Renklerin keskinliğini azaltan ve nesnelerin hatlarını belirsizleştiren yağmur, sanki benim de kara düşüncelerimi yıkayıp süpürmüştü. Bir özgürlük ve rahatlama hissettim.
Sayfa 18 - Panama YayınlarıKitabı okuyor
Yaşamda, aynı ağızda beliren ağrılı yaralara benzer şekilde ruhu yalnızlık girdabında kemiren ve yavaş yavaş yok eden yaralar vardır. Çoğunlukla bu akıl almaz ıstıraplar; az görülür, garip ve can sıkıcı tesadüflere yüklendiğinden, olup bitenler hakkında başkalarına herhangi bir şey anlatmak da imkânsızdır.
Sayfa 7 - Panama YayınlarıKitabı okuyor
Eski çağlarda, kör doğan insanların lanetlenmiş oldukları düşünülürdü. Görme bozukluğu, yırtıcı hayvanlardan ve tehlikelerden kaçarken büyük bir dezavantaj oluşturuyordu kuşkusuz. Gözler ve görme, duyular içinde en üstünü olarak kabul ediliyordu.
Tanrı merhametten de şefkatten de daha büyüktür. Tabii şiddet ve cezadan da. O’nda hepsi vardır, O’nda hepsi birdir.
…
Çoğu zaman mesele Tanrı’nın ne olduğu değil, bizim onda ne gördüğümüzdür. Sevgi dolu olanlar merhameti görür, zalim olanlar şiddeti. Zeki olanlar aklı görür, aptal olanlar kör inancı; âlimler bilimi görür,cahiller mucizeyi.
Sayfa 30Kitabı okuyor
Senin işlediğin hiçbir güzel amel ve hiçbir günah yoktur ki senin boynuna ışık saçan veya karanlık yayan bir halka olarak asılmasın!
Sen o halkayı göremezsin, ama başkaları görür.
Güneşe baksana, onu herkes görür, gözleri kör olanlar elbette hariç.
Sinelerdeki kör değil ise..!
♤Peygamberler, günümüzün ve geçmişin dünyaca ünlü âlimleri ve bilgeleri ısrarla
"Kalp gözüyle görmeyi" öğrenmemizi söyler.
"Bütün o kör insanların sayısı kadar sana güzel olduğunu söyleyebilirim ama buna gerek yok, bakışımdan anlamıyor musun? Ben sana saç telinden tırnaklarına kadar hayranım, hangi dünyanın içinde olursak olalım bu böyle ve sadece fiziksel değil."
"Bence biz kör olmadık, biz zaten kördük."
"Gören körler mi?"
"Gördüğü halde görmeyen körler."
Kör kesilen herkesin zihninde işte o an, yaşamış ve ölmüş, öldürmüş ve öldürülmüş binlerce hayalet, kara bir şimşek gibi belirip yitti.
Yoksulluk ve miskinlik dolu bu aşağılık dünyada, ilk kez hayatımın, bir güneş ışığıyla aydınlandığını sanmıştım. Ama ne yazık ki, bu güneş ışığı değil, belki sadece gelip geçici bir ışıltıydı, bir kadın ya da melek suretinde görünüp yok olan, kayan bir yıldızdı benim için.
Sayfa 14Kitabı okuyor
