Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Baba Mektup elinize geçmiş olduğu zaman aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben ne hadar üzülmeyin dersem yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum, insanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler,önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektedir. Bu nedenle, ben erken gitmeyi normal karşılıyorum, ve kaldı ki, benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de düşmeyeceğimden şüphen olmasın, oğlun ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir, o bu yola bilerek girdi ve sonununun da bu olduğunu biliyordu, seninle düşüncelerimiz ayrı, ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil, Türkiye'de yaşayan Kürt ve Türk halklarının da anlayacağına inanıyorum. Cenazem için avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara'da 1969'da ölen arkadaşım Taylan Özgür'ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul'a götürmeye kalkma, annemi teselli etmek sana düşüyor, kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum, kendisine özellikle tembih et, onun bilim adamı olmasını istiyorum, bilimle uğraşsın ve unutmasın ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir, son anda yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir, seni, annemi, ağabeyimi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşi ile kucaklarım. Oğlun DENİZ GEZMİŞ
Ey benim boyun eğmeyen üç direğim, kırılmayan omurgam! Yalnız Tanrı gücüyle delinmiş teknem. Ey sağlam güvertem, yiğitçe dizginli dümenim, kutba dikili pruvam, şanı şerefiyle ölen gemim! Bensiz mi öleceksin sen? Gemileriyle batan sıradan kaptanlar kadar bile olamadım! Bu onur bile esirgendi benden. Issız bir yaşamın sonunda ıssız bir ölüm! Şimdi anlıyorum ki, benim tüm büyüklüğüm acımın büyüklüğünde. Hey, hey! Uzak, en uzak ufuklardan kalkın gelin, geçmiş ömrümün yiğit dalgaları! Gelin de, kabartın ölüm dalgamı!
Sayfa 684
Reklam
İnsanın acısına inandım. Kimse diz çökmesin, dedim. Yazdım. Sözlerim insandan acıydı. Dünyanın bütün harflerini okudum. Önce anladım. Sonra anlamadım. İnsan sonsuzdu. Zaman sonsuzdu. Ölüm sonsuzdu. Üç sonsuzluk içinde sevdim. Aa inceldi, güzelleşti. Dünyaya inandım. Sözler içimde büyüdü, büyüdü. Yalnızlık oldu. Yazdım. Önce kalabalık oldu, sonra yine yalnızlık. Ölümden önce bir iş gelmedi elimden.
“Öcalan’ın arkadaşlık arayışlarında kadim bilgiyi günümüze taşıma telaşı belirir ve burada Gılgamış Destanı’ndan doneler toplar, sorular çıkartır. Gılgamış, Homeros'un İlyada ve Odysseia’sindan bin üç yüz yıl kadar önce yazılmıştır. Destan arkadaşlık, sevgi, gurur ve şerefin, serüven ve ölümün yanında ölümsüzlük isteğine dayanır. Gılgamış
Sayfa 135 - Alfa KitapKitabı okuyor
İşte orada ölümü de düşündüm. Ölüm pek ürkütücü gelmiyor insana. Yine de ölümü kabul edemiyorsun. Kesin bu. O ara bilimi falan düşünüyorsun. İki yüzyıl, üç yüzyıl sonrasını düşünüyorsun. Bilimin insanlığa getireceği şeyleri. İçinde bulunduğun durum anlamsız geliyor sana, saçma geliyor.lonesco'nun oyunları gibi bir şey. Yaşaman gerektiğini
Bir Ölüm Haberi
Bir yıldız sönünce ondan uzaktakiler bir şey duymaz. Herkes ancak biraz kendi komşusuyla meşgûl olur. Herkes ancak bir iki düşman için kin, ancak üç dört dost veya akraba için hased veyâ muhabbet ve ancak beş altı vücûd ve rûh için bir zaaf, bir temâyül veyâ bir aşk duyar ve beşeriyyetin üst tarafı bize tamâmen yabancı gibi karanlık kalır. Fakat en keskin dürbünler gibi en merâklı gözler de, o bir parça alâka duyarak meşgûl oldukları âlemlerden bile sade parça parça manzaralar görerek, hayâl meyâl seçtiklerini isâbetle tesbît edemezler. Ve o uzak dünyâlar, bizim kendilerine taktığımız isimlerden haberleri bile olmayan yıldızlar gibi, teşhîslerimizi bile duymazlar.
Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Artık daha iyi bir hayat sürdürmek, son güzel eylemine layık kalmak niyetinde. Üç yüz yıl boyunca bedenini tüm idam sehpalarını açmak zorunda kalan Greve Meydanı, artık mahcubiyet içerisinde. Eski mesleğinden utanarak kötü namından kurtulmak istedi. Cellâdını terk etti ve kaldırım taşlarını pakladı.
- Senin karın ölemez ha? - Hayır; benim karım ölemez. Önce ben öleceğim. Bakalım, ölüm gelecekse gelsin! Bana! Ölüm bana! Gelsin! - Ah Alejandro, bu denli çektiğim acıya değdi!.. Bir de beni sevdiğinden kuşkulanmıştım !.
Sayfa 114 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Modern Klasikler DizisiKitabı okudu
romantik değilim günah çıkaran filmlere ağlayacak kadar yaralı kardeşine şahadet getirten çocuk kadar realistim ölüm ile yaşamı ayırt edemediği için hayatta olup olmadığını soran üç yaşındaki o çocuk kadar gerçeğim
Ölüm bu, kimsenin bağışıklığı yok. Kimin başına geleceği kestirilemiyor.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.