Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sen çocukluğundan sebepleri görüyor, bilgisizliğinden sebeplere yapışıyorsun . Sebepleri görüyor da müsebbipten (sebebi yaratan) gaflet ediyorsun . Bu hakikati örten, müsebbibin yüzünü gizleyen sebeplere ondan meyletmektesin sen . Sebepler gitti mi başına vurmaya başlar, aman Yarabbi demeye koyulursun . Allah da sana “Hadi, yürü, sebebe git; ne acayip şey, sen beni yarattığım sebepler için andın ha!” der . O vakit kul “Bundan böyle hep seni göreceğim, sebebe, o laftan ibaret saçma şeye bakmayacağım artık” der ama Allah “Seni tekrar sebep âlemine göndersem yine sebebe yapışırsın . Senin için bu, a tövbesinden durmayan ahdi çürük adam! Fakat ben bu işe bakmam, rahmetim boldur . Rahmet etrafında dönüp.dolaşırım, herkese rahmet ederim ben! Senin kötü ahdine bakmam, mademki şimdi bana niyaz ediyorsun, keremimden sana ihsan eder, muradını veririm” der .
Çoğu zaman Anadolu'nun ücra köşelerinden çeşitli hayvanlar getirip hediye ediyorlardı. Elçiliğimizde adeta koca bir hayvanat bahçesi meydana gelmişti bunların arasında ayı yavruları kanatları kırılmış Kartallar Keklikler cins cins kediler köpekler vardı. Elçiliğin idare amiri ayı yavrularının Kiler odasına bitişik tahta bir kulübeye
Reklam
Sonunda pes ederek fısıldadım: “Seni içimde istiyorum.” Kısık ve boğuk bir sesle inledi. Alnını omzuma yasladı ve parmaklarım daldırıp daireler çizerek hızlanmaya başladı. Bacakları kalçama yerleşti, penisi bedenime sürtüyordu. “Aman Tanrım,” diyerek inledim, içimdeki boğumlar derinlerimde kasılıyor, hazza odaklanmış düşüncelerim serbest kalmak için yalvarıyordu.
239 syf.
5/10 puan verdi
çok kısa yorumlamak istiyorum. mafyanın yönetiminde aileden 3 kardeş var biri mafyanın başı ancak artık 3 kardeşten birinin oğlu görevi devralacak. görevi devralacak kişi kitabın erkek karakteri. striptiz kulübü işleten dövmeli ve ne katolik ne italyan olan kız da diğer ana karakter. buraya kadar çok iyi bence. ancak kitabın sıkıntısı bende şu noktada başladı ve benim gibi düşünenleri de rahatsız eden kısım şu olacak. ben tüm kitap boyunca ailenin mevcut patronu ve diğer 2 kardeşin kadın karakterin topuğuna sıkmasını (mafyada sıradan bi adama görev verip) ve gözünü korkutmasını zorluk çıkarmasını falan istedim :/ bunların hiçbiri olmadı yani oğlum aman arkadaşlarına dikkat et emi tadında nasihatler bile verilmedi. hatta bu üç tane erkek kardeşten ikisi kadının striptiz kulübüne gelip erkek karakteri falan ifşa etmeye çalıştılar? adamlar newyorkun sahibi falan? istanbuldaki 1+1 ev sahibi bireylerden racon öğrenmeleri lazım..
Duty
DutyBethany-Kris · Bethany-Kris · 20186 okunma
Aman gördük onların iyiliğini de
"Nasıl yani?" "Evrende sadece alfinlerin ve insanların yaşadığını mı sanıyordun?" "Vampirler de gerçek de de bayılayım şuraya." Dişlerini göstererek sırıttı. "Şaka yapıyorsun!" "Vampirler kedilerden iyidir."
Sayfa 103 - Nova-DarenKitabı okudu
Aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci, Üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten; Ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci? Hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten. İyi nişan alırdı kendini asan zenci, Bira içmez ağlardı, babası değirmenci, Sizden iyi olmasın, boşanmada birinci... Çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.
Reklam
"Öncelikle yaşamın getirdiğini kabul edeceksin. Durum ne ise ka­ bul. Kabul etmek demek 'Aman ne güzel,' demek değil, o an önündeki ne ise onunla barış içinde olmandır. Direnmemektir. Reddetmemektir...
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Uzun zaman önce
UZUN ZAMAN ÖNCE AV. ZEKERİYA ÇETİN Herkese merhabalar benim sevgili dostlarım. Kitap yorumu öncelikle 58.sayfada kaderinden kaçamazsın adlı bölümden bir alıntı ile başlamak istiyorum. - Unutmak istiyor ama unutamıyor. Çünkü kader yuvarlak. Ne yöne giderse gitsin, İnsan hep aynı yöne varıyor ve hep aynı yollardan geçiyor. Mine Söğüt Madam Arthur
Uzun Zaman Önce
Uzun Zaman ÖnceZekeriya Çetin · İnkılap Kitabevi · 202392 okunma
AYNA TUTTUM AYNA Düğünde dirseğe kadar altın bize pek yakışır. Havayı attık,şimdi de kalbimiz çok sıkışır. En şatafatlısından köylüye veririz yemek. Komşu aç yatmış,İslam'a uyar mı bu ne demek. Zenginin cenazesinde yemek dolar taşar. Fakir üçüncü gün aş pişirir buna şaşar. Haksızlık karşısında susar, bir şey demeyiz. Lafta kahramanlığı
Harpagon: Aman, paramın kokusunu mu aldı acaba?
Reklam
Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta; Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum! Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta; Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
Hastalar arasında en çok dünyadan haber isteyen Nâzım’ın fırkasından, iki bacağı yaralı bir çavuştu. Yüzü, hakikaten, bir Türk çavuşunun manâsını taşırdı. Çok az konuşur bir adamdı. Sorduğunuz suallere cevap verecek kudreti yoktu. Sade, bir gün “limon” dedi. Bir limonata yapıp içirmeye çalışırken başı kolumun üzerine düştü. Yatırdım: — Siz Mustafa
… yapıcı sevgi, hayal sevgisine oranla çok zor ve zalim bir iştir. Hayal sevgisi, çabucak ve herkesin kendisine bakması için yapılan hızlı bir kahramanlık ister. Burada gerçekten de iş öyle bir yere varır ki, aman uzun sürmesin, sahnedeymiş gibi çabucak bitsin, herkes görsün ve övgüler yağdırsın diye insanlar hayatlarını bile verirler. Yapıcı sevgi ise bir iş ve sebatkarlık, hatta bazıları için tam bir bilimdir.
Sayfa 86 - CanKitabı okuyor
Bana bir şey ver! Aman Tanrım! Kırk yedi yaşındayım. Diyelim ki altmış yaşına kadar ya- şayacağım, o zaman on üç yılım daha var. Uzun! Bu on üç yılı nasıl geçireceğim ben? Ne yapacağım, onları nasıl dolduracağım? Ah, görüyorsun... (Çıldırmış gibi Astrov'un elini sıkar.) Görüyorsun, keşke hayatımın geri kalanını farklı bir şekilde yaşayabilsem keşke. Temiz ve sessiz bir güne uyansam, tekrar yaşamaya başladığımı, geçmişi unuttuğumu, duman gibi dağılıp gittiğini his- setsem. (Ağlar.) Yeni bir hayata başlasam... Bana nasıl başlayacağımı söyle! Nereden başlayacağım?
Taocular, Tao'nun var olduğu yolunda hiçbir iddiada bulunmadıkları için, bu onları, Tao'nun varlığını kanıtlamak için çaba sarf ederken girecekleri büyük bir sıkıntıdan kurtarır. İşte bu tam anlamıyla Çin'e özgü bir şeydir! Aynı şeyi Batı dinlerinin düşünce tarihiyle karşılaştırın! Aman tanrım! Tanrı'nın var olup olmadığı sorusu için yapılan onca tartışma, savaşlar, dökülen kanlar ve işkenceler! Bu soru, sanki yaşam ve ölüm meselesinden bile daha önemli bir şeymiş gibi algılanmıştır. Ne pahasına olursa olsun bir Hıristiyan, ruhunu kurtarmak için bir putperesti ya da ateisti Tanrı'nın var olduğuna inandırmalıdır. Ne pahasına olursa olsun bir ateistin bir Hıristiyanı, Tanrı inancının gerçek toplumsal gelişime inanılmaz zararlar veren çocuksu ve ilkel bir batıl inanç olduğu konusunda ikna etmesi gerekir. Ve bu nedenle de birbirleriyle savaşıp dururlar. Bu arada Taocu Bilge bir nehrin kıyısında, yanında belki bir şiir kitabı, bir bardak şarap ve biraz boya malzemesiyle sessizce oturup Tao'nun var olup olmadığı konusunda hiç kafasını yormadan onun özünü meydana getiren şeylerin tadını çıkarır.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.