceği olarak buluyor ama Dönüşüm'ün aksine ters burada her şey, bir hamamböceği insana, İngiltere'nin başbakanına, takım elbise giyen, parlamentoda konuşma yapan bir adama dönüşüyor. Kitabın ana meselesi 'ters' zaten. Sadece başbakan değil bakanlar da hamamböceği yani tam anlamıyla bir siyasi hiciv kitabı.
Tersincilik adı verilen bir siyasi düzene uyuma itiraz eden halk ve buna uyum sağlanması için her şeyi yapan bir kabine var. Tersincilik sisteminde çalışanlar, işverenlerine maaşlarını verecek buna karşılık Avm'ler de müşterilerine aldıkları her malın fiyatını ödeyecekler. Bu şekilde insanlar maaş ödeyebilmek için daha çok mal alacak ve piyasa canlacak. Bu saçma sistem yazarın İngiltere'nin AB'den ayrılma talebinin ince göndermesi.
Siyasi iktidarı elinde tutmaya çalışırken yapılan çirkin dedikodular, komplolar, orantısız güç ve iftiralar maalesef ki hiç aşina olmadığımız konular değil. Yakın zamandan bahsediyor oluşu (sosyal medyanın dünya gündemini yönlendirebilmesi, Me Too hareketi) da eklenince politik tutumun tanışıklığına bir nefeste okunup gidiyor.
Her ne kadar fazla tepki almamak için mizahi bir dille yazılmışsa da ağır eleştiriler barındırıyor kitap. Absürt ama oldukça gerçekçi. Kendi türü içinde okunması gereken eserlerden.