Birisi genç ölür, öteki yaşlı; bunlardan başka, bir bebek de ölür, dünyaya gözlerini açmaktan başka hiçbir şey nasip olmamıştır ona; hepsi de ölümlüydüler. Öyleyken ölüm, kimine daha uzun bir yaşam bağışlamıştır, kimini daha baharında koparmıştır, kiminin de daha başlarken kesmiştir yaşamını. Biri yemek yerken çözüldü yaşamdan, ötekinin ölümü uykunun bir uzantısı oldu, kimisi de sevişirken öldü. Bunlara bir de mızraklarla delik deşik olanları ya da bir yılanın ısırmasıyla ölenleri ekle, ya da başına bir binanın yıkılması ile göçüp gidenleri, bükülen sinirlerin çekilerek (organların) parça parça dökülmesini ekle. Kimilerinin ölümü daha iyi, ötekilerin ölümü daha kötü oldu derler; oysa ölüm herkes için eşittir, vardıkları yer aynıdır, ölüm yolları ayrıdır yalnız. Hiçbir ölüm daha büyük ya da daha küçük değildir, ölüm herkes için aynı ölçüyü kullanır: Yaşamı sona erdirmek. İyi’ler için de sana aynı şeyi söyleyeceğim: Şu katkısız zevkler arasında bir iyi’dir; şu ise acılar, kederler içinde bir iyi; öteki, kaderin hoşgörüsünü kazanmıştır; şu, kaderin tokadını yemiştir. Hepsi de aynı şekilde birer iyi’dir; biri düz, yumuşak, öteki dik, sarp bir yoldan gitse de bu öyledir. Hepsinin de sonu aynıdır: İyi’dir, övülesi şeylerdir, erdeme ve akla yoldaşlık ederler. Erdem, bağrına bastığı her şeyi birbirine eşit kılar.