Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
...geleceğe tam güven duyamazdı. Bu güvensizlik duygusu çocukluğundan kalmıştı ona.
Sosyalizm yoksul emekçi kitlelerin işsiz kalmaması, iyi koşullar altında çalışması, doya doya yemesi içmesi, rahat bir evde oturması, hastayken bakılması, geleceğe güven duyması değildir sadece. Ömürleri boyunca bir zindana kapatılırcasına kültür yoksulluğuna mahkûm olanlara, bilimin, sanatın, edebiyatın, müziğin kapılarının açılması da sosyalizmin başlıca amaçlarından biridir. Ve açlıktan ölen, soğukta titreyen, hastane kapılarında can veren bir insanın yazgısı ne denli acıysa; doğanın güzelliğinden, düşünceden, şiirden, müzikten haz duyamayan bir insanın yazgısı da o denli acıdır.
Sayfa 181Kitabı okudu
Reklam
Cunku tek bir anda icinde cok şey ölmüştü; henüz doğmamış olan, ama ışığa ulaşmak isteyen bir çocuk gibi hayatına girmeye calisan aydınlık, neşeli bir kahkaha. Ve çokça da gençlik, o geleceğe güvenen ve istedigi zaman açılmasını bekledigi butun kapali kapıların ardinda neşe ve parıltı hisseden ozlem dolu kucaklama isteği. Sonra pek çok saf ve dünyaya guven duyan hissediş, kendini butun insanlığa ve inançlı ogrencilerine, sadece şenlikler ve mucizeler gösteren büyük doğaya teslim etme hali. Ve son olarak da, acının karanlık kaynaklarında yıkandıgı ve mükemmelliği bulmak için değişen şekillerde yol aldığı için sonsuzca zengin bir aşk ölmüştü.
Geleceğe güvenilmez. Gerçek olan an şimdidir. Ve bu gerçeği gitgide daha yoğun bir şekilde soğuran şey düzyazıdan çok şiir olacaktır. Düzyazı şiirden daha çok güven verir, ama şiir kanayan yaraya seslenir.
.. sosyalizm, yoksul emekçi kitlelerin işsiz kalmaması, iyi koşullar altında çalışması, doya doya yemesi içmesi, rahat bir evde oturması, hastayken bakılması, geleceğe güven duyması değildir sadece. Ömürleri boyunca bir zindana kapatılırcasma kültür yoksulluğuna mahkûm olanlara, bilimin, sanatın, edebiyatın, müziğin kapılarının açılması da sosyalizmin başlıca amaçlarından biridir. Ve açlıktan ölen, soğukta titreyen, hastane kapılarında can veren bir insanın yazgısı ne denli acıysa; doğanın güzelliğinden, düşünceden, şiirden, müzikten haz duyamayan bir insanın yazgısı da o denli acıdır.
Latin literatüründe ,
“Carpe diem guam minimum credula postero “ ; “Bugünü yaşa , geleceğe mümkün olduğu kadar az güven ve gününü değerlendir . “
Reklam
Bir kadını ne kadar çok seversek sevelim, ona ne kadar güvenirsek güvenelim, geçmişi bize geleceğe dair nasıl bir güven verirse versin, yine de az çok kıskanırız. Aşık olmuşsanız, cidden âşık olmuşsanız, bütünüyle kendisinde yaşamak istediğiniz varlığı dünyadan yalıtma ihtiyacını duymuşsunuzdur.
Sayfa 138
Müslümanın sabrı, bir doğum sancısı gibi yeni bir dünyaya gebedir. Onun Sabrı, geçmişin yükü altında ezilmiş ve kıvrılmış olma suskunluğu değil, geleceğe olan bir güven direnişidir.
İnsanın atası olan ve iki ayağının üzerinde doğrulan ilk primat, bu hareketi yaparken, başını hemen yanındaki ağacın kalın dalına çarpıp beyin travması geçirdi. Ve genetik olarak nesilden nesle aktarılan bu travmanın, insanlık tarihini değiştiren iki sonucu oldu. Öncelikle, beynin büyük bölümü kullanılamaz hale geldi. Dolayısıyla o primatın
Sayfa 361Kitabı okudu
"Eğer bir yerde geleceğe yönelik bir güven yoksa insanlar geçmişe sıkı sıkıya sarılırlar."
763 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.