Masaya ulaşıncaya kadar hiçbir şey söylemedi. Derin sessizlik olmuştu aramızda. O anda duydum sesleri. Başımızın üstünde hızla uçan kırlangıçlar kül rengi gökyüzünü parçalara ayırıyorlardı. ''Ne kadar da neşeliler,'' diye mırıldandım biraz da şu kasvetten kurtulalım diye. '' Ne güzel şarkı söylüyorlar.'' Başını yukarı çevirdi Evgenia. ''Şarkı söylemiyorlar Nevzat.'' Gözleri uçan o güzelim kuşlara takılmıştı. '' Ölen arkadaşlarının yasını tutuyorlar.'' Başını indirdi, kederle gözlerimde durdu. '' Sevinç çığlıkları değil bunlar, acı dolu haykırışlar. Biliyorsun kırlangıçlar göçmen kuşlardır. Çok hızlı uçarlar. İşte o göç sırasında yüzlerce kırlangıç fırtınaya yakalanıp ölürmüş. Göçü başarıyla tamamlayan kırlangıçlar geldikleri ülkenin sıcak gökyüzünde uçarken, yollarda kaybettikleri arkadaşlarını anımsar acıyla, öfkeyle böyle çığlık atarlarmış. Gülümseyerek sordum. ''Güzel hikaye nerde okudun?'' Yüzündeki keder zerre eksilmedi 'Okumadım, Medeni anlattı. Kendilerini kırlangıçlara benzetiyordu. '' Biz de göç sırasında yakınlarımızı kaybettik, ama şu kuşlar kadar bile olamıyoruz. İnsanları rahatsız etmemek için yasımızı bile tutamuyoruz,'' dedi.'
Sayfa 289 - everest yayınlarıKitabı okudu
"Yoksulluk ve çaresizliğin dayanılmaz bir kokusu var, ayda yılda bir yıkanıyor olmanın yol açtığı bir koku değil bu, daha derin, daha içeriden, sessiz bir çığlık gibi, yoksulluğun damgası gibi, yoksullar kokularıyla işaretleniyor, bu koku insanın içini eziyor, insanı uzaklaştırıyor onlardan."
Reklam
On yaşındaki sıradan çocuklardan olmadığımı biliyorum. Yani tabii ki sıradan seyler yaparım. Dondurma yerim. Bisiklete binerim. Top oynarım. Xbox'ım var. Bunun gibi şeyler beni sıradan yapıyor. Sanırım. Ayrıca sıradan hissediyorum. İçimde. Ama sıradan çocukların, oyun parkındaki diğer sıradan çocukların çığlık atarak kaçmasına neden olmadığını biliyorum. Sıradan çocukların, gittikleri her yerde dikizlenmediğini de biliyorum.
Susarlar, sesini boğmak isterler Yarımdır kırıktır sırça yüreğin Çığlık çığlığa yarı geceler Kardeşin duymaz eloğlu duyar
Sayfa 153
Insan boğulmadan yazamıyor. Yara artık kapanmaz olmadıkça... Bu yüzden yazmak bir çığlık.
Sayfa 171Kitabı okudu
Çünkü bir şeyler yapmak zorundayım, bir ses çıkarmak zorundayım, bağırmak, çığlık atmak, ağlamak, küfretmek, ulumak zorundayım; o yüzden gülüyorum. Bunlar duyguları boşaltmanın değişik yolları.
Sayfa 202 - AyrıntıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.