Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eliyle gösterdiği tarafta çocuklar oyun kurmuştu. El ele tutuşmuş, ortalarına oturttukları bir çocuğun etrafinda fır dönüyor, bir yandan da Kayılıların meşhur tekerlemesini söylüyorlardı: "Eveleme, develeme, Yağı (düşman) kaçar, kovalama, Çergi çember,
EVELEME DEVELEME
İşe Şişe Şişeye işe Gelmişe sor gör Sövme Söyle geçmişe
Sayfa 177 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
- Eveleme develeme, Tazu tuzi, Merkep kızı. Nereye gitti, Yazıya gitti, Ne zaman gelecek? Güzün gelecek, Yazılalım, dizilelim, Ancık boncuk, Kerevete sen gir sen çık! ...
Sayfa 21 - altın kitaplarKitabı okudu
Çocuğun Okul Çağına Geldiği Nasıl Anlaşılır?
OTUZ, kırk yıl evvel, çocuğu mektebe başlatmak kaygusu, yavrunun elini bir mum alevine, bir lâmba şişesine ve bir mangal ateşine doğru uzatırken, odada bulunanların hep bir ağızdan: - Cız! Veya minimini parmakları arasına bir şey geçirip de ağzına götürmiye davrandığı zaman kim görse: - Tu.. kaka! diye bağırdıkları, yahut: Dandini, dandini dan
Sayfa 377-378, Hulusi Kodaman - Mahallemin Mektebi
-Eveleme develeme, Tazi tuzi, Merkep kızı. Nereye gitti? Yazıya gitti, Ne zaman gelecek? Güzün gelecek, Yazılalım, dizilelim. Şu köşeye büzülelim. Ancık boncuk, Kerevete sen gir sen çık!...
Reklam
Şiir ne imiş, ne değilmiş? Şu Nurullah Ataç’ı çok seviyorum. Çok güzel yazılar yazdı. Belki daha da yazar. Bazan kızıyorum da. Bir kere benim yakamdaki armaya takılmıştı. “İdeal köy” dedim. “Yere batsın sizin köyleriniz!”dedi. “Biz şehir diyoruz, siz köy diyorsunuz.” dedi. Hâlâ sinirleniyorum. O zaman bir cevap da bulamamıştım. Şiir ne imiş, ne değilmiş? Kelimelerle güzel şekiller kurmak sanatı imiş. Kelimeleri ustaca yan yana getirebiliyorsan iyi şairmişsin. Bence bu da ucuz şairlik. Asıl mesele şairin konu karşısındaki davranışı, konu üzerindeki yetkisi değil midir? Şair ele aldığı konu ile derinden ilgili değilse, ona yakın olamıyorsa istediği kadar dil cambazı olsun ona nasıl yeni bir ses verebilir? Şair kelimelerden yaptığı şeklin içine bir ruh koymayacak mı? Değilse o ne işe yarar? Eveleme develeme Deve kuşu kovalama Kelimeler yan yana getirilmiş, bir şekil kurulmuş. Ama içi boş bir şekil. Bir de: Uzak uzalar Çorak ovalar. deyince şair kurduğu şeklin içine okuyana ah dedirtecek bir taraf da koymuş.
Sayfa 17 - Varlık, 1952Kitabı okudu
"Eveleme develeme , Yağı kaçar , kovalama, Çergi çember, Misk ü amber, Kılıç, mızrak, Vatan uzak ..."
Koca bir mazi..
Okulun bahçesinden koşmaca, körebe, yanartaş, ebeleme, hırsız polis, seksek, ip atlama, saklambaç, misket, ayak topu, zıpzıp, çember, topaç çevirme, uzuneşek, tahterevalli, kaydırak, fışfış kayıkçı, esir almaca, birdirbir, altın beşik, eveleme develeme, yazı mı tura mı, çukur, kafa karış, açıl kilidim açıl, el el üstüne kimin eli var, aç kapıyı bezirgân, yağ satarım bal satarım gürültüleri duyuluyordu. Çocukların neşe veren çığlıkları boş ve sessiz dersliklere uzaktan yayılıyor, yalnızlığımı algılıyordum.
“Mektep herhalde evren daha eğlenceliydi. Hiç olmazsa kaçamak olarak leblebiyle “tek mi çift mi”, “iplikten su yolu”, “almana”, “Tenten”, “el el üstünde kimin eli var?”, “vay benim köse sakalım”, “eveleme develeme, devekuşu kovalama”, “parmak ayırmaca”, “yokuş aşağı”, “seke seke ben geldim, çıngırağım hoş geldin”, “fış fış kayıkçı”, duvarda “top”, cevizle “vurup almana”, “beş taş”, ... oynardık. Mahallede ise bir arkadaşımla, kapı dibinde olsun bir kaydırak oynayamaz, bahçemize “çiçekler bozulur, toz toprak olur” derler, kimseyi davet edemezdim. Oyunsuz çocuk ise karnına dokundukça “viyk, viyk” eden kukla bebeklerden başka bir şey değildir.”
Sayfa 45