Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Çocukken, yeryüzünde yaşanabilecek en gerçeküstü ortamda bulundum: Savaş. Bir sokağa girdiğinizde, sokağın yarısı harabe, bir evin tepesine çıkmış bir araba mesela. Savaş tamamen gerçeküstü sürprizlerle doludur."
Jack Kerouac Kendini Anlatıyor Ben hayatım boyunca pranga mahkûmiyetlerinden kaçan köksüz bir ağaç oldum. Ne durmayı ne de aynı yolu ileri geri kat etmeyi severim. Bana sorarsanız, gerçek yaşam hiç durmadan dosdoğru denize doğru gitmektir. Öyküler söylemek, öyküler dinlemek, öyküler yaşamak… Benim öyküm de onlardan biri. Her zaman gizlice
Reklam
SÜRVEYAN HEKİM “Doktordan satılık araba” diye ilan verirler, çok doğru aslında. Ne o arabayı kullanacak vakit bulursunuz, ne de düzenli bir hayatınız olur. Hele bir de cerrahsanız, o uyku denen tatlı şeyle bir türlü buluşamazsınız. Ben de Güneydoğu’da görev yaparken hem uykudan, hem de arabamdan mahrum kaldım. Zaten kullanmaya vakit
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-3/Kitabı okudu
BEYNİNİN KADINSI TARAFINI KULLAN
"Eğer beynin sol yarısı sana hükmetmeye devam eders, başarılı bir hayatın olur. O kadar başarılı ki,kırk yaşına geldiğinde ülswrin çıkar. Kırk beş yaşında en az bir ya da iki kalp krizi yaşamış olursun." Beyninin sol yarısını izlemek için bir çok cazip şey vardır. O yarı, dünyevi beyindir. Daha çok metalarla ilgilidir. Araba, para, ev, güç, prestij. Sağ yarı ise, kendi iç varlığıyla daha çok ilgilenenlerin yöneldiğidir. Kendi iç huzuru ve mutluluğu ile ilgilenir. Metalarla ilgilenmez. O daha çok yaşadığı anla ilgilenir. Geleceği önmsemez. Daha çok hayatın şiirsel tarafıyla ilgilenir.Aritmetik kısmıyla değil.
Sayfa 118 - owoKitabı okudu
Kötü Kadın
“Yapamam!" diye hıçkırdı. "Ah, Mingo, yapamayacağım! Yapamayacağım!" Salona koştu, paltosunu aldığı gibi ön kapıdan dışarı fırladı. Mingo geri gelmesini söyleyerek peşinden gitti. Arabanın direksiyonuna geçmek üzereyken yakaladı onu, vücudunun yarısı arabanın içindeydi, elleri dalgalanıyor, kadına yalvarıyordu. Sonra geri çekildi, araba yola çıkıp aniden hızlandı.”
Tüm bunlara rağmen bizim medeni kanunumuz inanır mısınız, bazı ülkelere göre "nispeten" daha iyi. Mesela Sudan'da kızların evlenme yaşı 10. Bu kızların bir kısmı gebelikte hayatını kaybediyor. Mesela Cibuti'de cinsel suçlarla ilgili yasa yok ve kadınların %90ından fazlası sünnet ediliyor. Mesela Bahreyn'de bir kadının tanıklığı yarım adamın tanıklığı ediyor. Yani Bahreyn'de hukuken iki kadın bir adam ediyor. Mesela Fas'ta kadınların kocalarını terk etmeleri kanunen yasak. Mesela İran'da kadınlar hâkim olabilirler, ama cezai konularda karar veremez. Mesela Suudi Arabistan'da kadınların araba kullanması yasak. (Bu yasak kadının belirli saatlerde kocasından ya da oğullarından izin alması şartıyla şeklinde biraz esnetildi.) Mesela Umman'da kadınların miras hakkı yasal olarak erkeklerinkinin yarısı kadar. Muhtemelen dünyada benim bilmediğim ve şu an için bilmemekten mutluluk duyduğum ne saçma hukuksuzluklar, ne kötü gelenekler, ne iğrenç anlayışlar vardır kadınların maruz kaldığı.
Reklam
BİR YİĞİTLİK ÂNI
Dostoyevski, Petersburg, Semenowsk Alanı 22 Aralık 1849 Gece yarısı uykusundan uyandırıp sürüklediler onu, Kılıç şakırtıları duyulur hapishanenin avlusunda Ve buyurgan sesler; bu bilinmezlikte Titreşir korkutucu gölgeler birer hayalet gibi. İleriye doğru itiyorlar onu ve derin bir dehlizden geçiliyor Uzun ve karanlık, karanlık ve
Can YayınlarıKitabı okudu
Gerileme
Hatta sağlıklı, çok-dengeli insanlar bile ara sıra, anksieteyi azaltmak üzere gerileme gösterirler veya ifade ettikleri şekliyle "kafalarına göre takılırlar." Sigara içer, sarhoş olur, fazla yer, sinirlenir, tırnaklarını ısırır, burunlarını karıştırır, kanunları çiğner, bebek gibi konuşur, mastürbasyon yapar, gerilim romanları okur, sinemaya gider, sıradışı cinsel eylemlere girer, sakız veya tütün çiğner, çocuklar gibi giyinir, hızlı ve dikkatsizce araba kullanır, iyi ve kötü ruhlara inanır, uyuklar, kavga edip birbirlerini öldürür, at yarışı oynar, gündüz düşleri görür, otoriteye karşı gelir veya asileşir, kumar oynar, aynanın önünde saatlerce süslenir, içgüdülerine göre hareket eder ve bunun gibi binlerce çocuksu şeyi yaparlar. Bu gerilemelerden bazıları öyle yaygındır ki, bunlar olgunluğun bkrer göstergesi olarak dahi kabul edilirler.
Sayfa 112 - Kaknüs
1999 yılının yaz mevsiminde, bir sanayi sitesinin içinde yer alan bir çay ocağında, iki ay kadar garsonluk yapmıştım... Çalıştığı oto tamir dükkanının paydos saatlerinde bizim ocağa gelen genç bir adam vardı. Üstü başı, yüzü gözü, simsiyah yağ içinde; bir elinde bir spor gazetesinin at yarışı eki, bir elinde bir tükenmez kalemle gelir ve
Arabaya benzin koydular. Benzin deposu delikti. Kara sakızla hemen delikleri tıkadılar. Otelcinin oğlu , yarısı kopuk direksiyonun başına geçti. Otobüs sahibi olan adam : bir '' Bismillah!... '' çektikten sonra gerildi, gerildi , sonra arabanın üstüne doğru koşarak , arabaya bir tekme indirdi. Tekmeyi yer yemez araba , - Hırrr!... diye çalışmaya başladı. Amerikalı teknisyenler şaşırıp kalmışlardı. Oradan bir bozuk traktörün olduğu yere gittiler. Traktör sarımsak , sovan ,eski papuç , nal ve kurdelalarla süslü , üstüne çuvallar gerilmiş , orası burası halatlarla bağlı bir durumdaydı. Amerikalılar bunu da traktöre benzetemedikleri için bozukluğun nedenini anlayamadılar. Ama bu bozukluğun ne olduğunu anlamadıkları makineyi bir köylü , birkaç kere üstüne varyoz indirerek çalıştırabilmişti. Mister Harry Scott , - Siz bunları çalıştırıyorsunuz , şikayetiniz nedir? diye sordu. Traktör sahibi , - O balyoz kimin kafasına inse çalışır , dedi. Marifet deh deyince laf anlayıp gitmesi , çüş deyince güzellikle durması...
246 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.