256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Antik çağdan günümüze kadar görüşleriyle, analizleriyle damgasını vuran Platon, Aristoteles, Machiavelli, Montaigne, Voltaire, Descartes, Rousseau Kant, Hegel, Marx ve Nietzsche ve diğer çok önemli filozofların felsefeleri, çok detaya girmeden ana hatlarıyla yazar tarafından okuyucuyu sıkmadan aktarılmıştır.Kitabın en çok beğendiğim ve yararlandığım tarafı ise bu önemli filozofların görüşlerinin kronolojik sırayla bölüm bölüm ve bağlantılı bir şekilde ifade edilmesidir. Bu anlamda ayrı ayrı kitaplarda okunan ve felsefeleri değerlendirilen bu filozofların aynı kitapta ama birbiriyle bağlantılı şekilde birarada olmasının okur açısından daha etkili ve yararlı olduğu kanaatindeyim. Ayrıca yazar,filozofların ana tema olarak işlenen 'hakikat anlayışları'nı her filozofla ilgili giriş ve sonuç bölümlerinde pekiştirecek şekilde ifade ederek, düşünürlerin görüşlerinin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamıştır.Sonuç okarak Kısa Felsefe Tarihinin kütüphanenizde bulunmasının yararlı olacağı görüşündeyim.
Kısa Felsefe Tarihi
Kısa Felsefe TarihiRoger-Pol Droit · Say Yayınları · 201336 okunma
408 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Arkadaşlar bu kitap marksizmin ulusal sorun konusundaki çizgisini ana hatlarıyla beraber anlatmaktadır.Bu yüzden her daim güncelliğini koruyan ulusal sorun ve çözüm önerileri açısından çok değerli bir eserdir. Bu kitap Stalin'in 1913-1936 arası ulusal sorunun açıklaması, ele alınışı ve çözüm noktası üzerine yazdığı makalelerin; konferanslarda,parti kongrelerinde yaptığı konuşmaların bir bütünüdür. Kitabın başlangıcında ulusal sorunun açıklaması yapılmış, sonra sorunun aslında nasıl ele alınması gerektiği ve karşı düşüncede olanların nasıl hatalı bir biçimde ele aldığı anlatılmış ve son bölümde de SSCB'de nelere dikkat edilmesi gerektiği, partinin ulusal sorunda alması gereken sorumluluklar ve asıl tehlikenin sovyet cumhuriyetlerinde gelişen milliyetçilik olduğu belirtilmiştir.
Marksizm, Ulusal Sorun ve Sömürge Sorunu
Marksizm, Ulusal Sorun ve Sömürge SorunuJosef Stalin · İnter Yayınları · 199640 okunma
Reklam
504 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
57 günde okudu
1.Bölüm: Su-Varış, 2. Bölüm: Ateş-Çöküş, 3.Bölüm: Toprak Bekleyiş, 4.Bölüm: Hava-Eve Dönüş. İzmir'de Dramatik Yazarlık bölümünde okuyan bir arkadaşımızın tavsiyesiyle aldığım bu başyapıtı bitirmenin mutluluğunu ve hüznünü aynı anda yaşamaktayım. Çünkü yıllardır, bilmeyipte beklediğim ve özlemini duyduğum bir sanat-felsefe romanı ancak böyle
Vergilius'un Ölümü
Vergilius'un ÖlümüHermann Broch · İthaki Yayınları · 2012362 okunma
746 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
violetpetrichor.blogspot.com.tr/2017/09/vedat-t... Öğretmenlikten ihraç edildikten sonra eşinin desteğiyle kitapçılığa başlayan eski devrimci, 'yılgın küçük burjuva' Kenan ile incelikli, sakin, kararlı, inançlı, inatçı felsefe öğrencisi Günsel'in aşkı, 1960 darbesinden sekiz ay önce başlıyor ve darbeye bir gün
Bir Gün Tek Başına
Bir Gün Tek BaşınaVedat Türkali · Ayrıntı Yayınları · 20195,3bin okunma
664 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Karl Popper o sivri dili ile yapacağını yapmış. Kitabın çok net bir şekilde ana konusunu özetlemek gerekirse; Tarihin başından bu yana siyaset felsefesine konu olmuş Platon'un Devleti, (özellikle ilk cilt neredeyse tamamen Platona ayrılmış) ki bu ayrılma da aslında Popper'in başından beri hep savunduğu Yunan felsefesinin ilahlaştırılmasının önüne geçilmesi içindir. Bundan dolayıdır ki ilk ciltte Plütokrasiyi yerden yere vuruyor Platon'un oligarşik fikirlerini çok sivri bir şekilde eleştiriyor. İkinci cilt ise daha çok Hegelci Alman felsefesi ve Marksın yönetim ideallerine göre şekilleniyor. Marksın toplum bilim ve sınıf anlayışını detaylıca anlatırken her zaman yaptığı gibi onuda eleştirmekten geri durmuyor. Kitap genel hatlarıyla Devlet üzerine kurulu bir eser okuması keyifli.
Açık Toplum ve Düşmanları (2 Cilt Birarada)
Açık Toplum ve Düşmanları (2 Cilt Birarada)Karl R. Popper · Liberte Yayınları · 2018151 okunma
İnsan; sulama, toprağı işleme, madencilik, taş çıkarma, kanallar ve demiryolları yapma, bazı hayvanları yetiştirme, diğerlerini yok etme suretiyle yeryüzünü değiştirir ve bir dış gözlemcinin bakış açısından bakıldığında, bütün bu etkinliklerle ulaşılan hedef nedir diye kendimize sorduğumuzda, yanıtın tek bir basit formülle özetlenebileceğini görürüz: yeryüzündeki maddenin olabildiğince fazlasını insan bedenine dönüştürmek. Hayvanların evcilleştirilmesi, tarım, ticaret ve sanayileşme, bu sürecin aşamalarıdır. Dünyadaki insan nüfusunu diğer büyük hayvanların nüfusuyla ve eski zamanlardaki nüfusla kıyaslarsak, "kimyasal emperyalizmin” aslında, insan zekâsının adandığı temel amaç olduğunu görüyoruz. Belki zekâ, insan yaşamının niceliğinden çok niteliği ile ilgilenerek daha değerli hedefler ortaya koyabileceği bir noktaya yaklaşıyordur. Fakat böyle bir zekâ azınlıklarla sınırlıdır ve büyük insani olayları henüz kontrol etmemektedir. Bu durumun değişip değişmeyeceğini tahmin etmeye kalkışmayacağım. İnsan yaşamının süresini azami düzeye çıkarmak gibi basit bir amacın peşindeki bizler, her durumda bu gezegendeki ilk günlerinden bu yana, canlı varlıkların tüm devinimiyle uyum içinde olma hissinde teselli buluyoruz.
Reklam
174 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.