Bu senenin alıntısı budur benim için <3
_ Uzun süredir yağmur yağmamış, toprak bahar aylarındaki tazeliğini ve yumuşaklığını yitirmişti. Artık ayaklarının altın­ da esnemiyor, adeta onun adımlarına duyarsız kalıyordu. Bu yıl, toprakla buluşmasında yaşadığı heyecanı özlediğini his­setti yaşlı adam. Eğilip, yerden avucuna biraz toprak aldı ve kokladı. Ama o, hemen hemen hiç koku salmıyordu. Tıpkı sevgisiz bırakılan kadın gibi, susuz bırakılan toprak da küs­kün, sert ve kırılgan oluyordu. Tenindeki nemi toprağa ge­çirmek için, avucunu sıkıp bir müddet öylece durdu. Ancak elini tekrar açtığında, ufalanarak iyice dağılmış olan topra­ğın, hafifçe araladığı parmaklarının arasından kayıp gittiğini gördü. Onu kandıramadığını düşünerek gülümsedi yaşlı adam O şu anda küçük tesellilerle mutlu olamayacak kadar talepkardı ve kendisine cömertçe sunulacak bir yağmuru bekliyordu. Yaşlı adam, başın, gökyüzüne kaldırdı; yıldızlar vardı. Toprağın istediği bulutlar ise, uzun süre ortada görün­meyen hovardalar gibi, kim bilir nerelerdeydiler. _
Sayfa 112 - Epsilon Yayıncılık ( PDF)Kitabı okudu
O adamları ay ışığında bir kadın fısıltıyla öpseydi; o adamlar önleri sardunyalı pencerelerden rüzgârlara baksaydı; o adamların çatılarına her bahar leylekler yuva yapsaydı; o adamlar söğütlerin dibinden akan sularla menevişli, uzaklara aksaydı; o adamlara akşamlar birazcık gölge düşürseydi; o adamların kirpikleri bir vakitler hiç nedensiz nemlenmiş olsaydı; o adamlar yağmur altında yalınayak yollarda koşsaydı; o adamları uçurumun kıyısında birileri göğsüne gömseydi; o adamlar bir gün olsun güneşi serçelerle karşılasaydı; o adamların dilinde keder bir erguvan dinginliğinde dönseydi… Yaşlılar, bedenlerinde bir ince sızı, parklarda öpüşen çocuklarla gönenirdi. Kimse kendi rengini başkasının burcuna çekmeye çalışmazdı. Evler evlerin üstüne bir değirmen taşı gibi kurulmazdı. Herkes durduğu yeri biricik doruk, dünyanın tek gerçeği sanmazdı. Pencereler yıldızlarla ürpere ürpere sevişirdi. Aşkı ölümle kuşatılmış bir ülkede mutluluk, mutluluk sayılmazdı. Özgürlük insanın aldığı soluktan belli olurdu. Kimsenin eli kimseye ölüm için uzanmazdı. Doğanın büyüsü ile yüreğin gizi akla iyilikler katardı. Bir hüznü söylerken bile söz, insana güven ve incelik verir, bir gökyüzü genişliği ile dünyaya barış getirirdi.
Sayfa 100 - 1995Kitabı okudu
Reklam
Hızla Gelişecek​ Kalbimiz
hızla gelişecek kalbimiz kalbimiz hızla. sürgünlerin umutsuzluğunda kırık kalpler, yaralılar, onulmazlar farksız çarpanların umutsuzluğunda ve köprü başlarının umutsuzluğunda ve köprü başlarının umudunda.
Bilgi YayıneviKitabı okudu
Bir tarafım bir gül fidanı ve bahar. Öbür yanım…
Sayfa 230Kitabı okudu
İyi Hesap :)
... Frosine: - Elbette ya. Bir kere bu kız yemez içmez soyundan; öyle yetiştirilmiş. Salata, süt, peynir ve patatesle yaşamaya alışmış. Başka bir kadının isteyeceği güzel sofraları, tavuk suyu çorbalarını, bilmem ne şuruplarını, bahar mahar gibi şeyleri istemez. Ne demektir bu? Bütün bunlar yılda en azından üç bin lira tutmaz mı?.. Tutar. Bundan başka kız pek sade giyinmeye meraklı. Cafcaflı urbalara, inciye, elmasa, gösterişli mobilyalara hiç düşkünlüğü yok bunca eşi, benzeri gibi. Bu ıvır zıvırın da yılda dört bin lirası vardır elbet. Üstelik bu kızda kumara karşı görülmedik bir tiksinme var; bugünlerde nerede böyle kadın? Bizim semtte bir kadın biliyorum; yirmi bin lira verdi bu yıl kumarda. Ama biz dörtte birini alalım bunun… Yılda beş bin lira oyundan, dört bin lira giyim kuşamdan, etti mi dokuz bin? Bin lira da boğazdan dersek ne eder?.. Yılda tam on iki bin lira değil mi?
İş Bankası - Epub - Perde II Sahne V 6/13
Bir kadın bir kez aklına uzağı koymuşsa ve biri kanadından tutuyor, kendisi için yuvasının daha emniyetli olduğunu söylüyorsa belki sadece bir mevsim o sesi dinler. Ama her bahar uzağa uçmayı hayal ederek uyanır. Uçamadıkça kızgın, öfkeli olur.
Sayfa 31 - Artemis Yayınları
Reklam
685 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.