PISA araştırmasının gösterdiği bazı gerçekler var. Mesela bizim çocuklarımız başka ülkelerin çocuklarından daha fazla ders çalışıyorlar. Buna karşılık başarıları onlardan çok geride kalıyor. Bunun bir nedeni bir sonraki aşamadaki sınavı esas alıp ona göre çalışmaları olabilir. Yani öğrenmek, analizde kullanmak amaçlı çalışmak yerine sadece ezberliyorlar. Öyle olunca akıl yürütmeye dayalı soruları çözemiyorlar. En başarılı çocuklar hoşgörü ve özgürlüğün en yaygın olduğu Ege ve Marmara'dan ve Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri ile Anadolu Fen Liseleri'nden çıkıyor. Demek ki model olarak bu bölgeleri ve bu okulları esas alıp sistemleri ona göre biçimlendirmemiz gerekiyor. Eğitim sistemimizde öğrenme eksikliği kadar öğretememe sorunu olduğu anlaşılıyor. Öğretmenlerimizi yetiştirmek için gereken çabayı göstermediğimiz çok basit bir karşılaştırmayla ortaya çıkıyor. Bu gerçekler karşısında biz ne yapıyoruz? Fen liselerini arttıracak yerde İmam Hatip liselerini arttırıyoruz, okullara Analitik gözlemleme yeteneğini geliştirecek laboratuvarlar kuracak yerde mescit açıyoruz, öğretmenlerimizi gelişim programlarına gönderecek yerde siyasal toplantılara yolluyoruz. Böyle devam edersek buluş yapan kuşaklar yetiştiremeyiz. Buluş yapan kuşaklar yetiştiremezsek buluş yapanların taşeronu olmaya devam ederiz. Öyle olunca da orta gelir tuzağından çıkamayız.
Sayfa 183Kitabı okudu
Bir toplum kendini kendini sanat aracılığıyla ifade edebildiği ve sosyal bilimler aracılığıyla anlayabildiği ölçüde moderndir
Reklam
Türkiye'de 1980'lerden bu yana kadınlara ve toplumsal cinsiyete yönelik araştırmalar yaygınlaşmış, hem beşeri ve sosyal bilimler alanını hem de toplumsal algıyı dönüştüren ve zenginleştiren çalışmalara imza atılmıştır. Ancak yapılan akademik çalışmalar ağırlıklı olarak feminist tarihyazımı, edebiyat, emek, çalışma hayatında kadınların konumu, islam-başörtüsü konuları, kadınların siyasal katılımı ve kadın hareketinin demokrasiye katkıları alanlarına yoğunlaşmış, şiddet konusu çok eksik kalmıştır.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu olan, İngilizce Sosyal Bilimler ve Tarih alanlarında kitap tercümeleri bulunan ve bilhassa Kültür ve Etimoloji Tarihi üzerine araştırmalar yapan
Kudret Emiroğlu
Kudret Emiroğlu
ise bu mevzuda şöyle demektedir: “..fesin, Fransız Devrimi sırasında, azat olan esirlere giydirilen Frig başlığının moda olmasından sonra buradan Yunan adaları ve Garp Ocakları’na yayıldığı söylenmekteyse de, fesin biçimiyle Frig başlığı fazla benzeşmemektedir.”
Gazzali'nin eğitime büyük katkıları (!)
Özellikle, 16. yüzyıldan itibaren eğitim sistemini belirleyen temel yapı­lar Gazali felsefesinin belirleyiciliği altında dinî inançlar, de­ğerler ve dinî düşünüş biçimleri ile şekillenmiştir.[3] Eğitimde doğmalar hâkim olurken, yeni buluşlar yapan ya da düşünce üreten kişiler “dinsizlikle” suçlanarak cezalandırılmışlardır.[4] Bu dönemde eğitimin
Komünizm Rusya'nın teşkilatlandırdığı bir hareket haline geldikten sonra, komünizmin bir bütün olarak "insanlığa" eskiden beri "insanlık" mefhumuna karşı duyulan husumetin yeni bir şekil almasını mümkün kıldı. Bu andan itibaren "insanlık" tan bahsedenlere "solcu" ve "vatan haini" demek imkanı belirdi. Türkiye'de bir aydınının kabul edilebilmesi için yukarıda saydığımız iki ana fikirden, laiklikten veya "insanlığa yönelmişlik" ten hiç olmasa bir tanesini kesin bir şekilde reddetmesi gerekir.
Sayfa 169Kitabı okudu
Reklam
Entektüel Devrimci
Hiç abartısız bir şekilde Atatürk sürekli okumuştur. Bu sürekliliğe savaş meydanları da dahildir. Çanakkale savaşları sırasında madam Corinne'den romanlar isteyip okumuş ,1916 yılında kolordu ve ordu komutanı olarak Doğu Anadolu'da bulunduğu sırada kuramsal konularda araştırmalar okumuş ,1922 yılında Kurtuluş Savaşının en kritik aşamasında bile
Sayfa 88 - inkılapKitabı okudu
Aslında, sosyoloji kitaplarıyla dolu kitap raflarına baktığımızda gözümüze çarpan ilk şey başka raflar olacaktır. Çoğu üniversite kütüphanesinde, muhtemelen hepsi de "sosyoloji"den başka isimler taşıyan, sözgelimi etiketlerinde "tarih", "siyasal bilimler", "hukuk", "sosyal politika", "ekonomi" yazan kitapların en yakın raflara yer­leştirilmiş olduğunu göreceksiniz. Bu gibi rafları birbirine yakın olacak şekilde düzenleyen kütüphaneciler belki okuyucuların rahatı ve istedikleri kitabı kolayca bulmalarını düşünmüştür.
Üniversitedeyken mecbur kalmadıkça iş dünyasına hazırlık olarak kabul edilen fizik, kimya, matematik, muhasebe gibi derslerden uzak durdum. Ben daha çok felsefe ve sosyal bilimlerle ilgileniyordum. Tarih, psikoloji, siyasal bilimler gibi derslerin yanı sıra metafizik, epistemoloji, mantık, din ve antik Yunan felsefesi gibi dersler aldım. Şimdi
Sosyal reformun en geniş şeklini isteyen bir kimse bunu bir din esasına oturtabilirse "solcu" değildir, fakat hususi mülkiyetin ve teşebbüsün en ateşli savunucusu din aleyhindeyse "solcu" dur. Bundan da anlaşıldığı gibi "solcu", esas itibariyle memleketimizi İslam annesinden uzaklaştırmak isteyen bir Batılı tipler sisilesinin içindeki unsurlardan biri olarak ele alınmıştır.
Sayfa 168Kitabı okudu
96 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.