Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Göl Öyküsü-Tamamı
Dalga beni gökteki kuşlardan, kumsaldaki çocuklardan, kıyıdaki annemden ayırdı. Bir yeşil sessizlik anı oldu. Sonra dalga beni göğe, kuma, bağırışan çocuklara geri verdi. Gölden çıktım, dünya beni bekliyordu, gittiğimden bu yana pek hareket etmemişti. Kumsala doğru koştum. Annem beni kürksü bir havluyla kuruladı. "Orda dur da kuru,"
Böylesi zamanlarda arkama yaslanır, mutluluktan ağlardım
...çoğunlukla sessizce acı çektiğin ve tüm engellere karşın içindeki sevgi ve iyiliğin birleşik güçleri beni etkilemeyi başardıkları zamanlar da vardı mesela.Bu gerçekten de çok az oluyordu ,ama oldukları zaman ise muhteşemdi.Mesela seni sıcak yaz öğlenleri dükkanda, dirseklerini tezgaha dayamış, bitkin bir şekilde başını sallarken gördüğümde ya da Pazar günleri yaz sıcağında soluk soluğa koşarak eve geldiğinde ya da bir keresinde annem çok ağır hastalandığında ve seni gözyaşları içinde titreyip sırtını kitap rafına verdiğini gördüğümde, son kez hasta olduğumda ve senin sessizce Ottla'nın odasına gelip bana baktığında ve dalgın bir şekilde bana elini kaldırıp selam verdiğinde. Böylesi zamanlarda arkama yaslanır, mutluluktan ağlardım ve bu satırları yazarken yine ağlıyorum ..
Sayfa 31 - undefinedKitabı okudu
Reklam
“Melody alfabeyi, tüm harflerin seslerini ve yüzlerce kelimeyi biliyor. Kafasında sayıları toplayıp çıkarabiliyor. Tüm bunları son veli toplantısında konuşmuştuk öyle değil mi?” Annemin kendine hakim olmaya çalıştığını söyleyebilirdim. Öğretmen, “Abarttığınızı düşünmüştüm,” dedi. “Aileler konu böyle çocuklara geldiğinde her zaman gerçekçi olamıyor.” Annem, “Eğer onlara bir kez daha ‘böyle çocuklar’ diye hitap ederseniz, ben de çığlık atabilirim,” diye bağırdı.
Sayfa 54
Ben zaten öyle manken gibi ortalığa çıkmayı pek sevmem. Bütün dikkatler sizin üzerinizde oluyor, insanlar baştan aşağı, dikkatle süzüyorlar gelinle damadı. Gerçi damattan çok geline bakıyorlar Allah’tan. Bilge bütün bunlardan hiç şikâyetçi olmadı. Kızlar gösteri yapmayı seviyorlar. Bir de gelinlik vardı ki üzerin­de, bütün gece o
-Aşk acısı acıların içinde en fasulyeden olanı... -Nasıl yani? -Sen anneni kaybettin mi? -Aman Allah korusun. -Değil mi? Allah korusun. Peki sana şöyle sorsaydım: Irmak seni hiç terk etti mi? Aman Allah korusun demezdin. -Hiç bir şey anlamıyorum. Fazla kaçırdın rakıyı... -Rakıyla alakası yok insanların hayatındaki insanları hep yanlış
Eylülde çıkacak olan kitaptan alıntıdır.
“Bunu son kez söylemiyorum, dedim ya, kendimi neredeyse ıskalıyordum, gerçi iyi nişan almıştım, ama kötü ateş ettim. Yine de mermiyi çıkaramadılar, kalpte komplikasyon başladı. Fakat daha bir hafta bu şekilde kalabilirmişim, bu bir hafta boyunca olayın başlangıcını didiklemekten ve sonunu görmekten başka bir şey yapamayacağım. Keşke annem işlediğim başka günahları görseydi, hatta bu günahı görseydi de aynadaki yüzümün mutlu ifadesini görmeseydi. Yok hayır, görmemiştir... Tesadüftü sadece... Beni görmeden birkaç saniye önce felç geçirmiştir... Görmedi... İmkânsız görmüş olması!”
Reklam
"Gel, içeri gidelim. Annem sana bir tabak hazırlar. Bir sürü şey var, bir sürü tatlı…“ Cesaret edemiyordum. Son zamanlarda çok çekmiştim. Kim bilir kaç kez duymuştum, çocuklarını, “sana kaç kez demedin mi, eve sokaktan kimseyi çağırmak yok!“ Diye parlayan anneleri.
Kalbim sanki son kez attı ve Azrail bana cesaret verdi, annem bana cesaret verdi, ben de tetiğe bastım.
191 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.