Gül der ki yüzüm yüzlerden güzelken Ezer suyumu çıkarırlar bilmem neden. Bülbül de şöyle der ona sanki içinden: Bir yıl dert çekmeden var mı bir gün sevinen?
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları XXIX. Basım
Bir insanı ezip mahvetmek, ona en korkunç bir katilin bile duyunca titreyeceği kadar ağır bir ceza vermek isteyenlerin, insana yaptığı işin tamamen anlamsız, faydasız olduğu duygusunu vermesi yeterlidir. Bugünkü sürgün hizmeti ilgi çekmeyen can sıkıcı bir iş olduğu halde, aslında makuldür: Mahpus tuğla keser, toprak kazar, badana yapar, inşaatlarda çalışır; bu işlerin de bir anlam ve amacı vardır. Sürgün kendini bazen buna kaptırır, daha iyi, daha becerikli olmak ister. Ama bir kovadan öbürüne su dökmek, kum elemek, bir yığın toprağı bir yerden başka bir yere taşımak gibi işleri ona zorla yaptırırsanız, sanırım birkaç gün sonra ya kendini asar ya da bu küçülmeden, utançtan ve azaptan kurtulmak için, “öleyim bari” diye binlerce cinayet işler. Böyle bir cezanın ancak işkence, intikam aracı olacağına şüphe yoktur; bu ceza hiçbir makul amaca hizmet etmediği için anlamsızdır. Ama her zorlama işte muhakkak biraz anlamsızlık, hakaret ve bir utanç telakkisi vardır; yani zora dayanan sürgün hizmeti de serbest hayatta yapılan işlerden daha ağır ve azaplıdır.
Reklam
Hayat geçer sevgilim. Sensiz kaldığımı ve ancak hastalıklı bir hamileliği atlatıp, yeni ama yaşlanmış bir ben doğurarak zaten güneşte ve çorak toprakta kavrulmuş kabukları kırıp dökmeden yaşayabileceğimi o akşam fark ettim.
Sayfa 139Kitabı okudu
Sıkıntı çekmeden rahat nerede bulunmuş? Savaşılmadan zafer nerede kazanılmış?
Sayfa 179Kitabı okudu
“O zaman içimi acıtan şey hayal kırıklığıydı... o genç adamın o denli itaatle gitmesinin verdiği hayal kırıklığı... beni durdurmak, yanımda kalmak için hiçbir girişimde bulunmaması... oradan ayrılıp gitmesi konusundaki ilk arzuma minnet ve saygıyla boyun eğmesi... beni kendine çekmek için bir şey yapmak yerine... beni yoluna çıkan bir azize gibi görmesi sadece... ve beni görmemesi... bir kadın olarak hissetmemesi. Bu benim için bir hayal kırıklığıydı... kendime ne o zaman ne de sonra itiraf edebildiğim bir hayal kırıklığı; oysa bir kadının duyguları, söze dökmeden ve bilincinde olmadan da her şeyi bilir.”
Sayfa 56 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 8. BasımKitabı okudu
En dürüstü kuşkusuz iç güzelliktir.
"En dürüstü kuşkusuz iç güzelliktir; ışıltısı dışarıya vurur, dışsal güzelliğin katkısı en fazla ilaveten onu vurgulamak olur. Orada, güzelliğin derin kök salmışlığına ve ömür boyu dayanıklılığına kefalet eden bir bereketin tezahür edişini hissedersiniz. Bir insanın gösterdiği duygular, ne kadar kendini zaptederse etsin, onun ruhunun zenginliğini fark ettirir. Dile getirdigi düşüncelerden, ne kadar ima yoluyla da olsa, zihnindeki hazineyi sezersiniz. Davranış tarzı ve edası, ifadelerinin hakikiliğine dair bir işarettir. İç güzellik, bir insanın her türlü zafiyeti parıltısıyla örtebilmesini ve hiç zorluk çekmeden ötekine bir köprü kurabilmesini sağlayan cazibenin de temelidir." -Wilhelm Schmid, Kendiyle Dost Olmak, İletişim Yayınları, syf: 62
Reklam
1.000 öğeden 961 ile 970 arasındakiler gösteriliyor.