Kambur yazar Şule Gürbüz'ün ilk eseri olmasının yanı sıra benim de yazardan okuduğum ilk kitap. Açıkçası İlber Ortaylı'nın tavsiye ettiği kitaplardan biri olmasıyla dikkatimi çeken bir eserdi. İlber Hoca tavsiye ediyorsa okunur düşüncesiyle elime aldığım ve bir çırpıda okuduğum, oldukça altı çizilesi cümlelerin olduğu güzel bir kitap Kambur. Bunun yanı sıra yazarın böyle bir kitabı 18 yaşında kaleme alması da takdire şayan bir durum gerçekten.
İsminden de anlaşılacağı üzere bir kamburun hikayesi anlatılıyor. Hayatla kavgalı, insanlardan uzak, niçin yaşadığını bilmeyen, küskün, yaşamını sırtında bir yük olarak, yani kambur olarak taşıyan bir insanın hikayesi. Bu yönüyle de metaforlarla dolu bir kitap. Şöyle bir düşününce de hangimizin sırtında bize ağır gelen, yük olarak gördüğümüz, altında ezildiğimiz, görünmeyen bir kamburumuz yok ki? Hatta belki de o görünmeyen kamburlar görünenlerden çok daha ağır, çok daha ezici, çok daha yorucudur, bilinmez...
Son olarak yazarın üslubunu, eserin edebi yoğunluğunu da fena bulmadığımı söyleyebilirim. Yukarıda da dediğim gibi altı çizilecek, alıntılanacak bir çok cümle var. Okuyan arkadaşlarımızdan beğenenler olacağı gibi abartıldığını düşünen arkadaşlar da olacaktır. Yani okuru biraz arada bırakan bir kitap. Yine de benim için güzel, akıcı bir eserdi. Zaten 92 sayfadan oluşan, bir çok sayfasında 3-5 cümle olması nedeniyle hızlı ilerleyen, kısa süre içerisinde okunabilecek güzel bir eser Kambur. Okumayı düşünen tüm dostlara şimdiden keyifli okumalar diliyorum