Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Televizyon
Genel olarak televizyondaki programlarda kadın ve erkek farklı oranlarda gösterilir. Genel nüfus içinde eşit oranda bulunmalarına karşın televizyonda erkekler kadınlardan iki kat fazla yer alırlar ve televizyonda yer verilenler de tipik kadını temsil etmeyen kadınlardır. Meslek sahibi olmayan tipik kadına ya da mayolu, gece kıyafetli kadına daha çok yer verilir. Benzeri durum çocuklar için hazırlanmış televizyon programlarında da gözlenmiştir; örneğin, çoğu çizgi filmlerde kahraman erkektir, hemen hemen hiç kadın karakter bulunmaz; yer verilen kadın kahramanların da çoğunluğu çaresiz ya da erkeğe bağımlıdır (Golombok ve Fivush, 1996).
Sayfa 134Kitabı okudu
Sempati, aslında evrimin milyonlarca yıldır eklediği çok farklı katmanlardan oluşmaktadır. Memelilerin büyük bir kısmı bu katmanların yalnızca bazılarını sergilerken, sadece çok az sayıda memeli bunların tamamını sergileme kapasitesine sahiptir.²⁰
Sayfa 154 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Reklam
Bir olayın aynı anda binlerce tanık tarafından gözlemlendiğini söylemek, gerçek olayın anlatılandan çok farklı olduğu anlamına gelir.
Farklı gördüğümüz ya da başka bir gruba ait olduklarını bildiğimiz insanlarla özdeşlik kurmakta ciddi zorluklar yaşarız. Aynı kültürel zemin, etnik özellik, yaş, cinsiyet, meslek ve diğer başka etmenler çerçevesinde kendimize benzer olarak tanımladığımız ve bundan da öte bize yakın olduklarını bildiğimiz eşlerimiz, çocuklarımız ya da
Sayfa 130 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Böylece “olan” kendisini böldü. Harikulade bir anda O, bu ve şu oldu. İlk kez birbirinden farklı olarak bu ve şu varoluyordu. Ama aynı zamanda ikisi de aynı anda vardı. Bu ve Şu’nun yanı sıra aynı anda mevcut olan üçüncü şey de Bu ve Şu olmayan “olan”dı. Birdenbire üç element varolmuştu: Burada; şurada; ne şurada, ne burada olan. Çünkü şuranın ve buranın olması için Olma’nın var olması gerekiyordu.
Hasretin dili hep aynı dildir aslında... Sözler aynı denize farklı seslerle akar... Deniz farklı kıyılarda aynı insanları buluşturur..
Reklam
Bugüne kadar yaşamış insanların arasında ölümü en acılı olanıdır...Çünkü yaşayarak ölmüştür. Yaşayarak intihar etmiştir. Yazarak. Hiç durmadan. Kitap yazması kendisi için fazla tehlikeli olmaya başladığında ise mektuplar yazmıştır. Binlerce sayfa ! Sanki her biri farklı bir insanın kaleminden çıkmış binlerce mektup...Bazıları silahla bazıları siyanürle , bazıları çatılardan atlayarak. Bazıları da yaşayarak.!
İnsanlar arası empati ilişkilerinde cinsiyet farklılıklarının etkili olması bizi şaşırtmamalıdır, çünkü yavrularını emziren, besleyen, temizleyen, sırtında taşıyan, rahat ettiren ve hatta savunan annelerin çok uzun bir annelik silsilesinden geçip geldiği unutulmamalıdır. Cinsiyet farklılıkları daha sosyalleşme başlamadan önce ortaya çıkar: Duygusal geçişliliğin ilk işareti -bir başka bebeğin ağladığını duyan bebeğin ağlamaya başlaması"- kız bebeklerde erkek bebeklere göre çok daha belirgindir. Sonraları daha değişik cinsiyet farklılıklarının ortaya çıktığını göreceğiz. İki yaşındaki kız çocukları, başkalarının karşılaştığı üzücü olaylara aynı yaştaki erkek çocuklarına göre daha fazla ilgi gösterirler. Kadınlar da erişkinlik dönemlerine geldiklerinde erkeklerden çok daha güçlü empatik tepkiler vermeye başlarlar ki bu, kadınlara neden bir "yönelme içgüdüsü" atfedildiğini açıklar. Bu açıklamalardan hiçbiri erkeklerin de empati kurduğu gerçeğini yadsımaz. Aslında cinsiyet farklılıkları, üst üste örtüşen çan eğrilerinin seyrini takip ederler: Erkekler ve kadınlar farklı ortalamalara sahip olsalar da, az sayıda erkek ortalama kadınlardan daha çok empatik ve az sayıda kadın da ortalama erkekten daha az empatik olabilmektedir. Yaşın ilerlemesiyle birlikte erkek ve kadınların empati seviyeleri birbirine daha fazla yaklaşmaktadır. Bütün bunlara rağmen, bazı araştırmacılar erişkinlik dönmelerinde kadın ve erkek arasında ciddi bir empatik seviye farkı olduğu konusunda ısrarcıdırlar.
Sayfa 111 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
"Ayrıca, eğer aşk, farklı sınıfları eşit dereceye getirirse onları yükseltmesini de bilir."
Osman Alp-Osman Gâzî
Başlangıçtan beri uc beylerinin fetih politikasına iki prensip yön vermiştir: Gazâ ve istimâlet(gönül alma). Dinî ideoloji olarak İslâmî gazâ, hıristiyan ülkelerine karşı örgütlenmiş askerî uc bölgelerinde ilk aşamada aralıksız akınlar, daha sonra fetih ve yerleşme ve sonunda uc gazi beyliklerinin kuruluşu şeklinde bir gelişme göstermiştir. Gazâ, sanıldığı gibi kontrol altına alınan bölgelerde halkı İslâmlaştırma amacına yönelik değildi. Gazâ, dârülislâmın (Türkçe: illik) egemenlik alanını genişletmeyi amaçlar (zor altında İslâmlaşmış olanları Osmanlı idaresi gerçek müslüman saymamış, onlara"ahriyan" adı altında müslümanlardan farklı bir statü vermiştir). Kontrol altına alınmış bölgede yaşayan gayri-müslimler (Ehl-i Kitap) İslâm hukukunun tesbit ettiği kurallar altında bir statüye (ehl-i zimme) sahip olur ve bu kurallara saygı bey ve her müslüman için dini bir ödev kabul edilirdi. Osmanlı uc gazi beyleri bu kurallar hakkında din âlimlerine danışır ve uygulamada onlara uyum sağlamaya çalışırlardı. Fıkıh okumuş Ede-Balı ve Dursun Fakih Osman'ın danışmanlarıydı.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.