Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
. "Yerle gök arasında, benim Allah'ın Resûlü olduğumu bilip kabul etmeyen hiçbir varlık yoktur. Sadece cinlerin ve insanların azgınları, kâfirleri bunu kabul etmez." . Hadis-i Şerif
Sayfa 112 - Tahlil YayınlarıKitabı okuyor
Bir mesai de bize düşsün
Ey Allah 'ın Resûlü! Ben dertliyim, benim derdime deva ol. Ey Allah' ın Habibi! Bu isyanı ve günahı çok olan ümmetinin elinden tut. Senin gibi bir şefaat kaynağı varken ben gidip de kime yalvarayım. Ben, yüce Peygambere âşık ağlayıp inleyen bir bülbül gibiyim. Evet, suçum ve günahım çoktur; ama buna rağmen Hz. Peygamber 'in cemaline hayranım. Ali Ulvi Kurucu
Reklam
Resulullah (s.a.s.)'ın şu sözü gerçekleşti: "Olur ki bir sofranın etrafında toplananların ona üşüşmeleri gibi milletler üzerinize üşüşürler." Bir kişi: Yoksa o zaman biz az olacağımız için mi?" diye sordu. "Aksine siz o zaman çok olursunuz. Fakat selin sürüklediği ot yığınları gibi olursunuz. Allah düşmanlarınızın kalplerinden sizin korkunuzu çıkarır ve sizin kalplerinize vehen sokar" dedi. Bir kişi: "Ey Allah'ın Resûlü! Vehen nedir?" diye sordu. "Dünya sevgisi ve ölümden hoşlanmamaktır" dedi."
Sayfa 17 - Asalet yayınlarıKitabı okuyor
Müthiş an;
Ramazanın on yedinci pazartesi günü, Allah'ın Resûlü Hira dağındaki mağarada.. Bir gece evvel rüyalarında muazzam bir şekil, bir heybet, bir sûret, bir edâ, bir ışık, bir renk görmüşlerdir. Bu <<Na-mus-ül - Ekber>> sıfatlı Cebrail'dir. Büyük ve sultan meleklerden bir tanesi.. Pazartesi günü mağarada murakabe ve ibadetin en derin anında, Allah'ın sevgilisine dünya ve madde perdesinde görünüverdi. İnsanoğluna mahsus olmayan ufukların ötesindeki bu manzara karşısında ne hâle gelmiştir? Birdenbire gökler bir perde gibi açılır ve arkasından sonsuzluk âleminin kadrosundan bir şahsiyet, bütün madde tezahürlerini yakıp kül edici, cisim üstü bir cisimlenişle görünüverirse insan ne hâle gelir? Melek o ânâ kadar öteler âlemini tanımayan fakat bütün alemlerin tacı ve efendisi olarak yaratılmış bulunan peygambere hitap etti. - İkrâ (oku).. Âlemlerin Fahri dehşetler ve haşyetler içinde cevap verdi: - Ben okuyucu değilim. Ne okuyayım? Sultan Melek ilerledi. Allah"ın Resûlünü kucakladı, kuvvetle sıktı ve sonra bırakarak tekrar etti. - Oku! Ve kendisinden yine aynı cevabı aldı. Bu hâl üç kere tekrarlandıktan sonra Melek, Allah'tan aldığı ve Resûlüne teslim etmeye geldiği ilk ayeti, başından sonuna kadar okudu. - Oku! Rabbinin ismiyle başlayarak oku! O Rabbinin ismiyle ki, insanı uyuşmuş kandan yarattı. Kalem vasıtasıyle insanlara ilim veren, bilmediği şeyleri öğreten ve yaratmak yalnız kendisine mahsus olan Kerem Sahibi Rabbinin ismiyle oku!
5.cilt
1279. Âişe radıyallâhu anhâ şöyle dedi: - Ey Allah'ın Resûlü! En üstün amel olarak cihadı görüyoruz. Biz hanımlar cihad etmeyelim mi? dedim. Peygamber aleyhisselâm: - "Fakat (sizin için) cihadın en üstünü, hacc-ı mebrûrdur" buyurdu. Buhârî, Hac 4, Sayd 26, Cihâd 1. ... "Yaşlı, güçsüz ve kadınların
5.cilt
1251.Mücîbetü'l-Bâhiliyye, babasından (veya amcasından) naklen, babasının Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'e elçi olarak gidip memleketine döndüğünü, bir yıl sonra -hâli ve görünüşü oldukça değişmiş olarak- tekrar Hz.Peygamber'e gittiğini ve şöyle dediğini haber verdi: - Ey Allah'ın Resûlü! Beni tanıdınız mı?  Hz.
Reklam
Ah o eller.. tuttuğunun nereye bile demeden bir ömür yürüyeceği eller..
Veda Haccı'ndan önceki süreçte bir gün Hz. Peygamber (s.a.v) sabah namazının ardından cemaate dönerek, “Ey Muhacirûn ve Ensâr topluluğu! Hanginiz Yemende görevlendirilmek ister?" diye sordu. Hz. Ömer (r.a) kalkarak "Ben isterim ey Allah'ın Resûlü" dedi. Hz. Peygamber (s.a.v) herhangi bir karşılık vermedi. Ardından aynı soruyu tekrarladı. Bu defa Mu'âz b. Cebel ayağa kalkarak "Ben isterim ey Allah'ın Resûlü" dedi. Hz. Peygamber (s.a.v), "Bu görev senindir” buyurdu. Hz. Peygamber (s.a.v) kendisini Yemen'e gönderme kararını açıkladıktan ve oradaki görevini zikrettikten sonra şöyle buyurmuştu: “Umulur ki Allah senin bu sıkıntını giderir. " Mu'âz b. Cebel sonrasını şöyle anlatıyor: "Gidip yol hazırlığı yaptım. Sonra da Hz. Peygamber (s.a.v) bana izin verene kadar mescidin kapısında bekledim. Sonra elimi tuttu ve benimle birlikte yürüdü..."
Sayfa 57
Abdullah b. Abbas'tan [radıyallahu anhümâ] rivayet edildiğine göre Resûlullah'ın [sallallahu aleyhi vesellem) ashabından biri, kabir olduğunu bilmeden bir kabrin üzerine çadırını kurdu. O sırada kabirdeki kişi Mülk sûresini sonuna kadar okuyup bitirdi. Bunun üzerine çadırı kuran adam Resûlullah'a [sallallahu aleyhi vesellem] gelerek, - Ey Allah'ın resûlü! Kabir olduğunu bilmeden bir kabrin üzerine çadırımı kurdum, o sırada bir de baktım ki biri Mülk sûresini sonuna kadar okuyup bitirdi, dedi. Bunun üzerine Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: هِيَ الْمَانِعَةُ هِيَ الْمُنْجِيَةُ تُنْجِيهِ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ "Bu sûre (Mülk), engelleyici ve kurtarıcıdır. Onu okuyan kimseyi kabir azabından kurtarır. "
Sabahın aydınlığı gecenin karanlığını bastırıyor. Medine'nin sakinliğinde Bilâl'in ezan sesi yükseliyor.Bu sırada Allah Resûlü(sav) uzun gece ibadeti sonrasında seher vakti mübarek bedenini dinlendirmek için uyumakta. Bilâl(ra) ezan okuduğunda Allah Resûlü(sav)uyanır ve yaptığı ilk şey de ağzını misvaklamak olurdu. Ardından şöyle derdi: "Bizi öldürdükten sonra dirilten Allah'a hamd olsun.Bizi huzurunda toplayacak olan O'dur
Hz. Lübâbe Bintu'l Hâris (r.anha)
Hz. Lübâbe (r.anha), ALLAH ve Resûlü'nün (s.a.s) azılı düşmanı Ebu Leheb'in başını yarıp ölmesine sebep olan cesur ve kahraman bir hanımefendidir. (Şennavi, s.309)
Sayfa 193Kitabı okudu
Reklam
'Resûlullah (aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: Bir adam yolda, yürürken susadı ve susuzluğu arttı. Derken bir kuyuya rastladı. içine inip susuzluğunu giderdi. Çıkınca susuzluktan soluyup toprağı yemekte olan bir köpek.gördü. Adam kendi kendine: 'Bu köpek de benim gibi susamış.' deyip tekrar kuyuya inip, mestini su ile doldurup ağzıyla tutarak dışarı çıktı ve köpeği suladı. Allah onun bu davranışından memnun kaldı ve günahlarını affetti.' Resûlullah'n yanındakilerden bazılar: Ey Allah'in Resûlü! Yani bize hayvanlar(a yaptığımız iyilikler) için de ücret mi var?" dediler. Aleyhissalâtu vesselâm: 'Evet! Her 'yaş ciğer' (sahibi) için bir ücret vardır." buyurdu. (Buhâri)
Sayfa 15
*Allah için nasihat: Allah' a iman etmek, insanları O'na inanmaya çağırmak ve tüm insanların ona inanmasını dilemek demektir. * Allah'ın Resûlü için nasihat: Peygamberimizin Allah katından getirmiş olduğu gerçeklere inanmak, o' nun sünnetine uymak ve diğer insanları da böyle yapmaya çağırmak demektir. * Allah'ın kitabı için nasihat : Kur'ân'ı okuyup onunla amel etmek ve herkesin onu okuyup içindekiler uyarınca amel etmelerini dilemek demektir. * Müslüman yetkililer için nasihat: Onların emirlerine uyup yasaklarından kaçınmak, onlara iyiliği hatırlatıp yasaklardan uzak durmalarını söylemek ve kendilerine karşı silâhlı bir ayaklanmaya kalkışmamak demektir. * Tüm müslümanlar için nasihat: Kendin için ne istiyorsan herkes için de onu istemen , Kendin için istemediğin bir şeyi başkaları için de istememen ve tüm Müslümanların birbirlerine karşı dirlik ve dayanışma halinde olmalarını dilemen demektir.
Müminlerin annesi Hz. Safiyye (r.a.) anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.s) itikâftaydı Ben bir gece vakti mescitte kendisini ziyaret ettim, bir süre onunla konuştum. Eve dönmek üzere kalktım, O da beni uğurlamak üzere benimle birlikte mescidin dışına doğru çıktı. Derken Ensar'dan iki kişi o sırada yanımıza yaklaştılar. Hz. Peygamber'in benimle konuştuğunu görünce birden hızlanıp geçtiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.s.) onlara hitaben "(Hızlı yürümenize gerek yok) yavaş yürüyün, bu yanımdaki Huyey'in kızı Safiyye'dir (benim eşimdir)" dedi. Hz. Peygamber'in bu açıklaması o iki kişinin zoruna gitti. Onlar "Sübhânallah! Ey Allah'ın Resûlü! (Bize ne için açıklama yapma gereği duyuyorsunuz, biz hiç sizin hakkınızda kötü bir şey düşünür müyüz?)" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurdu: "Şeytan insanın vücudunda kanının dolaştığı yerde (damarında) dolaşır. Sizin kalbinize de (acaba Peygamber bir kadınla özel olarak ne görüşüyor şeklinde bir vesvese vererek) kötü bir düşünce bırakmasından endişe ettim. (Buhâri, "İtikâf", 8; Müslim, "Selam",24.)
Sayfa 218Kitabı okudu
İki kez Habeşistan'a hicret etti; zira değişmemiş- ti Mekke. Yumuşamamıştı siyah kayalar. Fakat güven- de olmak da neydi Habeşistan'da, Mekke'deyken Pey- gamber! Sonunda dayanamayıp döndü yurduna. Burada sözü Hz. Ali'nin dudaklarına bırakalım: "Resûlullah ile oturuyorduk. Bu sırada Mus'ab b. Umeyr geldi. Yamalı bir elbise vardı üzerinde. Bu manzara karşısında gözyaşları hücum etti mübarek gözlerine Resûlullah'ın ve dilinden şu kelimeler döküldü: 'Kalbini yüce Allah'ın aydınlattığı şu adama bakın! Anne ve babası en iyi yiyecekleri ve içecekleri sunuyordu ona. O Allah için her şeyi terk etti. Allah ve Resûlü'nün sevgisidir onu bu hâle getiren!'
Sayfa 196Kitabı okudu
Allah Resûlü (s.a.s) "Muhacir, Allah'ın yasak ettiği şeyleri terk edendir." buyuruyor.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.