Fâtih'in en büyük kaygısı İstanbul'u dünyanın siyasî ve iktisadî merkezlerinden biri, gerçek bir metropolis haline getirmek, nüfuslandırmak, imar etmek ve kalkındırmak olmuştur. İstanbul, fetihten önce vücutsuz bir baş gibiydi. Şehrin nüfusu 40.000'e kadar düştüğü iddia edilmiştir. Patrik Gennafios'a göre, İstanbul, imparatorluğunun son günlerinde, "fakir ve büyük kısmı gayrimeskûn bir harabeler şehri" idi.