"Bu memlekette iyi katil olunur;devlet adına şerefle kurşun sıkılır,ne kadar gaddarlık yaparsanız,ülke sizinle o kadar gurur duyar. Bu memlekette iyi soygun da yapılır:Devleti,belediyeyi soyar ve büyük adam olarak elinizi kolunuzu sallaya sallaya dolaşırsınız. Bu haltları işlerseniz,basın da size saygı duyar.Önünüzde ceket iliklenir. Ama şiir,şarkı,türkü,roman,hikaye,sinema falan gibi tehlikeli sulara daldınızsa,ömür boyu burnunuzdan fitil fitil getirirler."
Sayfa 380 - Doğan kitap
"Nasıl biri olacağınıza dair ihtimaller bile çocukluğunuzdan çok öncesine, varoluş anınıza dayanır. İnsan davranışlarında genlerin önemli olmadığı görüşündeyseniz, şu inanılması güç gerçeği bir düşünün: Eğer belirli bir gen grubuna sahipseniz, bir şiddet suçu işleme olasılığı 'yüzde sekiz yüz seksen iki' oranında artar. ... Özetle, bu genleri taşıyorsanız, ağır saldırı suçu işleme olasılığınız diğerlerine göre sekiz kat, cinayet işleme olasılığınız on kat, silahlı soygun yapma olasılığınız on üç kat ve cinsel saldırı suçu işleme olasılığınız da kırk dört kat fazladır. İnsan popülasyonunun yarısı bu genlere sahipken diğer yarısının sahip olmaması, ilk grubu, diğerleriyle kıyaslanmayacak ölçüde tehlikeli kılar. Mahkûmların endişe verici ölçüde büyük bir çoğunluğu, ölüm cezası alanlarınsa yüzde 98,4'ü bu genleri taşımaktadır. Geni taşıyanların farklı davranış türüne güçlü bir eğilim gösterdiği yeterince açıktır ve tek başına bu istatistikler bile, güdüler ve davranışlar bakımından herkesin masaya eşit koşullarda oturduğunu varsayamayacağımızı göstermektedir. ... Bu arada, bu tehlikeli gen grubuna yeniden dönecek olursak, siz de olasılıkla adını duymuşsunuzdur. Topluca 'Y kromozomu' olarak anılırlar. Ve eğer siz de bir taşıyıcıysanız, 'erkek' olarak isimlendirilirsiniz."
Sayfa 160 - DomingoKitabı okudu
Reklam
Büyülü Ceket
Giyim kuşam zarifliğine değer vermekle beraber, hemcinslerimin üzerindeki elbiselerin dikimindeki kusursuzluk derecesine hiç aldırış etmem çok kere. Ama bir akşam, Milano’da özel bir toplantıda tanıştığım kırk yaşlarında görünen bir adam, sırtındaki elbisenin pürüzsüzlüğü ve kesilişindeki mutlak güzellikle gerçekten göz alıyordu. Bilmiyorum
Türkiye'de faşizmin hortlatılışı
Türkiye'de finans-kapital nüfuzu el değiştiriyor. Amerikan emperyalizmi, Alman emperyalizmini A.B.C. silahları ile maşalaştırıyor. Alman finans-kapitali, diktasını kurmak istedi mi işsiz aç kaldırım insanlarını parayla tutar. Kaz adımı atan "askeri yürüyüşlü" komandolarına, ceza görmeyecek suçlar işlete işlete, herkese yaka silktirip, "ne olacaksa olsun!" dedirtip, komplosunu hazırlar... Tek sözle "Alman mucizesi" Türkiye'de Nazi talimi yapıyor, yaptırıyor. Batıcı ithal malı "devr'i dilârây'ı demirkırâsi" oyuncağızının cüce "büyük adam" aktörcükleri ne alemdeler? Uluslararası finans-kapital efendilerinin Türkiye'yi haraca bağlayışları "şerefine", diş kirası almak için "kalkınma" gevişi getiriyorlar. Tekelci soygun ve sömürü "huzur"ları kaçmasın diye, Türk milletini, bir finans kapital işareti üzerine, toptan koyun gibi "kün fe yekûn!" etmek Bizantizmlerinden daha akılcıl kumar bulunamaz sanıyorlar. Milleti borca boğup teslim edeceklerini umuyorlar. Aldanıyorlar. Türk Ordusu, Enver Paşanın değil, Mustafa Kemal Paşanın izinde yürüyor. Alman finans-kapitali Türkiye'yi "Enverland" yapmıştı. Alman emperyalizminin Falkenhein'ı, Mustafa Kemal'e gönderdiği küçük altın fıçılarının suratına çarpıldığını gördü. Amerikan finans-kapitali 27 Mayıs'ı denedi. Alman finans-kapitali Enver Paşa'nın bir daha diriltilemeyeceğini deneyebilir.
Proleter Devrimci Aydınlık Dergisi, Haziran-Ağustos 1970Kitabı okudu
bu ülkenin yaşama sevinciyle dolu, hiçbir şeye aldırmayan gençliğini gördüğümde, yaşı yirmi dörtle otuz arasındaki ve o yaşta bir insanın sahip olduğu eşsiz hayat sevgisiyle sanki içten aydınlanan bir gençle karşılaştığımda, ister istemez geçmişe dönüyorum. benden çalınan bütün o yıllara, hayatımın en güzel yıllarına. ve hücre cezası çekenlerin
Uyanış
O bombalar,o soygunlar, o kaçırmalar, o boğuşmalar, köyde, kentte, gecekonduda sefil ve perişan, ama Allah'a çok şükürle kıfafi nefs eden insanlarımızın kulağını ve gözünü Ankara'ya, İstanbul'a, soyguna, sömürüye, hakka, hukuka çevirmiştir. Ülkede ne​ olup bittiğine merak sardırmıştır. Bu çok büyük bir aşama. Bu hal senede milyonlarca lafla, arka sıvazlayarak, rüşvet vererek, sermaye ve soygun düzeninin gereklerine uyarak, içine girerek, vergi kaçırarak, yoktan vergi iadesi nasiplenerek sahip olanların hoşuna gitmiyor, gitmez de. Beleşçiliğe, vurguna, soyguna, talana alışmış, uyanışı ve uyanışa ön ayak olanları ağır saldırılara uğratmak, elden gelirse yok etmek baş çaredir. İşte üç fidan da bu sebeple öleceklerdi, öldürüldüler. Kıpırdayana gözdağı olarak öldürüldüler.
Sayfa 176Kitabı okudu
Reklam
258 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.