Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
ÇAĞDAŞ İNANÇ İLMİHALİ(M) 1. "Yetiş ey gavs, medet ey gavs!" gibi ifadelerle yakarışta bulunmak hiç hoş değildir. Sahabe döneminde böyle ifadeler görülmemiştir. Ancak "Allah'ım falanın hürmetine senden isterim" demek caizdir. (Zorunlu değil) yapacaksak dilimizi buna alıştırmalıyız. Bunun hadisten delilleri vardır. 2.
TÜRKİYE'YE NE OLACAK?
Muhyiddin İbn Arabi
Muhyiddin İbn Arabi
Osmanlı'nın kuruluşundan onlarca sene önce söylediği tüm öngörülerin tamamı tutuyor ve sonunda da Türkiye için çok ilginç şeyler söylüyor MUHYIDDIN İBNÜ'L-ARABİ'NİN DEVLET-I OSMANİYYE İSİMLİ ESERİNDEN GELECEKLE İLGİLİ TUTAN ÖNGÖRÜLERİ ⚫ŞEYH EDEBALİ'Yİ (1206-1326) ŞAM'DA ÖĞRENİM GÖRÜRKEN SOHBETLERİME ALDIM, ONUN
Reklam
Müslüman Kitaplığı Tavsiye Listesi (300 kitap, Aydın Başar ) A. İMAN VE İSLAM 1. Ömer Nasuhi Bilmen, İslam İlmihali 2. Mehmet Zihni Efendi, Nimet-i İslam 3. Ahmet Hamdi Akseki, İslam Dini 4. Muhammed Hamidullah, İslam’a Giriş 5. Necip Fazıl Kısakürek, İman ve İslam Atlası 6. Ümit Şimşek, İslam İnanç İlmihali 7. Ali Kemâl Belviranlı, İslâm
"Yavuz Sultan Selim’in, Mısır seferi dönüşü, yanında çok kıymet verdiği hocası ve aynı zamanda Anadolu Kazaskeri Kemal Paşazâde vardır. Yavuz Sultan Selim ve hocası Kemal Paşazâde, hem yol almakta hem de ilmi sohbetlerde bulunmaktadırlar. Bu sırada çamurlu bir sahadan geçilirken, Kemal Paşazâde’nin atının ayağından sıçrayan çamur, Yavuz Sultan Selim’in kaftanını kirletir. Bu hâdise karşısında büyük âlim Kemal Paşazade’nin mahcubiyeti yüzüne yansımıştır. Sultan, ilme ve âlime verdiği ehemmiyetin bir ifadesi olarak şunları söyler: “Kederlenmeyiniz. Sizin gibi bir âlimin atının ayağından sıçrayan çamur bizim için bir ziynettir.” Ve kaftanını çıkarıp hizmetkârına uzatırken: “Vasiyetimdir, öldüğüm zaman bu kaftanı sandukamın üzerine koysunlar” diye emir buyurur. Hakikaten Yavuz Sultan Selim vefat ettiğinde vasiyeti yerine getirilmiş ve bu kaftan sandukasının üzerini süslemiştir."
HALİL İNALCIK ve ÂLİMİN ŞÖHRET BUDALALIĞI, İDEOLOJİK HİZMET AŞKI!..
- "İlim bir zevk işidir. İlimden zevk duymayan hiç kimse âlim olamaz. Fakat bu zevk genellikle sarhoşluk veren zevklerden sayılır. İlminin sarhoşluğuyla şuuru zayıflayan âlim, sürekli biçimde kendi ilim çitini aşıp, kendisi için yasak olan meçhuller çayırında at koşturmak ister. Çünkü bu çayır, ilmin katı kurallarından sıyrılmış bir şuurun
Yazar Aydın Başar, Ehl-i Sünnet hassasiyetine dikkat ederek Müslümanlar için 300 kitaplık bir liste oluşturdu. Kur’an’da hata bulan ve usulsüz dini yorumlar yapan itikadı bozuk eserleri listeye karıştırmayan Başar, uzun araştırmalar sonucunda doğudan batıya birçok farklı kişinin eselerini listeledi.  Çok sayıda isimden fikir aldı. Listeyi
Reklam
ELEŞTİREL DÜŞÜNCE ÜZERİNE Bazı ilahiyatlarda ve bazı hocalar arasında eleştirel düşünceye vurgu yapıldığı biliniyor. Tabii bunda sorun yok. Sorun eleştirel düşünce söz konusu olduğunda hep Buhari ve Müslimin veya diğer hadis kitaplarının/hadislerin yahut hanefiler dışındaki alimlerin eleştiriye hedef olmasıdır. Sormak isterim: Hadisleri veya
ORYANTALİZMİN MÜSLÜMAN ÜZERİNDE ETKİSİNİN OLUP OLMADIĞINI BELİRLEME ÖLÇEĞİ Bu ölçek bazı hüküm ve önermelerden oluşuyor. Bunları aşağıda vereceğim. Herkes bunlara baksın ve kendi muhasebesini yapsın, arzu ederim. Ayrıca bu ölçek bazılarının dediği gibi “oryantalizmin etkisiyle değil, biz müslüman usulüyle meselelere bakıyoruz” yargısının da
Padişahın da padişahı var
Mısır alınmış ama Yavuz hüzünlüydü; çünkü çok sevdiği vezir-i azam Hadım Sinan Paşa, padişahı öldürmek için harekete geçen fedailerce Yavuz sanılarak şehit edilmişti. Hadım Sinan Paşa’nın ilk isminin Yusuf olmasına, Hz. Yusuf’a (as) ve onun şehri Mısır’a telmihen acısını şöyle akıtmıştı beyitlerine Yavuz: Gerçi Yusuf’un tahtına nail olduk ama Yusuf gibi sadık ve cesur serdarımı aldırdık. Yavuz bazen âlim bir mücahidin kaybını Mısır fethine denk görecek kadar vefalı ve kadirşinas, bazen askerlerinin ortasına oturup onların ekmeklerini paylaşacak kadar mütevazı, bazen de korkudan vezirlerini tir tir titretecek kadar gazaplı, öfkeli bir padişahtı. Ama hükümdarlar hükümdarının karşısında da gözleri yaşlı idi. “Dünya padişahı da olsam ben neyim ki!” der, padişahlığı asıl sahibine teslim ederek, “Kapında kul köleyim ey Malik’ül-Mülk” diye niyaz ederdi Selimîce...
HÜSEYİN ATAY HAKKINDA Öncelikle Rabbim taksiratını affeylesin diyorum. Sonra da onu tanımak için fikirlerinden derlediğim bir demet sunmak istiyorum. Hemen belirteyim ki bu fikirler ve bu üslup benimsediğim şeyler değil. Yine de çok çok az olsa da katıldığım yerler var. Sadece tanınması için paylaşıyorum. Zira yazılıp çizilenlere bakıyorum,
Reklam
ÇÖKÜŞ- DER UNTERGANG
ÇÖKÜŞ- DER UNTERGANG Nazi İmparatorluğunu doğuş, yükseliş ve çöküş olarak kategorize etmek mümkün. Tarihçi William L.Shirer de Nazi İmparatorluğu adlı dev eserini bu başlıklar altında ciltlere bölmüştür. Der Untergang’da senarist Joachim Fest ile yönetmen Oliver Hirschbiegel’in anlatmaya çalıştığı ve bence başarılı bir biçimde anlattığı bölüm,
Sin Şın'a Girince Dini Hikayeler Yavuz Selim Han, mısır'a açtığı sefer sırasında Halep'ten Şam'a doğru giderken, yolda, hayatına Şam'da son verilen Muhyiddin-i Arabi Hazretleri'ni ve onun Yavuz'u işaret eden sözlerini hatırladı. "Sin, Şın'a girdiğinde Muhyiddin'in kabri meydana çıkar" sözü Yavuz'un dikkatini çekmişti. Bu işaret zaman zaman aklına takılıp duruyordu. Şam'a vardığında oranın alim ve velileriyle görüşmelerde bulundu. Söz dolaşıp Muhyiddin-i Arabi Hazretleri'ne de geldi Şam'ın ileri gelenleri, Hazret'in kabrinin bulunduğu yerin halen çöplük olduğunu, hadiseden o güne kadar hazrete iyi gözle bakılmadığını anlattılar. Yavuz Selim Han, derhal harekete geçip kabrin yerini tesbit ettirdi. Oraya hemen bir türbe ve yanıbaşına büyük bir cami ve imaret inşaatı başlattı. Zamanımıza kadar muhteşem bir şekild gelen türbe, cami ve imaret, külliye olarak ortaya çıktı. Ayrıca, Muhyiddin-i arabi Hazretleri'nin vefatından önce ayağını yere vurarak: "Sizin taptığınız benim ayağım altındadır" buyurduğu yeri tesbit ettirip kazdırdı. Oradanküp içinde altın çıktı. bundan Muhyiddin-i Arabi Hazretleri'nin: "Siz Allah Teâla'ya değil de paraya tapıyorsunuz" demek istediği anlaşıldı. Gerçekten de idmına sebep, hazretin bu sözleri olmuştu. *Selim Han, çıkan altınları Şam'ın fakirlerine dağıttı. "Sin" den maksadın Selim, "Şın" dn maksadın da Şam olduğu kesin olarak ortaya çıkmıştı. Yavuz Sultan Selim Han, bu sırada Şam'da üç ay kadar kalmıştır. Kaynak: Büyük Veli Yavuz Sultan Selim, Rahmi Serin, Pamuk Yayıncılık, 2003
Yeni Çıkan Kitaplara Dair
Yeni çıkan kitaplardan bahsettiğimiz program serimizin 16. bölümünde Serkan Türk son dönemin dikkat çeken eserlerine kısa kısa değiniyor. Bu bölümün yazarları ve kitapları şöyle: Gökhan Yılmaz - Hevesin Kaçış Yönü-YKY Kerem Bakıcı - Toprakta Büyür mü İnsan?-YKY İbrahim Varelci - Sonra Konuşuruz - İzdiham Şükran Yücel - Âlim Kadın Çıkmazı - ALFA Süreyya Köle - Şehir Söner Biz Yanarız - Pavyon Öyküleri - h2o Kitap Özgür Çırak - Ormandan Gece Gelen - Nota Bene Yunus Bektaşoğlu - Olmayışın Habili -Yitik Ülke Defne Suman - Evden Kaçmanın Yolları - Doğan Kitap Gülhan Tuba Çelik - Onlar ve Köpekleri - Epona Yayınları Nadir Göktürk - Evde Kalmış - Şiirler - SİA George Orwell -Hayvan Çifliği - Epona Dilek Türker - İpekten Örer Zırhını - İletişim Yayınları Victoria MasDeliler Bandosu - Fol Yayınları Hilmi Yavuz - Talan Şiirleri - Everest Yayınları Haydar Ergülen -Şairin Bavulu - Edebi Şeyler Barış Pirhasan -Büyük Atlas Küçük Canlılar-Kara Karga Videomuzu beğenmeyi ve ilgisini çekeceğini düşündüğünüz dostlarınızla paylaşmayı unutmayın. youtube.com/watch?v=AVfiLeZ...
Eski insanımızda kıskançlık, hased, gıybet gibi olumsuzluklar yoktu. Bunlar olmadığı için de toplumda “fitne” çıkmazdı. Mahallenin yaşlıları gençlere örnek olur,fark ettirmeden onları denetler, büyük yanlışlara meyledenleri uyarırlardı... Kalabalık arasına bir âlim girince, herkes ilmine hürmeten ayağa kalkar, en güzel yere buyur ederler, ikramda yarışırlardı... Yahut yaşlı biri girince, yaşça küçük olanlar derhal ayağa kalkıp yaşına hürmet gösterirlerdi... Yabancı birinin yolu mahalleye düştüğünde yatacak ve yiyecek sorunu yaşamaz, misafir almakta mahalleli âdeta yarışa girerdi... “Eskiyi unut/ Yeni yolu tut” dediler, hayat tarzımızı unutturdular! Yavuz Bahadıroğlu
ANTİMEHDİZM İDEOLOJİSİ-Prof. Dr. Bedri Gencer
“Siyasî ideoloji” tabirinin de belirttiği üzere ideoloji, özünde etki/tepki mantığınca şekillenen akidevî tutumların siyasî sistemlere dönüşmesidir ve bu yüzden aşırılık ve sapkınlıkla malûldür. Bu çarpık ideolojik kutuplaşma, etki/tepki mantığınca akidenin yanlış bir kavrama dayandırılmasından kaynaklanır. Bütün ideolojiler, özünde teodise ve
91 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.