Bu suskunluğun orta yerinde annem masadan kalkıp "ben bir kahve yapayım" diyordu, "benimki sade olsun Türkan Hanım" diyordu babam ve bir saniye önce havada asılı gibi duran, insanın ayağına bir asker postalı kadar ağır gelen hayat birdenbire normale dönüyordu. Kırgınlıklar, söylenmemişlikler, biraz önce nasıl olduysa ağızdan çıkıverenlerle birlikte koyu kahve telvelerine gömülüyordu az sonra.
Mutluluk çok kolaydı. Babamın iyi davranması yetiyor, böylece annem mutlu oluyordu ve biz çocuklar da onunla birlikte mutlu oluyorduk.
Babama göre mutluluk o kadar kolay olmamalıydı.
"Babam ve annem bana karşı çok iyiler, beni iyi beslemek, vs. için her şeyi yapıyorlar. Tabii bunun değerini biliyorum ama bir adama yemek, içmek ve uyumak dışında şeyler de gerektiği reddedilemez. İnsan daha yüce ve asil şeyler arzular, hatta bunlarsız yapamaz."
Lerna teyze dışarıda olan bitene dair, "Sizin sağcılarla solcular çarpışıyor yine..." demişti bir keresinde.
"Sağcı ne demek Adalet annem?"
"..."
"Solcu ne demek?"
"..."
Biliyordum, ellerimden biliyordum. Sağ elim dedem, sol elim babam.
Sağ ayağım babaannem, sol ayağım annem.
"Sağ ve sol elimin avuç içleri birbiriyle hızla ve sürekli çarpışınca ne olur Adalet annem?"
"Alkış."
Yukarıdakiler, yani bu savaşı çıkaranlar alkışlıyorlardı; zevkle, şehvetle, ağızlarından tükürükler saça saça, , daha hızlı daha hızlı... Yetmiyordu alkışlamaları. O kadar hızlı alkışlıyorlardı ki kan akıyordu birbiriyle çarpışan ellerinden. Sonra o kanlı sokaklarda ayaklarıyla da rap rap, rap rap yürüyorlardı.
"Küçükken, duygularım başkalarının duygularından tamamen farklı olduğu için anneme, 'Neden?' diye sormuştum. O zaman annem tek kelimeyle kestirip atmış ve kızmıştı. Annem, 'Ne fena kızsın, problemin ne senin?' derken üzgün görünüyordu. Bir keresinde babama da söyledim. Babam sadece sessizce güldü. Daha sonra anneme, 'Diğerlerinden farklı bir çocuk,' dedi."
…
Her işte çok para vardı da babam yoktu! Babamı göremez oldum. Bütün gün, akşam ve gece çalışıyordu. Eve para bırakıyor ve bana bir sürü oyuncak getiriyordu. Eskiden az oyuncağım vardı ama birlikte oynayabilecek bir annem babam vardı. Artık odalar dolusu oyuncağım vardı ama oynayacak kimsem yoktu.
Ne istersem, ne zaman istersem yapmanı istiyorum. Her zaman benim istediğim gibi olmanı istiyorum. Aslında sen benim uzantımsın. İhtiyacım olan şeyi tam olarak ihtiyacım olan zamanda bana vermelisin. Senden onu istemek ya da nasıl yapacağını söylemek zorunda kalmamalıyım. Beni koşulsuz sevmeli ve güvenilir olmalısın. Sevgin ve güvenin asla azalmamalı. Benim kurtarıcım, İsa'm, annem ve babam olmanı istiyorum. Ve eğer olmazsan, huzursuzluk çıkarabilirim! Hatta seni terk edebilir ya da aldatabilirim; çünkü benim isteklerim her zaman yerine getirilmek zorundadır.
Not: Senin gereksinimlerin hakkında bir şey duymak istemiyorum.