Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
gerçek acıtmaz beni Güne sabah namazı arkası yazı dersiyle başladım. @be- hiyemalkoc heyecan verici bir alıştırma getirmişti derse. Bir Didem Madak şiirinin her dizesini okuyor ben de iki dakika içinde alt satırlar yazıyordum. Sonucu çok sevdik ikimiz de: “Düşündüğünüz kadar iyi bir insan de- ğilim ben. Kalbim o kadar temiz, niyetlerim o kadar
"İnsan konuşma becerisiyle diğer hayvanlardan ayrıl­ mıştır. Konuşan hayvan diye adlandırılan insan, konuşma yeteneğini güzel kullanarak şerefli ve makbul olduğu gibi o konuşmayı kötü kullanan konuşan hayvanın da diğer hay­vanlardan daha hakir ve daha çirkin olması gerekmez mi?
Reklam
M. Süheyl Takkûş
Fâtımîler'in mezhebi konusuna geniş yer ayran M. Süheyl Takkûş haklı olarak: "durum ne şekilde olursa olsun, biz Fâtımîler'in mezhebinin önemini takdir etme konusunda derinlere gitmek niyetinde değiliz. Zira nesep, şerefle ilgili bir meseledir. Soyları ister İsmâil b.Ca'fer es-Sâdık'ın, ister Ali b. Ebî Tâlip ve Nebi'nin kızı Fâtıma'nın, isterse Abdullah b. Meymûn el-Kaddâh'ın soyuna mensup olsun, bu, onların tarihin önemli bir döneminde iki buçuk asırdan fazla süren medeniyetleri ve siyasi faaliyetlerinden bir şey eksiltmez" demektedir.
Sayfa 32 - ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARI ANKARA, 2018 İNCELEYİCİLER, PROF. DR. CASİM AVCI PROF. DR. RAMAZAN ŞEŞENKitabı okuyor
Karakterin adı Ayşe , ne fark eder, Ayşe , Fatma , Selma ....
Onunla bölüştüğü ve kendini kölece güdülüyor hissettiği tuhaf bir yıldan sonra mahremiyetini, tek başına yemek yemeyi, huzur içinde bölünmeden çalışmayı ve dilediğince davranmayı özlemişti.
PDF , kırmızı kedi yayıneviKitabı okudu
Hayatta derinlik ya da anlam aramak gibi bir sorunları yoktu yüzde doksanının. Ne yenilik, ne dişe dokunur bir görüş, ne de ruh! Bozulmuş, daralmış, içi boşal­mış bir dil! Derme çatma yargılar. Akıllı ya da akılsız girişim­ler. Bilinen hiçbir şeyi açıklamayan yavan duygular, gündelik suç ve itiraflar. Ucuzluk, düzeysizlik ve cahillik!
Genç kalabalık, eğitimsiz ya da az eğitim görmüş insanlar, basitlikleri yüzünden güruh gibi görünüyordu gözüne bazen. Böyleleri, kıstırılmışlıklarını yadsıyacak tek alan olarak görüyorlardı sanal dünyayı. Hayatta derinlik ya da anlam aramak gibi sorunları yoktu yüzde doksanının. Ne yenilik, ne dişe dokunur bir görüş, ne de ruh! Bozulmuş, daralmış, içi boşalmış bir dil! Derme çatma yargılar.
Sayfa 117
Reklam
Mustafa Bülent Ecevit 28 Mayıs 1925'te İstanbul Beşiktaş'ta doğdu. İstanbul ve Ankara Konservatuvarlarında öğretmenlik yapmış olan annesi Fatma Nazlı Hanım, Türkiye'nin ilk profesyonel ka­dın ressamlarındandır. Babası Ahmet Fahri Ecevit, Ankara Hukuk Fakültesi'nde adli tıp profesörlüğü yapmış, 1943'te CHP'nin Kastamonu milletvekili olmuştur.
İngilizcesinin güzel olması Londradan kaynaklanıyormuş
Mustafa Bülent Ecevit 28 Mayıs 1925'te İstanbul Beşiktaş'ta doğdu. İstanbul ve Ankara Konservatuvarlarında öğretmenlik yapmış olan annesi Fatma Nazlı Hanım, Türkiye'nin ilk profesyonel ka­dın ressamlarındandır. Babası Ahmet Fahri Ecevit, Ankara Hukuk Fakültesi'nde adli tıp profesörlüğü yapmış, 1943'te CHP'nin Kastamonu milletvekili olmuştur.
Sosyal medya hakkında son zamanlarda okuduğum en iyi tespit
Genç kalabalık, eğitimsiz ya da az eğitim görmüş insanlar, basitlikleri yüzünden güruh gibi görünüyordu gözüne bazen. Böyleleri, kıstınlmışlıklannı yadsıyacak tek alan olarak görüyorlardı sanal dünyayı. Hayatta derinlik ya da anlam aramak gibi bir sorunlan yoktu yüzde doksanının. Ne yenilik, ne dişe dokunur bir görüş, ne de ruh! Bozulmuş, daralmış, içi boşalmış bir dil! Derme çatma yargılar. Akıllı ya da akılsız girişimler. Bilinen hiçbir şeyi açıklamayan yavan duygular, gündelik suç ve itiraflar. Ucuzluk, düzeysizlik ve cahillik! Marazi bir mizah anlayışı, narsis bir hazcılık ve sözde kayıtsızlık. Gene de büsbütün yadsmamazdı kendi zırhı içinden çıkmadan dünyaya iyi kötü uyum sağlamaya, sesini bir biçimde duyurmaya yönelik bu tür çabalar. İnsanlann safralarını boşaltacakları, kaçıp sığmabilecekleri böyle bir icat olmasaydı genel bunalım daha korkunç boyutlara ulaşabilirdi.
Reklam
Benim tepelere çıkmam bir kaçıştır. Düş kırıklıklarımı yatıştıracak rüzgarlar düşledim oralarda.Benim gecekondu mahallelerinde gezişim sonsuz arayışım içinde öyle bir dönemdir.Başka hayatlar,bilmediğim başka insanlar tanıdım oralarda.Kimi zaman umutsuzluğa kapıldım.Işıksız,susuz evler.Teneke barınaklar,derme çatma,kutu gibi,nem içinde odalar. Yoksulluğun ne olduğunu yakından görünce anlıyor insan. Umut taşımaya koştum,itildim,kucaklandım. Umutsuzluktan tükendim.Bir kaybolma,körleşme,koşturma zamanıydı. Yüzlerine bakıp kaldım beni anlayamayan kadınların. Nefret ederek sevdim onları. Duramazdım artık, yıkıntılar arasında yol aradım dolu dizgin. Özgürlük mevsimiydi.
Sayfa 191Kitabı okudu