Müthiş bir boğaz ağrısını düşünmemenin yolu uğraş bulmaktır. Ben de küçüklüğümden gelme bir başka ilgi alanım olan 'terörizm' üzerine ki kitap tam olarak öyle olmasa da, birçok yerde ayrıntılı açıklaması ile aktaracağım.
Öncelikle kitabın çıkarılmasında zorlu yolu kısaca yazayım. Kitap, bir ET olan ve Irak, Afganistan, Panama, İran ve birçok
"Bir kitap her şeyi altüst etmelidir. Okuru, okumadan evvelki halinde bırakan bir kitap, başarısız bir kitaptır."
-Cioran-
Sevgi ve Şiddetin Kaynağı, okuru altüst eden kitaplardan birisi. Okuru, okumadan evvelki halinde bırakmayan, kitap bittiğinde okuyana cevaplar yerine sorular bırakan başarılı bir kitap.
Kitap, sevgi ve şiddetin
Seni o kadar özlüyorum ki, tarifi olamaz. Yanımda olsan “açsam yüzün baksam dursam". Dostluğuna, sevgine, şefkatine, teselline o kadar muhtacım ki sevgilim. Beni senden başkası avutamaz, teselli edemez. Ne yapayım söyle bana. Ne edip, nerelere gideyim. Derdimi kimlere dökeyim. Ah sevgilim ah... Bir gün içinde belli aralıklarla ölümün
Bu zamana kadar duyduğum en güzel aşk hikâyesi Samsun'daki bir Çerkes köyünde geçiyor. Bana bunu anlatan arkadaşım o köydendi.
Çerkeslerin, bir kısmı hayli katı olan gelenekleri varmış. Buna göre mesela Çerkeslerde akraba evliliği yasakmış. Hoş karşılanmazmış. Üstelik öyle çok yakın akraba olunması bile şart değilmiş. Arkadaşımın ‘geçen yıl
Geçti yaz günlerin güzelliği
Açık pencereler, damlar, bahçeler
Her şey ne sıcaktı, her şey ne iyi
Hatta o karanlık, aysız geceler.
Hani o gezmeler kırda denizde?
Hani o cümbüşler, sazlar temmuzda?
Ağustos mehtabı tam üstümüzde
Plajlarda neydi o eğlenceler
Yaşamak diyordum, yaşamak ne hoş!
Hele bir gelmesin ne olurdu bu kış.
Nerede o kahkaha, o ses o alkış.
Şimdi yerini aldı düşünceler...
Mı acaba? Bu cümle bana, genellikle düşük zevklere sahip olan ve bu düşük zevklere bile kendi çabalarıyla ulaşamamış, daha doğmadan zevkleri, renkleri, fikirleri ve hatta bunlara getirilecek herhangi bir eleştiride ileri süreceği argüman ve cümleleri aşağı yukarı belli olan kişilerin, son çare olarak ileri sürdüğü ve konuyu kendi lehlerine
"Etmedik em koymadım sana yavrum, koymadım kuzum. Baban gelsin birazdan, varak gidek Nefer Emmi'ye. Son çare onda."
Medine Ana, beşiğin başında hasta bebesiyle, kocasını bekliyordu. Şu yaz gününde yaylaya yarılıkçılığa gitmişti ekin biçmeye. İki çuval buğdayla dönse kışı rahat geçirirlerdi çoluk çocuk. Bir yanda hasta bebesi öte yanda