Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ve Nemrut, binbir hilenin üreticisi zorba Nemrut bırakmadı Allah dostunu. Kendisinin tanrılığını tanımayan ve yıkacak olan İbrahim'e önerdi: Mülkü, saltanatı, krallığı sürüp gitsin, onlara asla sataşılmasın. Kendisi de yalnızca İbrahim'in Rabbinin büyüklüğünü tanısındı. Belki ilk laik kral olmayı öneriyordu. Ama İbrahim yüz çevirdi ondan. O bir görevliydi ki, kendisine bildirilen hakikati ulaştırırdı ancak insanlara. Ne bir eksik ne bir fazla. Oysa Nemrut pazarlık ek yapmak istiyordu. Ruhunu şeytana kiralamıştı bir kez.
Sayfa 73
Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: " Çok konuşanın hatası çok olur. Hatası çok olanın günahı da çok olur. Günahı çok olan kimseye de ateş daha layık olur. "
Reklam
Atsız ve Arkadaşları Eylemde: Fatih'in Türbesini Temizliyorlar: Atsız yine Süleymaniye Kütüphanesi'ndeydi. Oradaki tasnif işine devam ediyordu. 1952 yazının bir tatil gününde öğrencileri Altan Deliorman ve Erk Yurtsever ile Divanyolu'ndaki bir kıraathanede buluşmuştu. Sonra birlikte Fatih'in türbesine gittiler. "Türbeye
* “Yoksa onlar (lanetlenen İsrâiloğulları), Allah'ın kendilerine lütfundan nimet verdiği (peygamber seçtiği Muhammed'e ve onun tarafındaki) insanlara karşı haset mi ediyorlar? Evet biz, İbrahimoğulları'na Kitab ve hikmet verdik, hem de onlara büyük hükümranlık bahşettik.” * “İşte onlardan kimi ona (İbrahim soyundan gelen Muhammed'e) iman etti, kimi de (bu İsrail'den değil diye) ondan yüz çevirdi. Artık (onlara) alevli bir ateş olarak cehennem yeter.” Nisa Suresi 54-55. Ayet
soğuktan eliniz ayağınız uyuşmuş bir halde eve geldiniz ve hemen sobanın yanına sokuldunuz. ısınmak için sobanın yanına sokulduğunuz andan itibaren, her geçen dakika sobadan biraz daha uzaklaşır ve en sonunda odanın, sobaya en uzak köşesine oturursunuz. ilk dakikada sizi rahatlatan, huzur veren ateş; yavaş yavaş canınızı sıkmaya başlamıştır. önce üstünüzdeki kazağı çıkarır, daha sonra evdekilerin bütün itirazına rağmen, pencereyi hafifçe aralamaya kalkarsın. aşk da böyledir işte.
Hz. İbrahim bir bayram günü puthaneye girip tüm putları kırdı- ğında da Kur'anî tabirle "feta” idi. Olaya tüm şahit olanların "İbrahim denen bir genç vardı kesin o yapmıştır."78 diyerek tereddütsüz Hz. İbrahim'i bulmaları onun inancını eğilmeden, bükülmeden, sonunu düşünmeden anlatışını ifade eder. Tüm putları kırıp baltayı büyük putun eline koyup ortamdan ayrılmış, kendisine "Putları sen mi kırdın?" diye soranları "Büyük puta sorun, belki kendisinin haberi vardır." diyerek bir paradoksa sürüklemişti. "Sen putların konuşamadığını bilmiyor musun?" deseler bir türlü, "Biliyoruz, hepsini sen parçaladın, öldürdün putlarımızı.” deseler başka türlü bir mantıksızlığın içine düşmüş olacaklardı. Onları düştükleri bu ikilemle yüzleştirmek için, ölümü dahi göze almıştı. Ateşe atılmasına hükmedildi. Muhtemel ki, bu ateş ona başkaca ateşlerden cazip gelmişti.
Reklam
Ateş yakacak bir şey bulamayacak sende: işte İbrahim olmak bu.
Hayatı belli şartlar altında yaşamaya buyur ediliriz. Hayat boyu böyledir bu. Doğduğumuz andan ölümümüze değin hep bu şartlar topluluğu bir şartlar topluluğu ile çevrelenmişizdir. Kimimizin babası sert, kimimizin ki fazla yumuşak, kimimizin annesi ilgisiz, kimimizin ki ise insanı boğacak kadar ilgilidir. İçinde yaşatıldığımız şartlar ilk olarak
48. Yüce Allah (cc) peygamberlerin ellerine verdiği mucizelerle esbabı ve tabiat kanunlarını tesiri hakikiden azletmiştir. (Adem a.s. ve İsa a.s.'ın babasız dünyaya gelmesi, İbrahim a.s.'ı ateşin yakmaması, peygamberimiz s.a.v.'in bir duası ile bir hafta yağmur yağması ve tekrar dua etmesiyle durması gibi. Yani: çocuğun dünyaya gelmesinde anne baba sadece bir sebeptir; meyvenin meydana gelmesinde ağaç sadece bir sebeptir; yağmurunyağmasında bulut sadece bir sebeptir ve ateş te ancak Allah'ın izniyle yakar, yoksa yakamaz ve hakeza...)
Tebeşir YAYINLARIKitabı okuyor
Ateş yakacak bir şey bulamayacak sende:işte İbrahim olmak bu.
Reklam
“ Ateş yakacak bir şey bulamayacak sende. İşte İbrahim olmak bu.”
Sayfa 54 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
Tebbet Suresi
Bu sûre, Ebû Leheb'in mahvını öngörüp, ardından bu melun çiftin âhirette karşılaşacağı azabı tarif eder: 1. Ebû Leheb'in iki eli kurususun, kurudu da; 2. Ona ne malı fayda verecektir, ne de kazandığı. 3. Alevli (leheb) bir ateşte (nār) yanacaktır. 4. Karısı da odun hamalı olarak: 5. Boynunda hurma lifinden bükülmüş bir ip (mesed) olacaktır. İslâm kaynaklarına göre Ebû Leheb çok acıklı bir ölümle dünyayı terk etmiştir. Müslümanların ilk zaferi olan 624 senesindeki Bedir Muharebesi'nden kısa bir süre sonra Ebû Leheb veba hastalığına yakalanmıştır. Karantinaya alınıp, ölümünün üzerinden günler geçmesine rağmen hiç kimse ona yaklaşmamıştır. Çürüyen bedeninin kokusu o kadar rahatsız edici olmuştur ki oğulları, cesedini ortadan kaldırmak için işçi tutmak zorunda kalmışlardır. Tebbet Süresi, Hz. İbrahim'in duasına Allah'ın verdiği cevabın bir izahıdır: "𝗞𝗶𝗺 𝗶𝗻𝗸𝗮̂𝗿 𝗲𝗱𝗲𝗿𝘀𝗲, 𝗼𝗻𝘂 𝗸ı𝘀𝗮 𝗯𝗶𝗿 𝗺𝘂̈𝗱𝗱𝗲𝘁 𝗳𝗮𝘆𝗱𝗮𝗹𝗮𝗻𝗱ı𝗿ı𝗿, 𝘀𝗼𝗻𝗿𝗮 𝗱𝗮 𝗮𝘁𝗲𝘀̧ (𝗻𝗮̄𝗿) 𝗮𝘇𝗮𝗯ı𝗻𝗮 𝗺𝗮𝗵𝗸𝘂̂𝗺 𝗲𝗱𝗲𝗿𝗶𝗺! 𝗢 𝗻𝗲 𝗸𝗼̈𝘁𝘂̈ 𝗯𝗶𝗿 𝘃𝗮𝗿ı𝘀̧ 𝘆𝗲𝗿𝗶𝗱𝗶𝗿!" (2:126) Her iki ayette de ateş için nār kelimesi kullanılmıştır.
Bir şaşkınlığım ben, ademden kalma. Demiştin ama: Ateş olsa ısıtamaz kendini Dünya ...
Sayfa 22
SAİD NURSİ'NİN HRİSTİYANLAR HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ
"Şiddet-i şefkat ve rikkatten (acımaktan), bu kışın şiddetli soğuğuyla beraber mânevî ve şiddetli bir soğuk ve musibet-i beşeriyeden bîçârelere gelen felaketler, heläketler, sefaletler, açlıklar, şiddetle rikkatime dokundu. Birden ihtar edildi ki: Böyle musibetlerde kâfir de olsa hakkında bir nevi merhamet ve mükâfat vardır ki, o
Sayfa 416Kitabı okudu
"Dünya bilgileri bir yerde biter ve kalbî olan devreye girer. Ateş yakmaz mı? Yakar. Fakat Hazreti İbrahim'i yakmadı. Bıçak kesmez mi? Keser. Fakat Hazreti İsmail'i kesmedi. Kalbî olan işte budur."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.