Ve bitti!
Öyle bir ikilemdeyim ki şimdi...
Bir tarafım neden bu kadar geç kaldım diyor, bir tarafım nereden okudum seni!
Ben şimdi nasıl unuturum okuduklarımı ve nasıl devam ederim eskisi gibi!
Nereden başlayacağımı, nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Okurken nasıl okuyacağımı da bilemedim. Dinlene dinlene okudum eseri. Daha iyisi gelmedi elimden.
‘’Kıyıya vuran her dalga ardındaki dalgaya onun son olmadığını söyler,
Ve her kumarbaz bilir, kaybetmektir orada olmalarının asıl sebebi.’’ — U2 - Every Breaking Wave
Kemerlerinizi bağlayın, istikamet Roulettenbourg!
Bu kitap hakkında söylenecek o kadar çok şey var ki… Ezel dizisine bile konuk olmuş bir kitap
James Joyce dan etkilendiği çok aşikar.Dostoyevski den romanında çok sık bahsederken, Joyce un ise meşhur bilinç akışı tekniği kullandığını görüyoruz.Aynı zamanda kendisi Postmodernist bi yazar.Bunu kısaca sorunsallaştırma, yadsınma olarak 20.yıl ve sonrası için kabul edebiliriz.
Bence dünyanın en güzel romanı budur... Evet, kabul ediyorum, tamamen kişisel bir görüş bu ancak ben öyle olduğuna inanıyorum. Bu görüşe ilk sahip olduğumda henüz bir üniversite öğrencisiydim ve kitap okuma maceramın başlarında sayılırdım. Lakin aradan uzun yıllar geçti, aralarında hatırı sayılır miktarda roman da olan binden fazla kitap okumuş
Kadın yemeği yaktı, DAYAK
Kadın çalışmak istedi, DAYAK
Kadın mantara et koydu, DAYAK
Kadın yemeği tuzlu yaptı, DAYAK
Yetmez. ŞİDDET devam etmeli.
Şişko de İSİM TAK
Beceriksiz de AŞAĞILA
Lânet kitap bittiğine göre artık lânet incelememe başlayabilirim. Vay canına yazarın üslubunu kitabın karakterini takınmışım. Aman Tanrım. İşte böyle anlarda çok öfkeli olurum. Zaten hep böyle anlar beni öfkelendirmiştir. Birazda küfür edeyim. Evet biraz daha küfür. Siz öyle okuyun. Gerçekler yalnızlık eleştiri sistem kapalılık başkaldırı