İslâm Tasavvufu, Muhyiddin'in (Vahdet-i Vücûd) görüşü ile felsefîleşip kemâlinin zirvesine ulaşmış; Hindistan'a bile bazı Tasavvufî tarikatların girmesinde ve Hind Felsefesi ile Iştirakî Felsefesin birleşmesinde, dolayısiyle, Türkistan, Iran ve Hindistan arasında ortak bir felsefe ve buna dayanan bir Türk-Islâm imparatorluğunun kurulmasında onun bu Vahvet-i Vücûd felsefesi pek büyük bir rol oynamıştır.
Sayfa 158 - Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi YayınlarıKitabı okudu