Ben Azra Elisa annemin karnını çok sevdiğim için toparlanıp çıkmam uzun sürdü. Ben Azra Elisa annem ve babamla kavuşmam onların ve doktorumuzun beklediğinden bi tık fazlasıydı. Ben Azra Elisa çileği çok severim. Ben Azra Elisa çikolatalı dondurma çok severim. Ben Azra Elisa elimden gelse bütün hayvanları evde besleyeceğim. Ben Azra Elisa anneme deda demeye bayılırım. Ben Azra Elisa babamla piyasa yapmayı çok severim. Ben Azra Elisa babam eve geldiğinde hiç görmemiş gibi heyecanlanırım. Ben Azra Elisa babamın kızıyım bütün cilvem ona. Ben Azra Elisa süt ve süt ürünlerini asla sevmem. Ben Azra Elisa Aptamili çok seviyorum. Ben Azra Elisa ilk arkadaşım Göktuğ idi. Ben Azra Elisa ilk ablalılığımı Asel Ada'da tattım. Ben Azra Elisa fazla gülmeyen ciddi biriyim. Ben Azra Elisa uzun boyum ve zarif parmaklarım var. Ben Azra Elisa babasının prensesi annesinin en büyük mucizesi.
Childs, benim sorunumun kiliseye filan gitmemek olduğunu düşünüyordu. Haklıydı, bir bakıma. Gitmem. Her şeyden önce, annem babam farklı dinlerden. Ailedeki çocukların hepsi de ateist. Doğrusunu isterseniz, papazlara tahammül bile edemiyorum. Gittiğim her okulda, vaaz verirlerken sesleri o Kutsal Joe sesi olur hep. Tanrım, nefret ederim bundan.
Reklam
Annem ve babam gibi, tüm kentler, ülkeler, günler, geceler, her gökyüzü de yabancı kaldı bana. İnsanlara daha fazla yaklaştıkça bu saydıklarımdan daha fazla uzaklaşıyorum. Gökyüzünden, onun ışıklarından, gün batımlarından, karanlıklardan ve bulutlardan, kendi çıktığım karanlığa ulaşıncaya kadar onlardan uzaklaşacağım.
Babam çoktan ölmüştü, annem neşeyi ebediyen gömmüş olan matemi ve dul aylığına mahkum olmuşların ürkekliğiyle bana yabancılaşmıştı, okuldaki yarı yarıya yozlaşmış kız arkadaşlarım itici geliyorlardı, zira benim için son noktada tutkunun ta kendisi olan şeyi onca hafife alarak oyun konusu yapıyorlardı- böylece ben de normalde parçalanıp dağılan hep yeniden uç veren tüm benliğimi senin önüne serdim. Sen, benim için- sana nasıl söyleyebilirim? Bu konuda her girişim yetersiz kalır-,evet, çünkü sen benim için her şeydin, bütün hayatımdın. Benim için her şey, ancak seninle ilintili olduğu ölçüde vardı, hayatımdakilerin hepsi ancak seninle bağlantılı olduğu ölçüde anlamlıydı. Bütün hayatımı değiştirmiştin. O güne kadar okulda kayıtsız ve sıradan bir öğrenci iken, ansızın birinci oldum, gecenin geç saatlerine kadar pek çok kitap okuyordum, zira senin kitapları sevdiğini biliyordum, senin müziği sevdiğine inandığım için birdenbire, neredeyse inatçı bir ısrarla ve annemi hayretler içerisinde bırakarak piyano çalmaya başladım. Hoşuna gidebilmek ve sana layık görünebilmek için giysilerimi temiz tutuyor ve söküklerimi dikiyordum…. sen beni asla, neredeyse hiçbir zaman görmedin…
Sayfa 12 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
Sarılmak
"Annem/babam bana sarılmazdı," şikâyetini ne zaman işitsem boğazıma bir yumru oturur. Beni sevmedi/ler anlamına gelir bu şikâyet. Bana kendimi değerli hissettirmediler. Beni önemsemediler. Oysa ne çok sevilmek isteriz. Sonsuzca sevilmek isteriz. Sonsuz merhamet ve şefkatle sarıp sarma- lanmak, kuşatılmak isteriz. Sonsuzluğun şefkati bizi
“Umut vardı sabahları.Annemin, dokunmaya asla cüret edemediği düz, siyah saçlarında geçici bir ışıltı gibiydi. Yavaşça yediğim ılık yulaf ezmesinin şekeriyle beraber damağımdaydı.Annemin kavuşturmuş olduğu narin elleri, gazetedeki İspanyol gribi ve Versay Antlaşması haberleri üstünde öylece duruyor, ben de onlara bakarak yulafımı yiyordum. Babam işe girmişti, ağabeyim okuldaydı.O zaman annem, ben yanında olduğum halde yalnızdı ve hiç sesimi çıkarmazsam, hiçbir şey söylemezsem, o tuhaf kalbindeki erişilmez sükunet, sabah kocayıncaya kadar, sıradan ev kadınları gibi onun da İstedgade’de alışverişe çıkması gerekinceye kadar sürecekti.” Tove Ditlevsen- Kopenhag Üçlemesinin ilki Çocukluk kitabının giriş cümleleri…
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.