"İyi de Martin eğer öyleyse, söylediğin gibi bütün kapılar kapalıysa büyük yazarlar nasıl ortaya çıkıyor?"
"İmkansızı başararak. Öylesine parlak, öylesine olağanüstü eserler ortaya koyuyorlar ki onlara karşı çıkanı küle çeviriyorlar. Mucize kabili geliyor, binde bir ihtimali gerçekleştiriyorlar. Çünkü onlar Carlyle'ın yaralı devleri, zapt edilmez kişiler. İşte benim de yapmam gereken bu, imkansızı gerçekleştirmek."
"Ya başaramazsan? Beni de düşün Martin!"
"Başaramazsam, öyle mi? Başaramazsam editör olurum, sen de editör karısı olursun."
Sayfa 308 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Daha dokunmadan kurudu irem
Çöllere bir türlü yağamıyorum
Yeni bir koşunun başlangıcında
Biraz deprem sonrası
Biraz şehir hülyası
Bir kalp yangınından geriye kalan
Siyah gözlerine beni de götür
Artık bu yerlere sığamıyorum
Pembe uçurtmalar yolladığından beri Sarardı tiryaki menekşeleri
Sonbaharın tozlu kafeslerinde
Sevgi turnaları
Ovalardan, dağların arasında bivefa
O pervasız, buyurgan gözlerindir süzülen
Bilemezsin, her sabah umudumla kaç defa
Çiğdem gibi tutarım bembeyaz ellerini
Yaralı bir kartalım doruklarda büzülen
Atlılar kuşatıyor kirpiklerinden beni
"Çıkış yok..." diyorlar. karar verilmiş bir
kere.... Her sabah o köşeleri dönemiyorum.
Kollarıma tırmanan şiirleri kovuyorum; "hiçbir
işe yaramıyorsunuz, rahat bırakın..." diye
inliyorum. Avukat isimleri soruyorum. Çıkarsa
bu şarkıyı ona dinleteceğim diyorum. Her
kızgınlığa senin adınla başlıyorum. Kokulu
çiçekler alıyorum ama hep aşktan yaralı
birilerine veriyorum. Yaşadığı tüm
haksızlıklara rağmen hala insanları sevmeyi
beceren tek arkadaşım o mu acaba diyorum.
Ablan "o iyi" dedikçe kana kana kahve
içiyorum. Yooo, ağlamıyorum.