Bilinen çağlarda "Türk" olan halkın atalarının da, Türk ismini taşımasalar bile, Türk oldukları açıktır. Çünkü sonraki torunları Türklerle aynı dili konuşuyorlardı.
Jarvinen, Okunen ve Gulbe Nasıl Kral Oldular?
Reçel Kralı Jarvinen anlatıyor...
Ben önceleri yoksul bir sokak çocuğuydum. Şimdi ise yurdumuz için
büyük ve iyi bir güç olduğumu söyleyebilirim.
Ben bu konumumu kime borçluyum?
Tesadüfen dinlediğim bir konferansa değil mi?
Daha önce de söylemiştim. Küçük dükkânımda kurabiye ve
Gazeteci Arif Tozan kül yutmuyor
“Yarınki köşe yazımda bu daveti anlatmalı mıyım acaba?
Bilemiyorum ki. Eskiden böyle yazıları zevkle okuyordu millet ama şimdi
bir öfke modası başladı. Kıyak yemek, kıyak gezi, kıyak uçak bileti
diyerek her şeye kızıyor okurlar. Belki de kendilerinin çektiği sıkıntılar
artarken, gazetecilerin hayatın
Türkler, Araplarla Acemlerin kullandığı Arap alfabesini, başta çeşitli nedenlerle benimsemişlerdi. Oysa bu alfabe, Türkçenin seslerine uymaktan uzaktı. Harflerinin ve işaretlerinin karışıklığı, yeteri kadar sesli harfi olmayışı ve okunuşunun çeşitli
anlamlara göre değişimi yüzünden rasgele bir adamın bunu okuması zordu. Eğitim görmüş Osmanlı Türkleri bile çok kere imla yanlışı yapmaktan kurtulamazlardı. Bu hal, iki ayrı dilin gelişmesine yol açmıştı: Biri Osmanlı “Enderun” sınıfının kullandığı, yazılan ama konuşulmayan Türkçe; öbürü de halk dili olarak konuşulan, ama yazılamayan Türkçe. Bu da halkın çoğunluğunun yazılı edebiyata yabancı kalmasına yol açıyordu. Halk egemenliği, elde herkesin öğrenip yazabileceği bir alfabe olmadan, nasıl geliştirilebilirdi?
Birbirimizle çekişip itişmekle vakit öldürdük.İktisadi ve teknik sahalarda yığın yığın iş varken, bir sürü milli ihtiyaçlar ve imar işleri yüz üstü dururken ,bizim hükümet adamlarımız halkın dili,dini,maneviyatı ve milli gelenekleriyle uğraşıp durdular.Sanki ilerlemenin milletçe çalışmaktan başka yolu varmış,sanki milli gelenekler iktisadi ve teknik çalışmalara maniymiş gibi, müspet ve verimli işleri bırakıp malayanilerle enerji tükettiler.Halkı hükümetten soğuttular,devlet otoritesini jandarma dipçiği korkusu haline soktular.
Bence baş suçlu maarif sistemimizdir. Bizde mektep,memleket realitelerinden uzaklaşan okutma ve yetişme tarzıyla evladı ana babalardan; halkı,hükümet ve idareden ayırdı ve memlekette aydın zümre etiketi altında bir sürü metropol senyorleri ve kozmopolit idareciler türetti.Bizim hükümet adamlarımız, memleket insanlarına müstemleke halkı gözüyle bakan bu kozmopolit senyorlerden yetişti.Bugünkü perişan halimizin mesulü işte bunlardır.Bu bakımdan Türk milleti talihsizdir.Okutup yetiştirdiği evlatları kendisine ihanet etmiştir.Bunca felaketten sonra,bari bugün derdi anlayıp devasını arasak...