‘’Ne kadar uzağa gidersen git gerçek anlamda kaçabilir misin?’’
Murakami ile tanışma kitabım ‘’Sahilde Kafka’... Kimisi bayılıyor kitaplarına, kimisi de yarım bırakıyor ,sevmiyor Murakami’yi. Yani arafta bir yazar kendileri.
Bazı kitapları okurken çıt çıksın istemem. Dış dünya ile bağım kopar. ‘’Sahilde Kafka’’ böye bir eserdi benim için. 651 sayfalık kitapta bir sayfasında bile sıkılmadım. Bu, başlı başına bir başarıdır bana göre. Pürüzsüz anlatım, akıp giden satırlar muhteşem bir üslup…
İçerikte ne var derseniz, metafor metafor metafor… Fantastik bir kurgunun içinde hapsolmuş astral seyahatler ,demlenmiş ve fazla bekletilmiş bir çay gibi bilinçaltı ya da bilinç üstü davranışlar,psikolojik yanılsamalar ,kehanetler,müzik… Zorluyor,beyin yakıyor,sizi düşündüğünüzden daha farklı düşüncelere sevk ediyor ama verdiği mesajlar şahane.
Kafka Tamuro, babasının kendisine anlattığı bir kehanet yüzünden yıllarca evden kaçmanın planını yapmıştır. 15 yaşına girdiği gün planını uygulamaya başlar ve yollara düşer. Akabinde bir sürü akla hayale sığmaz şey olur ve Murakami sizin avcunuzun içine nur topu gibi sorular bırakır. Siz de böyle bakakalırsınız ne oldu , bunun amacı neydi diye? Bir çok soru kaldı benim de avucumda ama sanırım Murakami’ nin tarzı bu. Okuyanın hayal gücünü zorlayıp ona fazla sorumluluk yüklüyor. Ayrıca bu kitap sayesinde bir çok kez Beethoven dan ‘’Archduke Trio’’ eserini de dinlediğimi belirtmek isterim. Uyanıp yeni dünyalar keşfetmek isterseniz okuyun derim ben.
